• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Kadın olma sanatı

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 22.12.2009, 00:00
Bir kadın için tek seçeneğin evlilik olmadığı, öncelikle meslek sahibi olması ve geleceğini, kaderini kendi istediği şekilde çizmesi gerektiğini anlatan "Mona Lisa'nın Gülüşü" adlı filmde, şöyle bir cümle sarf eder geleneksel görüşten yana olan bir kadın:
"Bir kadın, meslek öğrenmek yerine kadın olma sanatını öğrenmek zorundadır. Kadın olma sanatı, erkeklerinin aldıkları kararı kendilerinin vermiş olduklarını sanmalarını sağlamaktır."
Demek istiyor ki, her ne kadar erkeklerin sözü geçse de bu toplumda ve son sözü onlar söylese de, aslında kararları erkekler değil kadınlar alır. Akıllı bir kadın erkeğini öyle güzel idare eder ki, kararı kendisi alır ama bunu erkeğe belli ettirmez.

BÜYÜK YALAN

Büyük bir yalandır bu. Kadınların ağzına bir parmak bal çalmaktan başka bir şey değildir. Bu görüşle, bir bakıma kadınlardan oyun oynamaları istenmektedir. "Güç sizde olsun ama bunu kendini kadından üstün gören erkeğe hissettirmeyin." denmektedir.
Ne yazık ki kadınlar inanıyor bu yalana. Yetkiyi ve sorumluluğu üstlenmek yerine, yetkiyi erkeğe bırakıp, sorumluluğu üstlenmeyi tercih ediyorlar.
Zannediyorlar ki, erkeğin gönlünü hoş tutar, önüne sevdiği yemeği koyar, yatakta istediklerini kabul ettirirlerse güç onlarda olacak.
Olmuyor. Erkeğin angarya gördüğü konularda karar vermenin dışında söz sahibi olamıyorlar.
Bilmiyorum kaç kadın farkında bu kandırmacanın? Farkında olsunlar diye her fırsatta birileri bunu onları söylüyor üstelik.

MALLAR KİMİN?

Örneğin, geçenlerde Üstün Dökmen televizyon ekranlarından kadınlara bir kez daha haykırdı bunu örneğin. Türk aile yapısında kadının hakim olduğu görüşünün "acı gerçekleri" saklamaya yönelik olduğunu ve her şeyin aslında toz pembe göstermek için uydurulduğunu herkesin yüzüne söyledi. Kaç kadın farkına vardı bu gerçeğin dersiniz?
Çok çarpıcı bir hakikatin de altını çizdi bunları söylerken. Madem ki evlerde kadının sözü geçiyor, yetki ve sorumluluk kadında, son sözü kadın söylüyor, o zaman neden evler, tarlalar, arabalar, hanlar hamamlar, bütün mal varlıkları erkeğin üzerinde?
Resmi raporlara göre Türk kadının üzerinde görünün mal varlığı oranı yüzde 5 bile değil. Üstün Dökmen, "Ne zamanki bu oran yüzde 50 olur, o zaman kadının evde de sözünün geçtiğini söyleyebiliriz." dedi. Katılıyorum ona. İster kabul edin, ister etmeyin, o zamana kadar güç erkeklerde. Kadınlar da ancak kadın olma sanatı gibi erkeklerin sahneye koyduğu ve onların hayatını kolaylaştırmaktan başka bir işe yaramayan oyunu oynamayı sürdürerek kendilerini kandırmaya devam ederler.

Pirelli takvimi
Geçen hafta Pirelli takviminden yola çıkılarak firmaların kadınların beğenileri ve isteklerini kaale almalarının zamanının geldiğinden söz etmiştim. Bunun üzerine bir mektup aldım ilgililerden.
Takvim fotoğraflarının başından itibaren sanatsal bir çalışma olarak ele alındığını ve hep dönemin en ünlü fotoğraf sanatçıları ile çalışıldığını söylüyorlar. Örnekleriyle.
"Pirelli Takvimleri bu başarısını kuşkusuz, fotoğraf sanatını temel çıkış noktası alarak, toplumda kadınların değişen rollerini modern bir tarzda yansıtan anlayışına borçlu. Bir anlamda Pirelli Takvimleri 45 yıldır yeni trendlerin, kadın güzelliğinin, modanın, yeni sanat anlayışlarının ve değişimin simgesi oldu." diyorlar.
Bilmez miyim? Ne kadar değerli olduğunu, koleksiyoncuların peşinde koştuğunu da biliyorum. Ama benim söylemek istediğim şey şu; hep kadın çıplaklığının öne çıkarılması ve erkek tüketiciyi memnun etme kaygısı. Daha doğrusu erkeklerin hizmetine sunulması. Elbette kadınlar da bakar güzel ve estetik bir kadın fotoğrafına ama kaç kadın onu duvarına asar sizce?
Ben diyorum ki, firmalar artık kadınların isteklerine ve beğenilerini önemsesinler. Kadın fotoğrafçılar gözüyle dünyanın en yakışıklı erkekleri ve oyuncularının fotoğraflarına ne dersiniz? Hangi kadın Brad Pitt'in, yaşlı bile olsa George Coloney'in, Daniel Crag'in, adı birden aklıma gelmedi Alacakaranlık filminin vampirinin çıplak ve erotik fotoğrafını duvarına asmaz?
Son sözü bugünlerde pek çok gazetede röportajı yayınlanan kırmızı ayakkabı tasarımcısı Christian Louboutin'e bırakıyorum. Marka konferansı'nda verdiği en önemli mesaj, "kadınları dinleyin" olmuş.
Kadınları dinlemek önemli bence.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA