Televizyonları izliyorum, bu kadar üstün zekalı arkadaşı nasıl ve nereden buluyorlar, doğrusu çok şaşırıyorum.
Adam sanki dünyanın büyük üniversitelerinde ders veren, büyük eserler kaleme almış bir üstad.
Öyle müthiş fikirleri var ki, sorma gitsin.
Bu arkadaşlar bizim gibi vasat zekaların hiç düşünemedikleri bir bakış açısı sunuyorlar:
"Türkiye bütün bir Suriye ve Irak politikasını Kürtlere göre düşünmelidir" diyorlar kısaca.
Ortada IŞİD'ın planı, PKK ve PYD'nin stratejileri, ABD ve batılı müttefiklerinin perspektifleri tartışılıyor ama bu zeki çocuklardan birinin de aklına Türkiye'nin de kendine özgü bir proğramı olduğu hususu gelmiyor.
Belki de bunlar bizim gibi herhangi bir Türk'ten daha zeki oldukları için Türkiye'nin plan ve proğramını çözdüler ve Türkiye'ye kızkınlıklarının nedeni bu.
Espri bir yana, bu televizyon bilgelerinin konuşmalarını gerçekten hayretle izliyorum.
Türkiye'ye akıllar vermek bir yana, bunların bir kısmı Türkiye'nin bir senaryosunun olmadığını düşünüyorlar.
Yani bilerek veya bilmeyerek sözcülüğünü yaptıkları terör örgütlerinin senaryolarının olduğu bir dünyada bin yıllık devlet olan Türkiye'nin her hangi bir oyun planı yok bunlara göre.
Diğer bir kısmına göre ise, Ortadoğu da herkes istediği gibi oyun kurarken Türkiye'nin kendi milli çıkar önceliklerine uygun bir oyun planı olmayacak!
TÜRKİYE'NİN OYUN PLANI
Ben de o malum televizyon bilgelerinin durumuna düşmek istemem elbette, ancak görebildiğim kadarıyla Türkiye'nin sağlam bir oyun planı var ve bu plan işliyor.
Türkiye sınırlarının hemen önünde yaşanan savaş tiyatrosunu aktif bir izleyici olarak gözlemliyor.
Türkiye'deki kürtçüler IŞİD'le çatışan PKK'lılara silah verilmesini istiyorlar.
Ya da Türkiye'nin IŞİD'e savaş açmasını.
Türkiye de onlara "başka bir emriniz var mı?" diye soruyor.
Bu dolduruşlara gelmezken bazı şeyler de hatırlatılıyor bunlara: "karakolda nöbet bekleyen Mehmetçiği vurmak, sivilleri öldürmek kolay, hadi bakalım şimdi gösterin ne kadar yiğit olduğunuzu"
Kısacası, Türkiye, Kobani IŞİD'in eline geçene kadar kılını kıpırdatmayacak. Üzerinde ahlaken hiçbir baskı hissetmesine gerek yok. Çünkü oradaki tüm sivilleri korumaya almış durumda Türkiye.
Kobani İŞID'in eline geçtiği zaman ne olacak?
Herkes gelecek Türkiye'nin önüne oturacak ve "usta şimdi ne olacak?" diye soracak.
Türkiye'nin şartları kabul edilirse Türkiye herkese üç olmazı gösterecek:
Kürtlere: Türkiye'nin himayesi olmadan bu bölgede sizden bir halt olmaz, ancak eşkiyalık yapar durursunuz.
IŞİD türü yapılara: sınırlarınızı ancak Türkiye'nin "dur" dediği yere kadar aşabilirsiniz.
Dünyaya: bu bölgede oyunu ne kendi tarihi yanılgılarınız üzerinden oynayın ne de terörist yapılarla iş tutun. Gelin adam gibi Türkiye'yle bir bölge barış planını hayata geçirin.
Bu şartlar yerine getirildiği zaman Türkiye devreye girmeli, IŞİD'i geldiği yere kadar süpürmelidir.
"Türkiye savaşa girmemelidir" lafları boş laf ve romantik temennilerdir.
Savaşı hiçbir aklı başında insan istemez ama bu milletin hayati çıkarları sözkonusu olduğu zaman savaşa da girilir her türlü kavgaya da.