• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Komşu Rusya yeniden "Moskof" mu oluyor?

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 12.10.2012, 00:00
19. yüzyılın tamamı ve 20. yüzyılın ilk çeyreği, esasen bir Türk-Rus mücadelesi dönemidir.
93 Harbi, Balkan bozgunu, Kafkaslar ve Orta Asya'da Rus yayılmacı siyaseti, imparatorluk coğrafyasındaki etnik kışkırtmalar...
Kaderimizi belirleyen tüm bu tarihi olayların düşman cephesinde Rusya vardır.
19. yüzyıldaki Rus yayılmacı siyaseti Türk milletinin canını öylesine acıtmıştır ki, Türkler için Rusların adı artık "Moskof" dur ve bu isimlendirme hiç de iyi bir manaya gelmemektedir.
Aslında Türk-Rus mücadelesi 20. yüzyılın başında da devam etmiştir. Kafkaslara ve Orta Asya'ya sarkan, Osmanlı Ermenilerini kışkırtan, Anadolu jeopolitiğine gözünü dikmiş bir Rusya vardır yüzyılın başında karşımızda.
20. yüzyılın ikinci yarısından sonuna kadar, yani tüm soğuk savaş döneminde, Türkiye'nin dünya siyasetinde yerini ve pozisyonunu bir bakıma Rusya faktörü belirlemiştir.
***
Sovyetler Birliği dev bir Rus imparatorluğuydu ve doğu-batı rekabetinde, üzerinde oturduğu devasa coğrafyayı taşıyamadı; kapitalist dünyaya yenildi.
Ruslar hızlı bir biçimde Sovyet İmparatorluğunu dağıttılar.
Rusların bozguna uğradıklarını ve artık kolay kolay başlarını kaldıramayacaklarını söyleyen analizcilere ilk uyarı ABD'li stratejist Brezinski'den gelmişti. O demişti ki: "Sakın yanılmayın, Ruslar stratejik bir geri çekilme yapıyorlar, daha güçlü dönecekler".
Geçen zaman Brezinski'yi haklı çıkardı. Soğuk savaşın bitiminden itibaren, 90'lı yıllar boyunca büyük sorunlar yaşayan Rusya müthiş bir ayakta kalma çabasıyla kendisine çıkış yolları bulabildi.
İçinden Putin gibi bir sert adam çıkardı önce. Rus çarlarını andıran bir adam Putin. Önce ülkenin bütün mafya sistemini hizaya getirdi, sonra enerji kaynaklarının değerleneceği öngörüsüyle Rusya'yı bir enerji devi haline getirdi.
Bugün doğalgaz ihtiyacı bakımından dünyanın üçte biri neredeyse Rusya'ya bağımlıdır.
Avrupa'nın, özellikle de Almanya'nın Rusya ile girift ilişkilere girmesi izlenemeye ve üzerinde düşünmeye değer gelişmelerdir.
Türkiye ile Rusya arasında da dostane, karşılıklı çıkara dayalı sağlam ilişkiler geliştirilmiştir.
Türkiye'de 20 milyarın üzerinde Rus yatırımı mevcuttur.
Aynı şekilde Türk girişimcilerin Rusya'da milyarlarca liralık yatırımı mevcuttur.
Doğalgaz ihtiyacımızın büyük bölümünü Rusya'dan karşılamaktayız ve hatta Rusya'ya bağımlıyız.
Diğer yandan Türkiye, Rus halkının kaliteli tatil yapmasına imkan tanıyan bir destinasyondur.
Bütün bu ilişkiler devam ederken, son dönemlerde Rusya'nın Akdeniz'de var olma merakı Suriye olayı üzerinden iki ülkeyi karşı karşıya getirmiştir.
Rusya silah pazarı olan ve Akdeniz üssünün bulunduğu Suriye'yi desteklemektedir.
Esat'ın katlettiği binlerce insan Rusya için hiçbir şey ifade etmiyor.
Onlar stratejik çıkar eksenli düşünüyorlar.
***
Şimdi sanki Türk-Rus ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor.
Kontrollü giden ilişkiler son günlerde Suriye konusunda sertleşmeye başladı.
Rus diplomatların özensiz açıklamaları, uçağımızın düşürülmesi ve topraklarımıza düşen top mermisi konusundaki laubali ve tarafgir açıklamaları, yeterince tepkisel davranmasalar da, Türk yöneticileri kızdırmaktaydı.
Bütün bu gelişimlerin üzerine dün Suriye uçağını indirme olayı çıktı ortaya.
Rusya'dan gelen bir sivil uçak Esenboğa'ya indirildi. Uçağın içinde askeri malzeme olduğu söyleniyor.
Bu durum açıkça uluslararası anlaşmalara aykırı.
Bir diğer ilginç gelişme, ayın 14'ünde Türkiye'ye gelecek olan Putin'in ani bir kararla seyahatini iptal etmesiydi.
Bunun nedeni belli değil ama son gelişmelere bağlı olduğu sonucunu çıkarmak mümkün.
Şimdi soru şu: Rusya bilincimizde iyi bir komşu olmaktan çıkıp yeniden "moskof"laşırsa ne olur?
Kaybeden Türkiye mi olur?
Hayır, hayır!
Türkiye çok sıkıntıya düşer, bu bir gerçek; ancak bizim düştüğümüz sıkıntının on katı Rusya zarara uğrar.
Bunun iki nedeni var:
Birincisi, biz Rus doğalgazına ne kadar muhtaçsak, Rusya da o doğal gazı satıp kalkınmasını sürdürmeye muhtaç.
Sonuçta bu gazı bir yere satmak zorunda Rusya.
Ayrıca ikili ilişkiler kötüleşir ve iş enerji şantajına dönüşürse, Türkiye topraklarından geçen tüm doğalgaz transfer şebekesi çalışmaz ki, Rusya için ölümcül bir durumdur bu.
İkincisi, kimse unutmasın, Rusya "tek mallı" bir ekonomidir.
Rusya'nın, gaz ve petrolü saymazsak, satacak çok az şeyi vardır.
Kaldı ki Türkiye son dönemlerde doğalgaz tedarikçilerini çeşitlendirmektedir.
Sonuç olarak:
Rusya ve Türkiye iki iyi dosttur ve hep öyle kalmalarında fayda vardır.
Ancak Rusya, Türkiye'nin ayağına basmamaya özen göstermek zorundadır.
Bazı avantajlarına çok fazla güvenmemelidir.
Türkiye eski Türkiye değildir.
Bir diktatör uğruna Türkiye'nin dostluğunu kaybetmeyi göze alıyorsa kendisi bilir.
Bundan kimin daha zararlı çıkacağı konusunda ise rivayet muhteliftir.
Jirinovski ve Aleksandr Dugin gibi hasta kafalı adamların fikirleri Rusya'ya sadece felaket getirir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA