Dünya büyüdükçe, yerelleşmenin, özelin, ailenin önemi daha hatırlanır oldu. Bir kitapta okumuştum, insanların neden evlendiğine dair belki de en çarpıcı yorumlardan birisiydi. Kitapta, "Dünya o kadar büyük ve biz insanlar tek başımıza bu kocaman dünyada öyle küçük ve değersiz kalıyoruz ki, insanlar yaşamlarının bir tanığı olsun, önemsensin istiyor. İşte bu yüzden evleniyor. Bu dünyada bir imzasının olmasını ve bunu hayat arkadaşıyla yapmayı, birisinin bunun farkında olmasını istiyor" diyordu. Dün, Yeni Asır TV'nin başlattığı "Ege Mutfak Zirvesi"nin birincisi de işte bunu hatırlattı. Yemekle, evlilik ne alaka demeyin. Konuyu, yerelleşmeye, gelenekselin hatırlanmasına ve toplumun temel direği ailenin, aile olmanın önemine getirmek istiyorum. Özellikle geçtiğimiz yüzyıl içinde sanayilşmenin de etkisiyle hayatımızdaki en büyük değişikliklerden birisi, yeme-içme alışkanlıklarımızda yaşandı. İnsanlar, dünyanın dört bir yanında çabuk ve hızlı (fast food) yemeklere yöneldi, geleneksel damak zevklerinden uzaklaştı. Tıpkı, dostluk ve aile ilişkileri gibi hızla tüketilen yemekler hayatımızı ele geçirmeye başladı. Bu da beraberinde başta sağlık olmak üzere pek çok sorunu getirdi. Ancak, son dönemde sevinerek görüyoruz ki, pek çok alanda olduğu gibi yemek kültürümüzde de dedelerimizin, büyükannelerimizin, annelerimizin beslenme tarzlarını yeniden keşfetmeye başladık. Yaşadığımız coğrafya gözönüne alındığında, tarhana çorbası yeniden hatırlandı. Fast food köftenin yerini, Manisa'nın, Turgutlu'nun odun köftesi almaya başladı. Cennet meyvesi olan zeytin ve zeytinyağı yeniden hakettiği yerde olmaya başladı. Bu sürecin henüz çok başındayız. Ama, yine de sektörel üretim yapan firmaların, yörelere özgü damak tatlarını yeniden keşfetmeleri, doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.
TEŞEKKÜR LİSTESİ
İşte, dün biz de Yeni Asır ailesi olarak, bana göre sadece Türkiye'de değil, dünyada apayrı bir yeri ve zenginliği olan Ege yemeklerini yeniden gündemimize almak ve bu konuda başta amatörler olmak üzere bütün herkesi ve her firmayı özendirmek için öncü rol üstlendik. İlk zirvemizi gerçekleştirdik. Dün, iki panelde bilgileriyle bizleri aydınlatan başta sevgili Nedim Atilla olmak üzere uzmanlarımıza, markalaşma alanında kendisini ispatlayan firmaların birikimleriyle diğer firmalara yol gösteren temsilcilerine teşekkürü borç biliyoruz. Evlerinde el emeği-göz nurlarıyla yaptıkları etli, zeytinyağlı yemekler, hamur işleri ve tatlılarıyla yarışmaya katılan yüzlerce kadın ve erkek katılımcımıza ayrıca teşekkür etmek isterim.
Ege'nin her değerine sahip çıkacaklarını gösteren ve bizleri bugünümüzde yalnız bırakmayan başta Vali Yardımcımız Nevzat Ergün, Çiğli Belediye Başkanı Metin Solak, Buca Belediyesi, Seferihisar Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi'nin Genel Sekreteri Sevgili Ersu Hızır, İTO Meclis Başkanı Necip Kalkan, EBSO Meclis Başkanı Mehmet Tiryaki'ye ve bu organizasyonun her adımında bizimle olan Konak Belediye Başkanı Dr. Hakan Tartan'a da Egeliler adına teşekkür etmeliyiz. Ayrı bir teşekkürü hak eden kişi de, Lokantacılar Odası Başkanı Aykut Yenice. Üç nesildir sürdürdüğü misyonu, Ege'nin tüm değerlerine sahip çıkarak devam ettirmenin heyecanıyla yola çıkan Yenice'ye, sadece İzmir değil, Türkiye'nin markası olan Altınkapı'nın sahibi Cüneyt ve Gönül Altınkapı ile Tariş, Kristal yağ gibi büyük markalar ile, Çeşme'den, Tire'den, Aydın'dan, Manisa'dan, Denizli'den, Muğla'dan zirveye katılarak elini taşın altına koymaktan çekinmeyen kurumlara, kişilerin katkılarını da anmamak olmaz. Aylardır
Gençlere dikkat!
Pazar pazar canınızı sıkmak istemem ama, gerçekleri de görmezden gelmek hayalcilikten başka bir şey olmaz. İki gündür gazetemizin manşetinde bir dramı, farklı boyutuyla veriyoruz. "Ürküten Mesajlar" başlığıyla verdiğimiz 15 yaşındaki Denizlili Emre'nin intiharının ardından Facebook'ta açılan sayfaya yazan binlerce gencin mesajları kanımızı dondurdu ve uzun tartışmalardan sonra manşet yapmaya karar verdik. Ergenlik çağındaki gençlerin gerek eğitim kurumlarındaki sıkıntıları ve gerekse aile baskısı veya ilgisizliği yüzünden girdikleri bunalımı, tokat gibi yüzümüze çarpan mesajlara dikkat çektik ve herkesi, hepimizi uyarmak istedik. Sevgili Ercan Pala da, dünkü yazısında hem konunun ciddiyetinin altını bir kez daha çizmiş hem de Yeni Asır'ın bu konudaki duyarlılığının önemini hatırlatmış. Bugünkü manşetimizde verdiğimiz boyutuyla sevinerek söylemeliyim ki, uyarımız doğru adreslerce alındı. Valilik, Belediye, sivil toplum örgütleri ve Milli Eğitim Müdürlükleri ile ailelerden gelen cevaplar ve mesajlar umarız, sözde kalmaz ve gençlerimize daha fazla yardımcı olunur.