İnternette bir kampanya başladı kadınlar arasında. Herkes kendi arkadaş listesindeki kadınlara bir mesaj gönderiyor; "Duvarınıza sadece küçük bir kalp yapın ve hiçbir şey yazmayın" deniyor. Çünkü bu hafta meme kanseri haftası. Bunu anmak ve hatırlamak için böyle bir girişim yapılıyor.
Aslında pek çok kampanya, etkinlik var bugün ile ilgili. Biri de Avon'un 'Meme Kanseri ile Mücadele Projesi'. Sağlık alanında Türkiye'nin en uzun soluklu sosyal sorumluluk projelerinden biri bu, 15 yıldır devam ediyor. Geleneksel hale gelen Pembe Ajanda ile meme kanserine karşı mücadele için bir adım daha atıyor.
Bu yıl, farklı alanlarda üstün başarılara imza atmış 15 kadın, meme kanserine dikkat çekmek için hayallerinden ilham aldı ve özel büstiyer tasarladı. Ajanda takviminde her ayın başlangıcında özel olarak hazırlanan büstiyerlerin fotoğrafları yer alıyor. Büstiyer fotoğraflarının arka yüzlerinde ise büstiyere ilham veren ünlü kadın, yaşam ve meme kanseri ile ilgili kişisel mesajı ile yer alıyor.
PEMBE AJANDA
15 bin adet basılan Pembe Ajanda 2012'nin içeriğinde, Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu'nun uzman doktorlarının meme kanserinden korunma önerileri ile AVON Meme Kanseri ile Mücadele Projesi hakkında genel bilgiler de yer alıyor. Satıştan elde edilecek gelir AVON Meme Kanseri ile Mücadele Fonu'na aktarılacak.
Meme kanseri son günlerde ünlü isimlerle magazin basının da gündemine girdi. Önce Nilüfer'in bu hastalığa yakalandığını duyduk. Ardından Vahide Gördüm'ün. İkisi de tedavi sürecinde. Ameliyat oldular, dinleniyorlar. Aslında meme kanseri her kadının başına gelebilecek bir durum ve de medyada sıkça yer aldığı gibi "amansız bir hastalık" değil. Bu hastalığa yakalanan ve iyileşen gazeteci arkadaşımız Ayşe Dural, "Kanser, kronik bir hastalık gibi. Doktorunuza güvenin ve iyileşeceğinize inanın. Gerisi kolay" diyor.
FARKLI BİR ZAMAN
Ayşe Dural, "Hastalığım sırasında ailem çok büyük destek oldu. Herkes bana çok normal davrandı. Hatta kardeşimin eşi, grip olmuşum gibi yaklaştı olaya. O günlerde bu nedenle ona çok kızmıştım ama şimdi anlıyorum ki, böyle davranınca insan daha çabuk iyileşiyor.
Reklam ajansı sahibi Aydan Baktır da "Sadece farklı bir zamandı" diye bahsediyor hastalığından. Ameliyattan önce bir parti düzenliyor ve arkadaşlarını davet ediyor. Annesi ve teyzesi gibi ailenin büyüklerinden gizliyor durumu. Tümöründen "solcu küçük kız" diye söz ediyor. "Benim kız isyankar ama doktor onu dize getiriyor. Sorası yedi hafta radyoterapi ve sürekli kullanılan bir ilaç, biraz şişmanlık, endişe tozu. Bu işin baharatı herkesin sana acıma ve sevgi dolu gözlerle bakması" diyor. O da hayatına kaldığı yerden devam ediyor.
Önemli olan tedavi sürecinin iyi geçmesi, morali bozmamak ve hayata hep olumlu bakmak. Tabii bu arada maddi koşulların da iyi olması gerekiyor. O yüzden de Avon'un kampanyası gibi etkinlikler önem kazanıyor.