• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

CUMHURBAŞKANI NEDİR?

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 28.01.2015, 00:00
Devlet milletin teşkilatlanmış halidir. Bazı toplumlar, bazı ideolojilerin ve felsefi yaklaşımların verdiği ilhamla devlet aygıtından vazgeçmek istemişlerdir. Bu mesele insanlık tarihinde hep bir ütopya olarak kalmıştır. Buna mukabil, devletsizlik veya zayıf devlet, toplumların, medeniyetlerin helak olmasının en birinci nedenidir. Endülüs medeniyetinin yok olup gitmesinin altındaki asıl neden devletsizliktir. Düşünün 800 yıllık Avrupa Endülüs İslam medeniyeti birkaç yılda yok olup gitmiştir.
Diğer taraftan, batı dediğimiz olgu nereden bakarsanız bakın, medeniyeti, hukuku, sanatı ile Roma mirası güçlü devlet yapılarının eseridir. Bu bağlamda Türk kavramını devleti anlamadan anlayamazsınız. Türk'ün tarihi serüvenini, kültürünü, beka duygusunu, varlık direncini, zaferlerini ve hezimetlerini anlayamazsınız.
Göktürk Kitabeleri, Divan-ü Lügat-it Türk ve Kutadgu Bilig gibi temel Türk devlet kültürü kaynakları bize bu gerçeği anlatır. Aslında 2500 yıllık devlet tarihimiz her boyutuyla bu tezi onaylar.
Bütün bu kaynaklarda devleti güçlü kılan, milleti özgüven sahibi yapan ve bir arada tutan temel simge, manevi sembol devletin başıdır.
Kağandır, hakandır, padişahtır, sultandır, beydir, cumhurbaşkanıdır.
Baş yere düştüğü zaman gövde yaşayamaz.
Burada meşruiyet esastır.
Devletin başı oturduğu yerde meşru süreçlerin sonucu olarak oturuyorsa, o bir saygı sembolüdür artık.
Onu zayıflatmak devleti ve milleti zayıflatmaktır.
En önemli milli güç unsuruna zarar vermektir.
Devletin başına bilinçli zarar vermek akıl hastalığından kaynaklanmıyorsa hain bir niyetin varlığına delalet eder.
Bu, kişilerden, siyasi aidiyetten ve siyasi geçmişten bağımsız bir durumdur.

CUMHURBAŞKANIMIZA KÜFÜR ETMEK NE DEMEKTİR?

Alçaklığın, kahpeliğin, Türk düşmanlığının, devlet düşmanlığının ta kendisidir.
Bir yığın alçak adamın şu aralar yaptığı tam olarak budur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan eleştirilemez değildir, esasen demokratik devlette devlet başkanının eleştirilemezliği düşünülemez. Ancak eleştiri başka bir şeydir, ki haktır, hakaret ve küfür başka bir şeydir.
Devlet başkanına hiç kimse küfür edemez.
Milletine ve kendisine saygısı olan hiçbir şerefli insan ülkesinin seçilmiş Cumhurbaşkanına yönelik aşağılık ifadeler kullanamaz.
Kullanıyorsa biliniz ki o kişi millet ve devlet şuuru taşımayan kanı bozuğun biridir.
Hayatım boyunca buna inandım, Ahmet Necdet Sezer'e hakaret edene de, Tayyip Erdoğan'a hakaret edene de tepki gösterdim.
Esasen Cumhurbaşkanımıza hakaret eden ahlaksız adamlar suç işliyor ve Türkiye Cumhuriyeti'nin savcıları uyuyor.
Zira Cumhurbaşkanlığı parti politikaları bakımından bildiğimiz türden statü değildir. Anayasa gibi devletin Temel Teşkilat Kanunu'nda statüsü tarif edilmiş bir makam ve şahsiyettir.
Anayasa'nın 104. Maddesinde Cumhurbaşkanının devletin başı olduğu belirtilir ve "Türkiye Cumhuriyetini ve Türk milletinin birliğini temsil ettiği" ifade edilir.
Ayrıca ordularımızın başkomutanıdır.
Yani aynı zamanda hukuki statü olduğu gibi bir simgedir Cumhurbaşkanı.
Bayrak gibi, vatan gibi bir simge.
Düşünebiliyor musunuz, bu ülkede devlet bilmez, tarih bilmez bir aşağılık güruh, sabah akşam ülkenin ve devletin meşru, seçilmiş başkanına, ordularımızın başkumandanına küfür ediyor.
Bunun bayrağa hakaret etmekten hiç farkı yoktur.
Bunun adına da ifade özgürlüğü diyorlar.
Ben de "savcılar uyuyor, görevlerini yapmıyorlar!" diyorum.

MERKEZ BANKASI BAŞKANI'NI SAYGIYA DAVET

Dün Merkez Bankası Başkanı olan şahsı dinliyorum televizyonda. Kullandığı ifade aynen şu:
"Başbakanla görüştük, bize Cumhurbaşkanıyla da görüşmemizi tavsiye etti. Ne zaman uygun olurlarsa biz ona da hazırız".
Şu ifadelere bakar mısınız, bir tek Cumhurbaşkanına "çok bozuk" olduğunu söylemiyor. Kurduğu cümlenin altında rahatsızlık sırıtıyor.
Bu beyefendiye sormak lazım, sizin devletin başkanıyla görüşmeniz için Başbakanın tavsiyesine mi ihtiyacınız var?
Anayasa'nın 104. Maddesi gereği zaten sizin bütün faaliyet ve kararlarınız Cumhurbaşkanının doğal denetim ve gözetimindedir.
Cumhurbaşkanına dönük rahatsızlıkların Merkez Bankası başkanının dilinde ifade bulması kabul edilemez bir husus.
Aslında Başbakan'ın tutumu da farklı olmalıydı. Merkez Bankası Başkanına Cumhurbaşkanıyla görüşmeyi tavsiye etmek yerine bunu Anayasal olarak asli görevi olduğunu hatırlatmalıydı.
Devlete, devletin başkanına özensiz davranışlar malum zihniyetteki insanlardan beklenen bir şeydir ama devletin birimlerinin başındaki kişiler devlet adabı konusunda yanlış şeyler yapmamalıdırlar.
Bu kaideye "özerk olmak" da dahildir.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA