• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Organiğe ilgi

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 21.04.2010, 00:00
Kanser ve benzer hastalıkların artması nedeniyle hepimiz doğal beslenmeye önem vermeye ve organik gıdalar tüketmeye başladık.
Bir ürünün organik olması için yetiştirilirken ve işlenirken hiçbir kimyasal maddenin kullanılmaması gerekiyor. Yapay ve benzeri gübreler, böcek ilaçları, yabani ot ve mantar öldürücü ilaçlar, büyütme düzenleyicileri, hormonlar, antibiyotikler, koruyucular, renklendiriciler, kısacası herhangi bir katkı maddesi kullanılıyorsa, o ürün organik olmaktan çıkıyor.
Marketlerde ve sayıları giderek artan pazarlarda artık tamamen organik ürünler satılıyor. Peki, bu ürünlere ne kadar güvenebiliriz? Onun organik olduğunu nasıl anlayabiliriz? Yapacağımız iş, bu ürünlerin sertifikasının olup olmadığına bakmak. Çünkü bir ürünün organik pazara, marketlere, raflara girebilmesi için sertifikasının olması şart.

ORGANİK YUMURTA
Geçtiğimiz hafta organik yumurta pazarında iki yıldır yer alan Flotty markasının üreticisi ile tanıştım ve organik kümes ve organik yumurta hakkında bilgi aldım. Yer, Elazığ. Üretici, 20 yıldır yumurtacılıkla uğraşan Umut Yumurtacılık'ın sahibi Cengiz Gülmez. ABD'ye okumaya giden oğlunun önerisiyle organik yumurta işine girmiş. İşin kurallarını öğrenip, sertifika veren Alman Ecocert firmasıyla anlaşıp işe başlamış.
Bir yumurtanın organik olması için öncelikle tavukların yedikleri yemlerin zirai gübre içermemesi gerekiyor. Ayrıca tavukların kümeslerde, kafesler içinde olmaması da şart. Serbest dolaşmaları, tüneklerde tünemeleri, yazın bahçede gezmeleri, solucan, böcek yemeleri gerekiyor ki yumurtaları organik olsun. Bu nedenle bir kümeste belli sayıda tavuk bulunabiliyor.

NİYE PAHALI?
Örneğin 600 metrekarelik bir alanda ancak 3 bin tane tavuğa izin var. Oysa aynı alana, kafesler içinde 20 bin tavuk sığabiliyor. Bu tavuklar kafeslerinde dolaşmadan beslenip yumurtluyorlar. Ve böyle bir kümesten günde yaklaşık 20 bin yumurta alınırken organik kümesten 3 bin tane alınıyor. Bu yüzden maliyetli bir iş. Dolayısıyla fiyatı da diğer yumurtalara oranla pahalı oluyor.
Cengiz Gülmez 250 bin tavukla Doğu'nun en büyük üreticisi olduğunu söylüyor. Bu tavukların şimdilik 12 bini organik yumurta yumurtluyor ama zamanla sayısını artırmayı düşünüyor. Çünkü bütün Türkiye'ye yumurta satmak ve yurtdışına ihraç etmek istiyor. İstanbul ve Ankara'daki marketlerin çoğunda var. Bu haftadan itibaren İzmir'deki bütün Migros ve Tansaş'larda da satılmaya başlanıyor.

Baba ve kocanın önemi
Elazığ gezimizin güzel bir sürprizi de Cengiz Gülmez'in eşi Esra Gülmez ile tanışmak oldu. Bir kadının hayatının, koşullara göre nasıl değiştiğini göstermesi açısından ilginçti hikayesi. Okumaya meraklı, başarılı bir öğrenciymiş çocukken Esra Hanım. Yaşıtları evlenmeyi düşünürken o okumayı ve öğretmen olmayı düşlemiş. Elazığ'da ilk kez düzenlenen Anadolu Lisesi sınavlarına girip, İstanbul Kız Lisesi'ni kazanmış. Ne var ki babası terör olaylarını bahane ederek kızını okutmamış, hatta kazandığını bile söylememiş. 14 yaşında kendisinden 10 yaş büyük eşiyle evlenmeye zorlanan Esra Gülmez, bir sene sonra anne olmuş. Üçer yıl arayla üç çocuk doğurmuş ve kendisinin gerçekleştiremediği hayalleri çocuklarının başarmasını istemiş.

KOCA DESTEĞİ
Büyük oğlunun deneme sınavlarını kazanamaması genç anneyi çok üzmüş. Onun başarısı için gece yarılarına kadar çalışıp, öğrenmiş, öğrendiklerini çocuklarına aktarmış. Oğlunun Türkiye genelinde ilk 500 içinde yer alması kendisini de umutlandırmış ve eşine okumak istediğini söylemiş. Neyse ki, babası gibi engel olmamış eşi. Hatta teşvik edip, desteklemiş. Önce ortaokul, ardından lise bitirme sınavlarını vermiş Esra Hanım ve girdiği ilk sınavda üniversiteyi kazanmış. Fırat Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nü 2. olarak bitiren Gülmez'in içinde kalan okuma arzusu mastır ve doktora yapmasıyla devam etmiş. Üstelik televizyon programlarının kadınların yaşamındaki etkisini ele alan doktora tezi, ulusal gazetelere haber olmuş.

BAŞARILI ÖĞRETMEN
1999 yılından beri öğretmenlik yapan Dr. Esra Gülmez, halen MEB'e bağlı Elazığ Bilim ve Sanat Merkezi'nde rehber öğretmen olarak görev yapıyor. Bilkent Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü bitiren büyük oğlu Emrah, şu anda Hollanda'da çalışıyor. İkinci oğlu Yunus Taha, Hacettepe Eczacılık'ta, küçük oğlu Emre ise Amerika'da Berkeley Üniversitesi'nde okuyor.
Hep bu köşede yazdığım gibi erkekler kadının hayatını ve geleceğini belirliyor ne yazık ki. Kocası da babası gibi okumasını istemeseydi Esra Gülmez, bugün yine üç çocuk annesi ama ilkokul mezunu bir anne olacaktı. Oysa şimdi o üniversite mezunu, üstelik doktor unvanlı bir anne ve üstün zekalı çocukları eğiten bir öğretmen. İnsiyatif kadınlarda olsa ve kendi geleceklerine onlar karar verse kim bilir daha kaç Esra çıkar bu topraklardan?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA