• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ÖZKAN BİNOL

Yılın son sürpriz filmi

ozkan.binol@sabah.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 21.12.2013, 00:00
Bu hafta "Erkekler" filmini yazmaya niyetlenmiştim. Fakat film bittiğinde yaşadığım hayal kırıklığını anlatmam. Türkiye'de (ve dünyada) bu kadar sorun varken bizimkiler akıllarını Oscar adını verdikleri şeyleri" ile bozmuşlardı. Bunun üzerine bende rotamı Bosnalı yönetmen Danis Tanoviç'in çektiği "Bir Hurdacının Hayatı"na çevirdim. Yoksul bir ailenin hayat mücadelesini anlatan filmi, belgesele yakın üslubu ve gerçek karakterleriyle etkileyor.
Filme geçmeden kısa bir özet yapalım: Nazif, ailesinin geçimini sağlayabilmek için ormandan ya da sokaklarından bulduğu her şeyi küçük bir dükkana satarak ailesinin geçimini sağlar. İki kızının yanı sıra, eşi üçüncü bir çocuğa hamiledir. Günün birinde eve döndüğünde karısının iyi bir durumda olmadığını fark eder ve soluğu hastanede alır. Doktorların sunduğu tablo ise bir hayli iç karartıcıdır. Karısının durumu ciddidir ve acilen ameliyat olması gerekmektedir. Sağlık sigortası olmayan Nazif, küçük bir servet değerindeki bu operasyonu karşılamanın yolunu bulmak zorundadır.

GERÇEK BİR HİKAYE
Danis Tanoviç gerçek bir hikayeyi, olayın gerçek kahramanlarıyla beyazperdeye taşıyor. Onurlu bir yaşamın derdinde olan bu yoksul Roman ailesi hayatın acımasızlığını görünür kılıyor. Yoksulluk zor ama hem yoksul hem de Roman olmak daha da zor. (Özellikle de Bosna'da) Aslında etnik kimlikleri yaşadıkları trajedinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Onların yaşam mücadelesini izlerken yönetmen Tanoviç de bizi vicdanımızla baş başa bırakıyor: Hayat neden daha adil değil?
Danis Tanoviç politik bir yönetmen. Hayatın adaletsizliğini, kapitalizmin insan ruhunda/onurunda açtığı yaraları adeta bir tokat gibi vuruyor yüzümüze. Nazif'in hayatıyla o ve onu gibileri fark etmemizi sağlayan Tanoviç insanlığın nereden gelip nereye gittiğini de sorgulamadan duramıyor. Ölümüne yoksulluğa, onca sıkıntıya rağmen dayanışma, dostluk, komşuluk Nazif'in hayatında hiçbir şeye değişmeyeceği şeyler. Bunlar günümüzde hangimiz sahibiz? Soğan ekmekle karnımızı doyurabiliriz ama sevgi olmadan yaşayabilir miyiz?

MUTLAKA İZLEYİN
İkinci Dünya Savaşı'nı ardından sinemada İtalyan Yeni Gerçekçilik akımı başlamıştı. Savaşın travmalarını, yarattığı yoksulluğu anlatan bu filmler o dönemin bire bir tanığı. Danis Tanoviç de bu sinemanın izinde gidiyor. Bosna Savaşı'nın insan ruhunda ve toplumda yarattığı tahribatı aktarıyor bize. Hatta filmi İtalyan yönetmen Visconti'nin "Bisiklet Hırsızları"na benzetiliyor. Tanoviç bunun en sevdiği filmlerden biri olduğunu belirtiyor ve yıllar önce çekilmiş bu filmden beri insanların hayatında hiçbir şeyin değişmemiş olmasını da korkunç olarak niteliyor.
Danis Tanovic daha önce "Tarafsız Bölge" ile yabancı film Oscar'ını kazanmıştı. Şimdi de ödüllere boğulan "Bir Hurdacının Hayatı" ile ruhumuzu huzursuz ediyor "insan"lık onurumuzu derinden sarsıyor. Bu filmde Nazif Mujid ve Senada Alimanoviç' oynamasaydı asla bu başarı olmazdı! Kocaman bir bravo onlara! Kaçırmayın, mutlaka izleyin bu filmi.

Haftanın Filmi
Sürgün

1964 yılının Büyükadası'nda geçen hikaye zengin bir Rum ailesinin kızı olan Eleni ile adada yaşayan bir faytoncunun oğlu olan Sedat arasındaki imkansız aşkı konu ediniyor. Çocukluklarından beri birbirlerine aşık olan Eleni ve Sedat, üniversiteden mezun olacaklardır. Eleni'yi istemeye giderler ancak babası Stavro bu evliliğe kesinkes karşı çıkar. Sorun hem iki aile arasındaki inanç farklılıkları hem de maddi uçurumdur. Filmin başrollerinde Tolgahan Sayışman ve Saadet Aksoy yer alıyor. Kaçırmayın.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA