Seçim kampanyası başladı, adaylar vatandaşla buluşuyorlar, kendilerini anlatıyorlar.
Benim dikkatimden kaçmıyor, İzmirliler de herhalde görüyorlardır. Mesela Aziz Kocaoğlu vatandaşlarla konuşurken, "Ben sizin için şunları şunları yaptım, hayatınızı kolaylaştıran filanca hizmetleri hayata geçirdim, İzmir'i Türkiye'nin en güzel şehirlerinden birisi haline getirdim" türünden sözler söyleyemiyor.
İki dönem Büyükşehir Başkanlığı yapan birisinin tekrar oy istediği halkın karşısında söyleyecek sözünün olmaması nasıl bir talihsizlik böyle.
Hayvanat bahçesi...
Yunus Emre Parkı...
Adnan Saygun Kültür Merkezi...
Başka?
Başka bir şey yok!
Var aslında, takıntıları, gereksiz ve yakışıksız kavgaları ve sözleri var.
Binali Yıldırım gibi Türkiye'ye büyük eserler kazandırmış bir marka siyasetçiye dönüp "Sen bugüne kadar ne yaptın, söyle!" gibisinden komik sözler söyleyebilmektedir.
Şimdi de şehrin yeni valisiyle uğraşıyor. Şehrin valisini gönderecekmiş!
"İzmirliyiz, yaparız" sloganının yer aldığı afişleri astırıyor dört bir yana.
"İş bitirmez, iş yaparım" gibi orta mektep zekasına uygun cümleler kuruyor.
İyi de birader, sen hiçbir şey yapmadın ki, orta da fiyasko bir sekiz yıl var.
Bu icraat özürlülük hali ister istemez Aziz Kocaoğlu'nu korkutuyor.
Evet, Binali Yıldırım'dan açıkça korkuyor ve korktuğunu belli ediyor.
Binali Bey'in kariyeri ve yetenekleri karşısında ezik bir aday olarak sağa sola saldırmaya başladı.
Ben buradan, CHP'lilerin ekseriyetinin de istediği bir şeyi seslendiriyorum:
Adayınız ne İzmir'i ne de CHP'yi temsil yeteneğine sahip birisi.
Herkesle kavgalı, başarısız ve giderek bir nefret objesine dönüşüyor.
Aziz Kocaoğlu süre dolmadan adaylıktan feragat etmeli ve şehrin önünü açacak yetenekli bir adaya yerini bırakmalı.
Rakibinden korkan kompleksli bir adayla seçime gidemezsiniz!
30 Mart'ta dizinizi çok döversiniz!
Başvekil Menderes'i andık
Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan'ı tebrik etmek ilk işimiz.
Ülkemizin bütün değerlerine, hiçbir komplekse girmeden, en ufak bir siyasi bağnazlığa fırsat vermeden vefa gösteriyor.
Aydın Menderes'in ölüm yıldönümünde lokma dağıtıyor.
Başvekil Menderes'le ilgili bir toplantıya belediyenin salonlarını açıyor.
Tarihi şahsiyetleri siyaset üstü, birleştirici değerler tahtına oturtuyor.
Bu yeni ve çağdaş bir anlayıştır ve Türkiye'nin çok ihtiyaç duyduğu bir düşünce biçimidir.
Bir teşekkür de Demokrat İzmir'in gerçek demokratı Samet Ocakoğlu'na.
Geçtiğimiz perşembe günü Prof. Dr. Türkan Saylan Sanat Merkezi'nde bir resital dinler gibi dinledik kendisini.
Menderes döneminin az sayıdaki hafızalarından birisi Samet Bey.
Harika bir hitabet...
Sağlam bir insicam...
Menderes dönemine ait şahane bir bilgi şöleni yaşattı bize.
Keşke zaman biraz daha fazla olsaydı da biraz daha Menderes dinleseydik.