Aziz Kocaoğlu ve çevresindeki kliantalist yapı bu şehir için sadece bir başarısızlık ve çöküş öznesi değil, aynı zamanda İzmir'i tüm Türkiye'ye rezil eden bir nezaket arızasıdır.
Bir şehrin belediye başkanını düşünün ki kendi partisinin milletvekiline galiz küfürler ediyor.
Kendi yönettiği şehrin insanlarına "vurdukça yalakalık yaparlar" diyebiliyor.
Kendisini eleştiren gazete ve gazetecilere sokaklarda sokak çocuğu gibi hakaretler yağdırabiliyor.
Hırsızlık ve yolsuzluktan 400 yıl hapis cezasıyla yargılanıyor ama Türkiye'ye Cumhuriyet tarihinin en büyük eserlerini kazandırmış rakibine çamur atmaktan geri durmuyor.
Hadi bu nobranlığa, bu kabalıklara, bu taşra kafalılığa bir ay daha tahammül göstereceğiz; ancak o devlet ve Kamu alanı terbiyesinden yoksun kişi şimdi de ülkemizin seçilmiş başbakanına hakaret ediyor aklı sıra.
Partisinden gelen emir üzerine başbakana "hükümetin başı" diye hitap ediyor.
Düşünün, bir süre sonra başbakan şehrimize gelecek, bu şehrin belediye başkanı "hoşgeldiniz sayın başbakanımız" diyerek şehir halkı adına asgari bir nezaket sergileyemeyecek.
O gün, başbakanı şehrimizde konuk ettiğimiz gün belediye başkanı bir düğün salonunda yandaşlarına "hükümetin başı" diye başbakana hakaret nutukları çekecek.
Nezaket fukaralığının bu kadarı İzmir'e yakışıyor mu?
İzmir'in adını kötüye çıkaranlardan kurtulalım artık, yeter!
AZİZ KOCAOĞLU'NUN 400 YIL CEZA İLE YARGILANDIĞI YOLSUZLUK VE HIRSIZLIK DOSYASI YENİDEN AÇILIYOR
Ülkenin seçilmiş başbakanına hakaret ediyor.
Cumhuriyet tarihinin en başarılı bakanına hakkında açılmış tek bir dava olmadığı halde yolsuzluk imasında bulunuyor.
Bunu söyleyen adam hırsızlık ve yolsuzluk suçundan 400 yıl hapis cezasıyla yargılanan bir belediye başkanı.
Bu arada İzmirlilere bir önemli haber vereceğim:
Aziz Kocaoğlu'nun dosyasını inceliyorum bu günlerde.
Bu dosya asla temiz bir dosya değil, bu dosyada çok fazla pislik mevcut. Hayretle okuyorum dosya münderecatını.
Beni asıl hayrete düşüren şey şu: İzmirlileri bu soruşturmanın bir operasyon olduğuna nasıl da inandırmışlar.
Aziz Kocaoğlu ve İzmir'in bazı besleme gazetecileri tam bir algı yönetimi yapmışlar sizin anlayacağınız.
Bu algı yönetimi o kadar başarılı yapılmış ki o operasyon yapıldığı gün Binali Yıldırım da, şimdiki Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da, ben de Aziz Kocaoğlu'nun yanında yer aldık.
Fena halde aldatıldık.
Zira biz o hırsızlık ve yolsuzluk dosyasını hiç okumadık, içinde ne olduğuna hiç bakmadık.
Şimdi bakıyoruz ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin boğazına kadar pisliğe batmış olduğu görülüyor.
Tek tek açıklayacağız o dosyaları.
Hayret edeceksiniz yapılan yolsuzluklara.
Ve bu yolsuzlukların nasıl bir algı yönetimiyle katakulli edildiğine de hayret edeceksiniz.
BAŞKASINA ÇAMUR ATMAYI SİYASET SANAN KİFAYETSİZ MUHTERİSLERE EDEBİYAT DERSİ...
Beyit, Tanzimat döneminin Terkibi bend ve Tercii bend'inin ünlü şairi Ziya Paşa'dan...
"Onlar ki verir laf ile dünyaya nizamat, Bin türlü teseyyüp bulunur hanelerinde"
(Onlar ki dünyaya laf ile nizam verirler. Onların hanelerinde bin türlü ihmal ve düzensizlik görürsünüz.)