• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ZAFER ŞAHİN

Kobani'yi yok sayabilir miyiz?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 05.10.2014, 00:00
Bayram günü çok daha iç açıcı bir konuda yazmak isterdim ama malumunuz burası Orta Doğu...
Sınırlarımızın dibinde milyonlarca insan bir tarafta acımasız bir terör örgütünün, diğer tarafta ise tarihin en zalim diktatörlerinden birinin tehdidi altında.
Hangisinin daha zalim olduğu ve hangisinin daha çok insan öldürdüğünü bilmek zor ama kesin olan bir gerçek var ki, ikisinin de aslında birbirinden hiçbir farkı yok.
Yazının başında burası Orta Doğu dedik. Burada "Bana değmeyen yılan bin yaşasın" deme lüksümüz maalesef yok.
Hele de Suriye ve Kuzey Irak'taki Türkmen, Kürt ve Arapların akrabaları sizin topraklarınızda yaşıyorsa...
Bugün Türkiye'nin milyonlarca mülteciye ev sahipliği yapmak zorunda kalmasının birinci sebebi işte bu akrabalık ve kardeşlik bağları...
Temmuz ayının başından beri Kobani'de yanan ateş, ister istemez Türkiye'yi de etkiliyor.
Diğer adı Ay El-Arap olan Kobani, bizim Suruç'un tam karşısına düşüyor. Halkının büyük bölümü Kürt asıllı. Suriye'deki iç savaş nedeniyle yoğun göç alan Kobani'nin nüfusunun 1 milyonu bulduğu belirtiliyor.
IŞİD, hakimiyeti altındaki Cerablus ve Rakka'nın tam ortasında kalan Kobani'yi de alırsa bölgede gerçek bir sınır hattına sahip olacak.
Zengin enerji kaynaklarının hemen yanında stratejik öneme sahip Kobani düşerse, Suruç'taki Mürşitpınar Sınır Kapısı'nın kontrolü de IŞİD'in eline geçecek. Tıpkı Akçakale-Telabyat, Gaziantep-Karkamış ve Çobanbey-El Rai kapıları gibi...
Türkiye insani yardımlar ve geçişler dışında bu kapıları kapalı tutuyor.
Şu anda Kobani'ye karayoluyla askeri ve insani yardım sadece Türkiye topraklarından yapılabilir durumda.
TSK'ya Suriye ve Irak'a hareket yetkisi veren tezkereye karşı çıkan CHP ve HDP-BDP'de bu gerçeği çok iyi biliyor.
Ama nedense böylesine yaşamsal öneme sahip bir tezkereye küçük siyasi hesaplar uğruna karşı çıkabiliyorlar.
Oysaki IŞİD sadece Kürtler için değil, Türkiye için de bir tehdit. Binlerce kilometre ötedeki Avustralya'nın hatta Yunanistan ve Bulgaristan'ın bile yardım elini uzattığı Kobani'den Türkiye'nin uzak durmasını beklemek abesle iştigalden başka bir şey değil.
Belki bir, belki 10 yıl sonra bölgede ne ABD, ne İngiliz, ne de başka batılı ülkenin askeri kalmayacak.
Ama bin yıldır olduğu gibi Kürtler ve Türkler aynı coğrafyada yaşamaya devam edecek.
Bölgemizde önümüzdeki 100 yılın dengeleri belirlenirken, elimiz kolumuz bağlı oturamayız.

Hasan Ören'den mesaj var

Cuma günü kaleme aldığımız "Yeni CHP'de, Yeni Usuller" başlıklı yazıya beklediğimden çok tepki aldım.
Özellikle CHP Parti Meclisi üyesi Özgür Özel'in Grup Başkanvekili olmak için istifa edeceği ancak milletvekilleri Hasan Ören ve Sakine Öz'ün bu plana itiraz ettiği ve istifa resti çektikleri iddiaları çok konuşuldu. Dün yazıda adı geçen Manisa Milletvekili Hasan Ören'den bir telefon aldım.
Ören, benim TBMM'de gerek insani açıdan gerekse de milletvekili performansıyla takdir ettiğim bir siyasetçidir.
Yazımda değindiğim iddialar onu çok üzmüş.
Kesinlikle CHP lideri Kılıçdaroğlu'na giderek istifa resti çekmediğini belirtti.
"Ben bu partiye hayatımı adadım, CHP sayesinde Hasan Ören oldum. Beni yaşadığım sürece CHP'den hiçbir güç koparamaz. Kimse için partimden ayrılmayı düşünmem" dedi.
Ören'in bu sözlerinden de anlaşılacağı üzere CHP'de Manisa özelinde bir sıkıntı yaşanıyor. Ancak CHP'nin Hasan ağabeyi ne bugün, ne de bundan sonra sebebi ne olursa olsun partisini bırakıp bir yere gitmeyecek.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA