• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

TARİH ve EMPERYALİZM

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 15.06.2014, 00:00
20. Yüzyıl'ın ilk yarısında emperyalizmin Müslüman dünyaya yaptığı müdahale Saddamları, Rıza Pehlevileri, Kaddafileri ve Filistin sorunu gibi devasa problemleri miras bıraktı.
Mesela çok merak ediyorum, herhangi bir Batılı devlet adamı, Batılı bir tarihçi veya Batılı bir aydın dönüp kendisine "yaşanan tüm bu rezaletlerin sorumlusu biziz" deme yürekliliğini gösterebilir mi?
Hiç sanmam, daha dün Mısır'da yaşanan darbe girişimine karşı takındıkları destekleyici tavır göstermiştir ki Batı zihni sahtekar, iki yüzlü bir zihindir.
Geçen yüzyıl Batı'nın medeniyet götürme misyonuyla tanzim ettiği bütün coğrafyalarda kan ve göz yaşından başka geride Batı'ya ait ne kalmıştır?
İşte 1991 ve 2002 yıllarında yaşanan Irak Savaşı ve işgali sonrası Irak'ın geldiği nokta. Güya Amerikalılar Irak'ı özgürleştirmek için gelmişlerdi. Parça parça ettiler Irak'ı. Binlerce yıldır birlikte yaşayan Müslüman toplumları mezhep çatışması yangını içine itip defolup gittiler.
İşte Libya... Sırtlan gibi saldırdılar, bu ülkenin iyi kötü bir birlikte yaşama formu vardı, parçaladılar ve koca ülkeyi bir iç savaşın içine itip yine çekip gittiler.
Bakıyorum da bazı çevreler yaşanan tüm bu olaylardan Ortadoğu halklarını sorumlu tutuyor ve neredeyse olanların Müslümanlıktan kaynaklandığını düşünüyorlar.
Oysa bu ne feci bir yanılgı. Bütün bu coğrafya Batı'nın bulaştırıp gittiği hastalıkları tekrar tekrar yeniden yaşıyor.
Hastalığın çaresi kendi mikrobundadır, ilk başta yapılması gereken yeni bir dünya kurgulamaktır Ortadoğu'da. Bunun ilk şartı da Batı emperyalizminin bütün etkilerini silmek, uygulamalarını geçersiz kılmaktır.

DEVLET OLMAK ZOR İŞ

Bu coğrafyada devlet olmak gerçekten zor iş. İşte onca zenginliğe, onca nüfusa rağmen çevremizde birçok ülke devlet olmanın asgari vecibelerini dahi yerine getirmekten aciz. Bir örgüt çıkıyor ve koca bir ülkenin başkentine doğru ilerliyor. O ülkenin askerleri üniformalarını çıkarıp örgüt militanlarının önünden kirişi kırıyorlar.
Vatan toprağı diye bir duyguları yok, bayrak diye bir kutsalları yok, ülkelerine, anayasalarına saygıları yok.
Her zaman söylenen husus bir kez daha ispatlanıyor: Ortadoğu'da İran ve Türkiye dışında gerçekten devlet yok.
Mesela ABD bile olayları şaşkın bir biçimde izlerken İran hemen Irak yönetimine 'yardıma hazırım' mesajını verdi. Bu yaptığı kendi pozisyonu için doğru bir hamleydi.
Ben de dahil olup bitenlere kafası bozulan bazı heyecanlı tipler, Türk hükümetine 'hadi bir şeyler yap' diye kızıp bağırırken, aslında Türk devletinin tam da devlet olma vasfıyla hareket ettiğini görmekte zorlandık.
Infiale kapılmadan önceliği örgütün elindeki rehin vatandaşların kurtarılmasına veren bir sabırlı ve itidalli çaba devletimizin çabası.
İki şeyi öğreniyoruz:
Birincisi, Türk hükümeti rehineleri kurtarmak için tüm diplomatik kanalları seferber etmiş durumda.
İkincisi, örgüt Türk rehinleri canlı kalkan olarak tutuyormuş.
Üçüncüsü, tüm bu veriler ışığında ve her şeye rağmen bir askeri müdahale programı da düğmeye basıldığı zaman harekete geçecek şekilde hazır bekliyormuş.
Sanırım, devlete akıl vermekten önce adam gibi bir devlete sahip olduğumuz için şükretmemiz gerekiyor.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA