Romalılar bu dünyadan göçen insanlar için "öldü" kelimesi yerine, yaşamı kutsamak için "vixit" yani "yaşadı" kelimesini kullanırmış.
İsrail'in henüz 1 yaşını bile tamamlamadan katlettiği Gazzeli çocuklar için biz ne demeliyiz acaba?
O bomba dün olmasa belki yarın, belki de 15 yıl sonra gelip yine tepelerinde patlayacaktı.
İsrail elçilikleri önündeki anlamsız protestolarla, "Hitler keşke bunların kökünü kazısaydı" gibi ırkçı yaklaşımlarla Gazze'de çocukların ölmesi engellenemez.
1.5 milyarlık Müslüman dünyası ne zaman ki bir Almanya kadar üretim yapar hale gelir; işte o zaman Gazze'de hiçbir çocuğun burnu bile kanamaz.
İslam Konferansı Örgütü'nün (İKÖ) adını duymayanınız yoktur.
Hani CHP ve MHP'nin çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun genel sekreterliğini yaptığı 57 üyeli kuruluş.
İKÖ'ye bağlı 57 Müslüman ülkenin GSMH'sı sadece 2 trilyon dolar civarında.
Üstelik bunun 500 milyar doları da petrol zengini Arap ülkelerine ait...
Oysa geçen yıl tek başına ABD, 12 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretmiş.
Çin'in üretimi 8 trilyon doları, Japonya'nın 3,8 trilyon doları, Almanya'nınki ise 2,4 trilyon doları buluyor.
Yani 57 Müslüman ülkesinin ekonomik büyüklüğü bir Almanya etmiyor.
8 milyonluk İsrail bile 1 trilyon dolara yaklaşık üretim yapıyor.
Geçen yıl bir Alman 18 bin 200, Koreli 11 bin 300, Fransız 8 bin 600, İtalyan 7 bin 900, İsrailli 6 bin 200, Türk ise 2 bin 100 dolarlık ihracat yaptı.
İsrail'in her canı sıkıldığında bu kadar rahat Müslüman öldürmesi, Batı'nın katliamlara sessiz kalması işte bu rakamlara yansıyan güçlerindendir.
Aynı zamanda Müslüman dünyasının aynı rakamlara yansıyan güçsüzlüğünden...
Siluetini sevdiğimin Çeşme'si
TOKİ'nin turizm cenneti Çeşme'ye yapacağı toplu konut projesi üzerinden yürütülen tartışma giderek renkleniyor.
Adında 'halk' ifadesinin geçtiği partinin milletvekilleri ve belediye başkanı halkın oturacağı konutlara karşı çıkıyor.
Gerekçeleri ilginç.
Çeşme'nin silueti bozulacak.
İyi de arkadaş, Çeşme'de yaşayan herkesin teknesini evinin önündeki iskeleye bağlayacak maddi gücü yok ki...
Bir taraftan 'Çeşme gelişsin, yeni yatırımlar gelsin' diyeceksin...
Diğer taraftan sana hizmet için Çeşme'de yaşamak zorunda olan garsonun, bankadaki gişe memurunun, marketteki kasiyerin başını sokacak evi olmasını kabullenmeyeceksin!
Nedense ulusal gazeteler ve televizyonlar da mevzuya balıklama atladı.
Birileri Çeşme'de tıkır tıkır işleyen düzenleri bozulacak diye panikledi herhalde.
Günahlarını almayalım, belki de 'Halk plajlara akın eder de vatandaş denize giremez' diye endişeleniyorlar.
Bu arada AK Partili Rıfat Sait'in gündeme getirdiği bir iddia var...
Alaçatı'da SİT alanı içinde, denize sıfır olarak inşa edilen 3 katlı Port evlerinin (villalarının) Yönetim Kurulu Başkanı kim?
Heyecanla bekliyoruz bu sorunun cevabını...
Tanesi 3-4 milyon dolardan satılan villalar gerçekten SİT alanı içine yapıldıysa yazıklar olsun.
Çeşme'nin en güzel koyları ranta peşkeş çekilirken ilçenin silueti bozulmuyor.
Ama ne hikmetse dar gelirliler için bir dağ başında inşa edilecek evler silueti bozuyor!
Sizce de bu işte bir tuhaflık yok mu?