Fransa'da Charlie Hebdo adlı karikatür dergisine yapılan saldırı nereden bakarsanız bakın aşağılık bir eylemdir.
İslam dünyası genel olarak ve samimi bir biçimde bu saldırıya gösterilmesi gereken tepkiyi ortaya koydu.
Başbakan Davutoğlu'nun Paris'teki tel'in mitingine katılması ve dünya liderleriyle birlikte yürümesi yerinde bir davranıştı.
Bütün bunlar olurken bizim ülkemizdeki oryantalize olmuş güya aydınların Avrupalı İslam düşmanı fanatiklerden pek farklı düşünmedikleri görülüyor.
Buna çok şaşırmıyoruz; bu zihniyet bu topraklarda mebzul miktarda var zaten.
Ancak bu olaylara düzgün bir yerden bakanlar da sanki bizim duygularımızı baskı altına alan oryantalist bir dil kullanıyorlar. Fransa'daki olaydan dolayı biz Türklerin de mahcubiyet duymamızı talep ediyorlar sanki.
Ne münasebet, niye mahcubiyet duyalım ki? Bizim bu katillerle ne alakamız var?
Ayrıca terör terördür, katil katildir, dinlerin bu alçaklıklara bulaştırılması ayrı bir faciadır.
Daha iki yıl önce Norveç'te 77 kişiyi öldüren aşırı sağcı Anders Behring Breivik'i kimse unutmasın.
Ne yani, o katil yüzünden oturup Hristiyanlığın terör üretme potansiyeli üzerine teoriler mi icat edelim?
Müslümanlar kompleksli davranmayı bırakmalı ve İslam'a fatura çıkarılmasına izin vermemelidirler.
İSLAM'A DİL UZATAN CEVABINI ALMALIDIR!
Murdoch dünyanın en büyük medya patronu. Kirli bir adam olduğu tüm dünyanın inandığı bir husus. İnsanların özel hayatını yasa dışı dinledikleri için grubuna bağlı gazeteciler hapis cezaları aldı. Gazetesi kapatıldı.
Bu kirli adam Paris cinayetleri münasebetleriyle bir açıklama yaptı:
"Bu olaydan tüm Müslümanlar sorumlu" dedi.
Bu kirli ihtiyar medya patronuna tokat gibi cevap Türkiye'den geldi.
Benim bu ülkede tanıdığım en sahici mütefekkirlerden biri olan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İbrahim Kalın bu akılsızca açıklamaya karşı şu tweet'i attı:
"Murdoch, Paris'teki saldırılardan 1.6 milyar Müslüman'ın sorumlu olduğunu söylemiş. Tıpkı bütün Batılıların iki Dünya Savaşı'ndan, Yahudi soykırımından ve Hiroşima'dan sorumlu olduğu gibi mi? Aptalca bir ırkçı mantık!"
İşte bunlarla mücadele böyle yapılır.
PARALEL İHANET DEVAM EDİYOR!
Paralel yapı, cemaat her neyse, açıkça bu ülkeye karşı haince faaliyet gösteriyor. Bana kimse aksine inandıramaz. Özellikle Amerika'da çok para harcıyorlar. Türkiye'de kaybettikleri meşruiyetlerini Amerika ve batıdan devşirmeye çalışıyorlar. Bunun için de ülkelerini iğrenç yöntemlerle ve açıkça satıyorlar.
Yaptıkları hazmedilecek gibi değil, bir süre önce bunların medya imamı ismi lazım değil, Amerika'nın büyük gazetelerinden birine ülkesini ispiyonladı. Ardından da yüzsüzce yaptığı ihaneti savundu.
Şimdilerde şöyle bir yöntem deniyorlar:
Beyaz Saray veya ABD Dış İşleri Bakanlığı'nın sözcülerinin haftalık basın toplantılarına muhabirlerini gönderiyorlar ve sözcülerin ağzından Türkiye aleyhine laf almaya çalışıyorlar.
İşte size son örnekler: Türkiye'yi ziyaret eden Hamas liderini kastederek soruyor paralel gazeteci: "Meşal'in ziyareti, Türkiye'nin terörü destekleyen ülkeler listesine girmesini sağlar mı?"
Bir başka soru: "Bir teröriste giyecek, yiyecek ve barınak sağlarsanız, siz de teröristsiniz şeklindeki Bush doktrini Türkiye için de geçerli mi?"
Bakar mısınız sorulara, gerçi bu tuzak sorulara Amerikalı sözcüler gerekli cevabı veriyorlar ama burada görülmesi gereken bu insanların ülkelerine nasıl bu kadar kolayca ihanet edebildiği.
Paralel yapının MİT Tırları operasyonuyla bu soruları birlikte düşünün bakalım zihninizde ne canlanıyor?