Zaman ne kadar da çabuk geçiyor.
AK Parti'nin 3 yıl önce aynı meydanda genel seçimden hemen önce düzenlediği mitingi de takip etmiştim.
O mitinge gelen insanların büyük bölümünün bir cemaat organizasyonuyla çevre illerden toplandığı konuşulmuştu günlerce.
AK Parti 3 yıl sonra İzmir'de 'cemaat desteksiz' olarak sahaya çıktı.
Her iki mitingi de yerinde izlemiş bir gazeteci olarak dün toplanan kalabalığın 2011'dekinden daha büyük olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Meydandakilerin başka illerden taşınanlardan oluştuğunu iddia edenler ezbere konuşuyor ve siyaset sosyolojisinden zerre kadar çakmıyor.
Ellerinde AK Parti bayrakları ve Recep Tayyip Erdoğan posterleriyle en az 200 bin kişi geldi o meydana.
İçlerinde mini etekli ve küpelisi de vardı, başörtülü ve çarşaflısı da.
Bir avuç kendini bilmezin çıkardığı ufak çaplı bir olay dışında kimsenin burnu bile kanamadı.
İçlerinde başka illerden gelen yoktur demiyorum ama bu kadar insanı İzmir'de toplamak bile şapka çıkarılması gereken bir organizasyon başarısıdır.
17 Aralık süreci tahmin edilenin aksine AK Parti'ye yaramış.
Meydanda toplanan kalabalık eskiye göre çok daha coşkulu ve kararlıydı.
Başbakan Erdoğan da formdaydı.
Kalabalığı işaret ederek "Bu da mı montaj?" diye sormayı ihmal etmedi.
Dünkü tarih miting Binali Yıldırım'ın da umutlarını tazelemiştir diye tahmin ediyorum.
Şaka maka İzmir'de seçim ortada gibi görünüyor...
Dün miting öncesinde Kordon'da en az 2 saat turladım.
İnsanlar kafelerde her zaman olduğu gibi biralarını yudumluyor, genç aşıklar el ele diz dize Kordon'un keyfini çıkarıyorlardı.
Mitingin ortalarına doğru meydana hakim bir kafeye attım kendimi.
Hem biraz soluklanmak hem de sosyolojik bir gözlem yapmak için.
Sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek İzmirlinin yüz ifadesi "Halk Kordon'a indi, vatandaş birasını yudumlayamadı" tadındaydı.
Ama büyük çoğunluk, İzmir'in o geleneksel hoşgörüsü ve sağduyu ile takip etti AK Parti'nin mitingini.
Birasını yudumlarken kimi televizyondaki maçı izledi, kimi hemen karşısında konuşan Başbakan Erdoğan'ı dinledi.
Kalabalık tıpkı geldiği gibi coşkulu ama olaysız bir şekilde terk etti meydanı.
Kafelerde oturanlardan kimse de onlara tek bir laf etmedi.
Her iki taraf da İzmir'e ve İzmirliye yakıştığı gibi davrandı.
Darısı siyasilerin başına...