Bu ülkede polisin içine pis ve manyak bir zümrenin çöreklendiği konusunda ilk kez Hanefi Avcı vakasında kendimi ikna ettim.
Çünkü adım gibi emindim ki polisin içinden bir grup Hanefi Avcı'ya adi bir komplo kuruyordu. Sağ tandanslı olduğunu hepimizin bildiği Hanefi Avcı'yı hepimizin aklına hakaret edercesine komünist bir örgütün elemanı yaptılar. Odasına çeşitli malzemeler koydular ve bunu Hanefi Avcı gibi birine bile yapmaya cüret edebildiler.
Çok sonraları öğrendiğimiz tezgah işlemeye başladı: Paralel polis işini bitirince Hanefi Avcı paralel savcı ve hakimlere havale edildi. Fezlekeleri zaten polis hazırlamıştı, siparişin gereği yerine getirildi ve cümle aleme, "Hanefi Avcı filan demeyiz, bize dokunanı imha ederiz" mesajı verildi.
O iri kıyım işadamlarının paralel yapı ve Pensilvanya önünde neden kuyruğa girdiğini sonradan daha iyi anlayabildik.
Cemaatin devlet içindeki çetesi tam bir güç simsarına dönüşmüştü.
Sonuçta Hanefi Bey'i hapishaneye attılar. Benim gibi birkaç gazeteci bize inandırıcı gelmeyen bu işi sorguladık ama kimseden ikna edici bir cevap alamadık.
Ama bir de bunun Yargıtay safhası vardı ve nasıl olsa yüksek hakimlerimiz bu pis komployu görürler diye düşündük.
VAH HUKUK VAH...
Ne gezer, dün karar açıklandı ve Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Devrimci Karargah Örgütü Davası'nda, Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'ya "Yasadışı silahlı Devrimci Karargah terör örgütü ve mensuplarına yardım etmek" suçundan verilen 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasını onadı.
Akla ziyan bir gelişme bu. İlgili daire üyelerinin cemaate yakın isimler olduğu söyleniyor. Eğer öyleyse bu hükmün artık hukuki bir değeri olduğunu sanmıyorum. Çünkü paralel savcı ve hakimler devlet aleyhine faaliyet gösteren kişilerdir ve onların kararları hiçbir şekilde hukuki bir değer taşımaz.
MGK kararıdır bu.
Bu gelişme aynı zamanda karşı karşıya bulunduğumuz tehlikenin boyutlarını da gösteriyor bize.
Cumhurbaşkanının bu yapıyla ilgili çabalarının anlamını hepimizin iyi kavraması gerekiyor.
O nedenle sürekli mücadele anlayışı devlet diyen, hukuk diyen herkeste genel bir anlayış haline gelmelidir.
Ve bir şey daha: Hanefi Avcı meselesi bu saatten sonra devletin, hükümetin ve hukuka saygı duyan her sivilin namus meselesidir.
Onun hukukunu korumak hepimizin görevidir.