Jul Verne okumayan var mıdır? Çocukluk ve ilk gençlik yıllarında herkesin okuma haritası mutlaka bir kitabı yer almıştır. Yeni nesiller tarafından da keyifle okunan Verne'in kitapları şimdi de fantastik bir film olan " Gizemli Adaya Yolculuk"a ilham kaynağı oluyor. Bol aksiyon, neşe, kahkaha, tuhaf yaratıklar, kaşiflerin bulmaya çalıştığı Atlantis'in karşımıza çıktığı eğlenceli bir film bu.
Filmin konusuna gelince: Okyanustaki bir adadan gizli sinyaller alan Sean, adaya gitmeye karar verecektir. Üvey baba Hank başlangıçta onu durdurmak istese de sonunda o da Sean'ın bu macerasına dahil olacaktır. Pilotu Gabato ve kızı Kailani de onlara katılır ve gizemli adayı keşfe doğru yola çıkarlar.
"Gizemli Adaya Yolculuk" 2008'te dünya çapında hit olan "Dünyanın Merkezine Yolculuk" filminin devamı. Hikayenin sevilmesinin nedeni ne fantastik dünyası ne de üç boyutlu olması. Kahramanların arasındaki iletişim, gerçek kişiliklerini ortaya çıkartan tehlikeler karşısında aralarında oluşan güvenilir bağ bu seriyi sevdiren en büyük etken.
NASIL AİLE OLUNUR
Devam filminde de insanlar hakkındaki ilk izlenimi bırakarak, onları oldukları gibi takdir etmeyi ve kalbimizi hayatın getireceği her türlü olasılığa açmanız gerektiğini hatırlatıyor. Nitekim gözüpek bir kaşif olan Sean artık büyümüş ve dünyaya kendi izini bırakacak bir olgunluğa erişmiştir. Bu nedenle yanında üvey babası Hank'ı almadan yolculuğa tek başına gitmek ister. Ona göre Hank'ın ona vereceği hiçbir şey yoktur. Aynı şey Ada'da Büyükbaba'nın tavırlarında da görülür. Fakat doğa koşulları onları öyle bir zorlar ki tehlikeler karşısında birlikte hareket etmek zorunda kalırlar. Hank ve Sean'ın birbirlerine söylediği aile olmakla ile ilgili sözler kalbinize bir ok atacak.
Jule Verne'in "Gizemli Ada" ve "Denizler Altında 20.000 Fersah" adlı kitapları filme ilham kaynağı olmuş. Robert L. Stevenson'ın "Robinson Cruose" ve Jonathan Swift'in "Guliver'in Serüvenleri" kitaplarına da göndermeler yapılıyor ara ara. Hatta çıkmaza girdiklerinde bu kitaplardan fikir bile aldıkları oluyor.
DOĞAYLA MÜCADELE
Hikaye güzel ama görsellik ondan güzel. Bir kere Ada görsellik olarak olağanüstü zengin. Bir yanda tropik bir orman, diğer yanda altın püskürten volkanik bir yanardağ, ormanda yaşayan ilginç canlılar ve Atlantis. Bu Ada'nın bir de denizaltı kısmı var ki orası da ayrı bir cennet. Küçük yaratıkların büyük, büyüklerin de küçük olduğu bu dünyada arılı kovalamaca, dev kertenkele yumurtası ve elektrikli yılan balığı sahneleri unutulmaz. Üstüne üstlük bir de üç boyutlu. Yönetmen Brad Peyton çok iyi bir iş çıkarmış.
Fantastik macera türü filmlerde genellikle efektler ön planda olurken casta çok yüklenilmez. Bu kural "Gizemli Adaya Yolculuk" filminde bozulmuş ve rollerine cuk oturan tercihler yapılmış. Dwayne Johnson, Luis Gazman, Vanessa Hudgens ve Josh Hutcherson filmin başrollerini paylaşıyorlar. Sürpriz oyuncu ise Michael Caine. Aile seyredeceğiniz çok eğlenceli bir film. Kaçırmayın derim.
Haftanın Filmi
John Carter
Eski bir asker olan John Carter bir şekilde kendisini Mars'ta bulur. İki farklı ırkın yaşadığı bu gezegende kendisini büyük bir savaş beklemektedir. Güzel prenses Thoris ve düşmanı Tarkas arasındaki savaşın sonucu ve bu gezegeninin kurtuluşu onun ellerindedir. Carter yok olmak ile yüz yüze olan bu gezegen için elinden geleni yapmaya karar verir. Bilimkurgu edebiyatının ünlü isimlerinden Edgar R. Burroughs'un romanından uyarlanan John Carter yayınlanışının 100. yılında olağanüstü bir prodüksiyonla beyazperdede. Mutlaka izleyin.