• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Bugünün dünden ne farkı var?

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 21.02.2013, 00:00
Son günlerde yaşanan birçok hadiseden çok rahatsızım. Türkiye birçok bakımdan iyi bir geleceğe yol alırken bu olayları görmek beni kederlendiriyor. Üstelik beni rahatsız eden olaylar yargı cenahında olunca üzüntüm de rahatsızlığımda daha çok artıyor. Çünkü benim inandığım en temel gerçek hukuktur, hukukun üstünlüğünün hayatımızın her alanına egemen olmasıdır. Bir devlet bana göre aslında hukuktan ibarettir. Orada cereyan eden her yanlış aslında devletin temeline vurulan bir kazmadır.
Dün bu yanlışlar yapıldı, devlet ve değerlerimiz çok hasar gördü. Ancak, Türkiye iyiye giderken, demokrasi olgunlaşıp meyvelerini verirken benzer yanlışlar bugün de yapılıyor ve işte ben bundan çok rahatsızım.
***
İşte size dün ve bugün benzerlikleri:
Dün: 2008 yılında Sabah Gazetesi'nin Ankara ekinde "HSYK" adlı bir yazı yazdım. Yargıtay'ın bir kararını eleştirmiştim. Düşünce özgürlüğü kapsamında gördüğü bazı kavramları ve sıfatları ben de adımı ve soyadımı HSYK şeklinde sembolleştirerek kendim için kullandım. Bu sıfatları kendim için kullandığımı belirttiğim halde, hem HSYK üyeleri hem de Yargıtay üyeleri hakkımda dava açtılar. Buna hakları yoktu ama sineye çektik. Ancak alt mahkemede bir bayan hakim öyle bir şey yaptı ki hukuk devletinin ölümüdür. Davayı daha ilk celsede, beş dakikada karara bağladı ve avukatlarımın delil sunma talebine şu cevabı verdi:
"Deliller sanığın lehine dahi olsa davanın sonucunu değiştirmeyeceği için reddine..."
Sonra öğrendik ki o hanım hakime bu davaya bağlı olarak Yargıtay üyeliği sözü verilmiş.
***
Ya bugün olan ne?
Ergenekon davasında Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ bazı yüksek rütbeli komutanların şahit olarak dinlenmesini talep ediyor. Bu talep mahkeme tarafından değerlendiriliyor ve mahkemeden şöyle bir karar çıkıyor:
"Davanın sonucunu değiştirmeyeceği için talebin reddine..."
Ne tuhaf ve ne feci bir karar bu böyle. Oysa aynı mahkeme sanıkların aleyhine gizli tanık olarak 33 erin katili olan PKK'lı Şemdin Sakık'ı dinlemekte bir beis görmemişti.
Nedir bu direnç, nedir bu tuhaflıklar ben anlamıyorum.
Bundan sonra bir Allah'ın kulu hep savunduğum bu mahkemelerden adalet çıktığına beni inandıramaz.
***
Dün: Zalim kararlar verildi. Tayyip Erdoğan gibi başarılı bir belediye başkanını şiir okuduğu için hapse atan, RP'sini kapatan, Fazilet Partisi'ni kapatan, seçilmiş olmayı yargı kararlarıyla aşağılayan kararlar...
Bu hukuksuz kararlar vicdanların patlamasına neden oldu.
Bugün: Mahkemede avukat haklarını hakimin izniyle savunan İstanbul Barosu hakkında dava açıp baroyu hukuk marifetiyle tasfiye etme hesapları yapılıyor. Baro Başkanı Ümit Kocasakal'ın kendi çizgisini savunmada gösterdiği pırıltıdan dolayı onu susturmak istiyorlar.
Kim yapıyor bunu?
Yargı yapıyor. Kendince muhalefeti tanzim etmek istiyor. Üstelik siyasetin, AK Parti'nin, muhafazakar çevrelerin böyle bir talebi olmadan yapılıyor bütün bunlar.
Benim açımdan Tayip Erdoğan'a dün yapılan hukuksuzlukla Ümit Kocasakal'a bugün yapılan hukuksuzluk arasında hiçbir fark yok.
Ben kendi adıma isyan ediyorum.
Bu örnekler demokrasi ve özgürlük düşmanlığının başka ellerde bugün de devam ettiğini gösteriyor.
Ben bu oyunu göz göre göre seyredemem!
Ergenekoncuların, darbeci zalimlerin asla yanında yer alamam ama bu yargı zulmüne ve bu adaletsizliğe de seyirci kalamam!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA