2012'nin başlarında Oklahoma eyaleti senatörü Constance Johnson, kürtaj olan kadını katil gören zihniyetle dalga geçercesine Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı'na şöyle bir yasa değişkiliği önerdi ve "Bir erkeğin bir kadının vajinası dışında bir yere boşalması, doğmamış çocuğa karşı eylem olarak yorumlansın" dedi. Konu yine kürtaj anlayacağınız. Sıkı bir kadın hakları savunucusu olan Johnson'ın bu sözlerine tepkiler gecikmedi. Vajina yerine kullanabileceği başka bir sözcük bulamadığını belirten Johnson, "Komik olmaya çalışmadım. Önerim ne kadar saçma olursa olsun çok ciddiyim. Kadın için iyi olan erkek için de iyidir, öyle değil mi?" dedi.
ABD'DEKİ TARTIŞMA
Altı ay önce de, ABD'nin Michigan eyaleti, kürtajla ilgili yeni kurallar öngören taslak çalışması yapınca, taslağa muhalefet eden Demokrat Parti'den Lisa Brown şunları söyledi: "Vajinamla bu kadar ilgili olmanız beni ziyadesiyle gururlandırdı. Ancak hayır, hayır demektir..."
Lisa Brown'a da tepkiler geldi. Örneğin ertesi gün mecliste konuşması yasaklandı. Cumhuriyetçi Parti'den Meclis Sözcüsü Jase Bolger, Lisa Brown'ı "münasebetsiz ve nezaketsiz" olarak suçladı.
Doktor kökenli bir başka siyasetçi, yine Cumhuriyetçi Parti'den Mike Calton, vajina sözcüğünün hakaret içerdiğini belirterek, "Ben bu sözcüğü kadınların önünde telaffuz etmek bile istemem. Kadınların önünde böyle ayıp bir şey söylenmez" diye eleştirdi.
Brown ise, "Vajina kelimesini kullanamayacaksak, neden vajinalar hakkında yasa çıkarıyoruz? Hangi kelimeyi kullanacaktım? Vajina, tıbben doğru tanımdır... Hepimiz yetişkin değil miyiz?" dedi.
BİZDE KİM NE DEDİ?
| Kadınlarla ilgili Amerika'dan ithal edilen sorun bizde de yaşanıyor |
Bu söze tepki aylar sonra bütçe görüşmeleri sırasında Bülent Arınç'tan geldi. Bankaların devlet eliyle satılması konusunda Bülent Arınç'ın 2000 yılında Fazilet Partisi milletvekiliyken yapmış olduğu bir açıklamayı örnek göstererek şu anda yapılan hukuksuz işlemlerin üzerini çizen Nazlıaka'nın devamlı olarak kendisine bakması ve sorular yöneltmesi Arınç'ı rahatsız etti. "Lütfen bana bakmayın genel kurula hitap edin" diyerek uyardı. Kürsüye geldiğinde de, "Ben mahcup bir insanım. Zarif bir hanımefendinin ikide bir dönüp bana bakmasından doğrusu sıkılabilirim. Yoksa dönüp her defasında bakabilir. Benim için bir eksiklik değil" dedi.
Bunun üzerine Aylin Nazlıaka, "Son derece cinsiyetçi bir konuşma. Sözlerine 'kadın milletvekili' diye başlamıştır. Cinsiyetimden değil söylediklerimden ötürü mahcup olmasını dilerdim. Kendisini kınıyorum. Kendisine toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili bir kitap hediye edeceğim. Bizler 'zarif' gibi sıfatlarla anılmak istemiyoruz. Biz dişiliğimizle değil, kişiliğimizle anılmak istiyoruz" dedi.
MUHAFAZAKAR BAKIŞ
Bülent Arınç da, "Benim 'kadın milletvekili' demem aşağılamak değil. Sizin isminizi kullanmak. Bundan dolayı kendinizi üzmeyin. Ben latife olsun diye bana bakmanız karşısında bir şey söylemiştim. Ben sizin bakışınızdan mahcup olmuyorum. Benim mahcup olduğum başka bir konu var. Kürtaj meselesi konuşulurken siz öyle bir söz sarf ettiniz ki benim yüzüm kıpkırmızı oldu. Ben asıl o zaman mahcup oldum. Asıl o zaman yerin dibine girdim. Bir evli, bir çocuğu olan bayan milletvekili kendisi ile ilgili bir organını nasıl böyle açıkca konuşabilir. Nasıl bundan yüzü kızarmaz" yanıtını verdi
Tartışma böyle. ABD, Türkiye fark etmiyor, muhafazakarlar için bir kadının kendi cinsel organının adını söylemesi "bir hanımefendiye yakışmayacak" bir davranış... Evli ve çocuklu olması daha da vahim! Bülent Arınç'a göre evli ve çocuklular edepli, bekarlar edepsiz oluyor demek ki.
Sorun erkeklerin iktidarı kadınlarla paylaşmak istememesi. Onları durdurmak için artık her yol mübah. Ya uslu kız olacaksın, söz dinleyeceksin ya da rencide edileceksin.