• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Anne kötü ya baba?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 24.10.2013, 00:00
Hemen her ortamda en çok konuşulan konulardan biri iki aylık bebeğini evde yalnız bırakarak tatile giden ve onun ölümüne sebep olan anne. Bir annenin bunu nasıl yapabileceği tartışılıyor.
Normal bir insan davranışı değil. Bunu yapabilmek için insanın kafasının çalışmaması, zeka özürlü olması gerekiyor. Karşımızdaki kişi böyle biri değil. Meslek sahibi, bir ilkokulda öğretmenlik yapan genç bir kadın. Giyimine, süsüne, bakımına önem veren biri. Akıllı ve mantıklı diyebiliriz.
Öyleyse nasıl böyle davranabilir?
Uzmanlar onun ruh halini inceleyerek bir yorumda bulunacaklardır elbette. Biz de bu olaydan yola çıkarak neler olabileceği hakkında görüşler belirtebiliriz.
İnsanın aklına gelen ilk olay doğum psikozu. Yani doğum sonrası depresyon.
Aslında her kadında doğum sonrasında bir takım değişiklikler oluyor. Özellikle ruh halinde. Daha hassas, daha kaygılı, daha hüzünlü bir haline bürünüyorlar.

HORMONAL DEĞİŞİMLER

Çünkü gebelik sonrasında hamilelik dönemindeki gibi hormonal değişimler söz konusu. Bizi de hormonlar yönetiyor. Yani hormonlara göre ruh halimizde farklılıklar oluyor. Ve herkesteki farklılık da farklı olabiliyor. Pek çok kadında bu belirtiler doğumdan sonraki bir hafta veya on gün içinde geçerken, bazı kadınlarda bu psikoza ve depresyona yol açabiliyor. Doğumdan sonraki ilk hafta içinde başlayıp birkaç hatta bir iki yıl sürdüğü bile olabiliyor.
Neden peki? Biri biyolojik nedenler. Biraz önce değindiğimiz hormonal değişimler. Gebelik döneminde yükselen östrojen ve progesteron düzeyleri, doğumla birlikte aniden düşünce bu depresyon yaratabiliyor. Tiroit bozuklukları da depresyonda rol oynayabiliyor. Ayrıca folat eksikliği de bunu tetikleyebiliyor.
Bir de psikososyal nedenler var. Kişinin doğumdan önce bulunduğu çevre, kişiler arası ilişkileri yani sosyal çevresi önemli bir faktör. Bu çocuğu istiyor mu, yani çocuk istenen ve arzulanan bir bebek mi, yoksa kazara, istenmeden, yasak bir ilişki sonucunda mı dünyaya geldi. Bebeğin babasıyla ilişkiler de çok önemli. Annenin en yakınlarıyla olan ilişkileri de.

BABA SORUMLULUĞU

Söz konusu örnek aslında bize bazı ipuçları veriyor. Ortada baba yok. Yasak bir ilişki. Kadının hamileliğinden en yakınlarının bile haberi yok. Aylarca gizli yaşamış hamileliğini. Zaten bebeği evde bırakmasının nedeni de onunla ailesinin yanına giderse, ailesinin ona kapıyı kapatması hatta öldürülebileceğini düşünmesi.
Uzmanlar, hayatlarını kendilerinden çok dış faktörlerin yönettiğini düşünen annelerin doğum sonrası depresyon açısından yüksek risk grubunda olduğunu söylüyorlar.
Bir kadının doğum sonrası depresyona girmesi, hamilelik sırasında yaşadıklarının yanı sıra, bebek doğduktan sonra karşı karşıya kaldığı durumlara da bağlı. Tek başına doğum yapmak, bebeğe tek başına bakmak kolayca üstesinden gelinecek bir durum değil.
Bu genç kadının da bebekten kurtulmak için onu sokağa terk etmemesi, bir cami avlusuna veya karakola veya sosyal hizmet kurumlarına vermemesi de onun farklı bir ruh hali içinde olduğunu düşündürtüyor.
Yine de sonuçta bir cinayet. Ve ortada hayata gelir gelmez veda eden bir bebek var. Tabii burada bebeğin dünyaya gelmesine neden olan babanın bu cinayetteki payını da göz ardı etmemek lazım. Erkeğin sorumluluğu da kadının sorumluluğu kadar önemli.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA