Ben bayıldım Kadir İnanır'ın rol aldığı ve kendisiyle, daha doğrusu Kadirizm'le dalga geçtiği reklam filmine. Zaten bayılırım Kadir İnanır'a. Ben onun ezelden beri hayranıyım. İlk filminden beri izlerim. Bir dönemin popüler isimleri (Ahu Tuğba, Banu Alkan, Seda Sayan vs.) ile yaptığı ve "Kadirizm"in doğmasına neden olan filmlerinin haricinde hemen hepsini görmüşümdür. Ben en çok 70'li yılların ortalarında yaptığı ve Türk Sineması'nın dört yoncasıyla oynadığı filmleri severim. En çok da Türkan Şoray'la ikisini yakıştırırım. Bir de Kartal Tibet'le oynadığı komedi/avantür filmlerine bayılırım. Maceradan maceraya koşan, üç kağıtçı ama özünde iyi olan "Bitirim Kardeşler"i canlandırırlar. İlk filmleridir ve bambaşka bir Kadir İnanır vardır o filmlerde.
Ona en çok hayran olduğum yıllarda bir de baktım sınıf arkadaşı olmuşuz! Aynı üniversitede okuyoruz. Gerçi o kadar meşhur ve meşgul ki, okula uğramıyor, sınavdan sınava geliyor. Ama olsun! Sınava aynı salonda giriyoruz, iki sıra önümde hayran olduğum oyuncu var!
O günlerde değil ama yıllar sonra gazeteci olunca tanıştık Kadir İnanır'la. Röportajlar yaptım, hakkında yazılar yazdım, karşılaştıkça konuştuk. Feminist olduğum için takılır bana ama o da sever beni, bilirim.
Son reklam filminden sonra daha çok sevmeye başladım. Kadir İnanır aslında bu zaten! Sevgi dolu, esprili, neşeli, güler yüzlü. Keşke filmde onun olduğu bölümler daha çok olsaydı. Ya da devamı çekilse, Kadir İnanır daha çok görünse ve daha çok gülse!
Kadın yöneticiler!
PepsiCo Güneydoğu Avrupa Bölge Başkanı Ümran Beba, şirketin Asya Pasifik Bölge Başkanlığı'na atandı. Yeni görevini Hong Kong'dan sürdürecek olan Beba, Hindistan ve Çin dışında tüm Asya Pasifik bölgesi için strateji ve iş geliştirme sorumluluğunu üstlenecek. Böylece 18 ülke ve 6 binden fazla çalışanın olduğu bu bölgelerde birleşme ve satın alma sürecinden de sorumlu olacak.
Ümran Beba'nın bu göreve gelmesi sürpriz değil. 2009 yılından beri Güneydoğu Avrupa Bölge Başkanlığı görevini yürütüyor.
Kendisini bu köşede pek çok kez konuk ettim. 1 Eylül 2009'da yazdığım "Dünyanın en güçlü kadınları" başlıklı yazımda Forbes Dergisi'nin seçtiği 100 kadından söz ederken, listede yer alan üçüncü ismin PepsiCo'nun CEO'su Indra K. Nooyi olduğunu yazmış ve "Hintli olması ilk üçe girmesini engellemiyor. Çünkü o dünyanın en büyük şirketlerinden birini yönetiyor. Bu pozisyona gelecek yıllardan bizden bir kadın; PepsiCo Türkiye'nin başında bulunan Ümran Beba da geçebilir." diye yazmıştım.
Emin adımlarla basamakları çıkıyor Ümran Beba. İşte onun başarısından yola çıkarak, tüm dünyada olduğu gibi bizde de giderek artan kadın yöneticilere değineceğimiz bir yazı dizisine başlıyoruz.
Yarın başlayacak olan dizide zirvede yer alan kadın yöneticilerimizle birlikte olacağız.
Kadın ve taraftar
Erman Toroğlu'nun köşesinde okudum. Ankaragücü'nün yeni transferi Fransız futbolcu Jerome Rothen, "Taraftar kadın gibidir, iyi gününde yanında vardır, kötü gününde kimseyi bulamazsın." demiş. Toroğlu da onaylıyor bu sözü. Bense katılmıyorum. Ne kadınların ne de taraftarın iyi gün dostu olduğuna. Tabii ki iyi günde coşacak taraftar veya kadın, mutlu olacak, sevinecek, kötü günde de üzülecek, kahrolacak, hayıflanacak. Ama ne taraftar ne de kadın kötü gönde terk etmez sevdiğini. Sadık kalır, ihanet etmez.
Dikkatinizi çekerim başına bir talisizlik gelmiş, bacağı, kolu kopmuş, yatalak olmuş eşlerini kim terk eder? Bir istatistik yapın hemen çevrenizde. Son örnek mayın patlaması sonucunda ellerini, yüzünü, gözlerini kaybeden Albay'ın eşi.
Elbette parayla elde edilen kadınlar, paranın ve gücün peşinden giden kadınlar vardır. Parayla gelen bu kadınlar, para gidince de yok olurlar haliyle. Aradaki farkı bilmez mi ki erkekler, böyle düşünürler?