İyi bayramlar. Hepinize sıhhat, başarı, güzellik dolu bir bayram diliyorum. Gerçi köşem itibarı ile 3. güne yetişebildim bayram tebriği için. Umarım bayram tatiliniz iyi geçmiştir. Oraları hele İzmir ile Alaçatı'yı özlemedim desem yalan olur, hele bu günlerde. Çeşme'nin ve Bodrum'un çok kalabalık olduğunun haberleri geliyor. Bir de değişik kişilerden hani kendi tatil yörelerini destekleyeceğimize Yunan adalarına rağbet edildiği söyleniyor. Hani tarafsız olarak bakarsak bizde 2 yemek parasına oralarda 2-3 gün kalabiliyorsunuz. Yemek fiyatlarına bakıp aynı denizin aynı balığı, aynı sebze ve meyvelerin güler yüzlü bir servisle sunulduğunu düşünürsek hak vermemek elde değil. Bizdeki fahiş fiyatların normale dönmesi lazım bence yerli turizmin kuvvetlenmesi için.
KÜÇÜK BİR BAYRAM KUTLAMASI
Gelelim buralara... Size ancak haftaya yayınlanacak köşemde buradaki bayram kutlamalarını anlatacağım. Ama bir tanesini, ilk günü yetiştirebildim. Buradaki kadim dostum Ekmel (Anda) birkaç yüz kişilik sımsıcak imalat atölyesinde Simit& Smith'in simitleri, poğacaları, nefis tatlılarından başlayarak nefis bir bayram kahvaltısı ikram etti tüm çalışanlarına. Böylece biraz da olsa bayram kutlama hasretim geçiverdi. Sokaklarda rastladığım, bazılarını devamlı gördüğüm Türklerle (bilhassa meyve ve sebze satan sokak dükkan sahipleri) ile ve de Ekmel Anda'nın mücevher fabrikasındaki Türkler, İspanyollar, Amerikalılar vs milletlerden kişilerle bayramlaşmak mutluluk verdi bana.
SON GÜN HERKES ORADAYDI
Gün yok ki buralarda renkli faaliyetler olmasın. Geçen akşamüstü son günü olduğunu daha evvel öğrendiğimden orada hazır ve nazır bulundum. Ünlü 5. Cadde'deki Plaza'nın karşısı Apple Store'un yanındaki NY'lu ailelerin devamlı ziyaret ettiği, hatta yabancıların, hatta hatta benim bile çoğunu tanıdığım ailelerin çocuklarının rüyalarını süsleyen ve NY'a her geldiklerinde uğrak yeri olan oyuncak imparatorluğu F.A.O. SCHWARZ oyuncak mağazasının bu yerdeki son günüydü Gazete TV basını ve de yüzlerce NY'lu son vazifelerini yapıyordu. Ben de sizin ve de kendim için orada idim. Kapıdaki o ünlü askerleri, son kez sundukları birbirinden güzel oyuncakları ile duygu dolu dakikalar yaşandı.
LONG ISLAND TURU
Geçtiğimiz hafta sonu Ekmel'in arkadaşı, buraların saygın kişilerinden Turgut Giray, hanımı, benim değerli arkadaşım Mehveş Koçak ve de Hafize nefis bir Long Island gezisi yaptık.
Long Island'ın ne kadar büyük olduğuna şahit oldum. Gezimize Turgut Bey'in Long Island'daki villasından başladık. Bahçedeki çiçeklerle bol bol konuştuktan sonra inanılmaz güzel kasaba 'Port Jefferson'a geçtik. O rengarenk evler ve de o sıklamen çiçekleriyle bezenmiş bembeyaz residans- otelden ayrılmak istemedik.
2. durağımız Mattituck. Burada dev dağ çileği, böğürtlen vs tarlaları var. Aileler büyük bir hazla meyveleri burada verilen kaplarda topluyorlar ve de kaplar dolunca toplanan malzemeler tartılıyor çok ucuz bir meblağ ödeniyor çıkışta. Böylece hem tabitla haşır neşir nefis bir tatil günü geçiriyorsunuz hem de çok az paraya dalından kopardığınız meyveleri eve götürüyorsunuz. Burdan yemyeşil bir yoldan devam ettik, burada sağlı sollu dev üzüm bağları var. 'Mavi' isimli Türk restosu da bu yolun üzerinde. Buralarda İtalyan, Fransız, Amerikan vs şarap evleri var. Peynir vs servisleri ile tadım yaparak, seçtiğiniz şarapları içebiliyorsunuz.
NAZAN ŞORAY ŞARKISI DUYUNCA
Vakit kaybetmeden Shelter Island'a (adası) geçmek üzere Green Port'a geldik. O küçücük arabalı vapuru çok ilginç ve sempatik. Shelter Island'da bir tur atıp 'Sunset Beach'te biraz dinlenmeye karar verdik. Nefis şık bir beach. Deniz, kum, 2 katlı restosu, arka bahçe derken tam geç kalmayalım akşam yemeğine diye kalktık ki herkesin tam çoştuğu anda daha da çoşturan tanıdığımız bir parça ve sesi duyduk. 'Hal hal' Nazan Şoray... Amerikan-Fransız karışımı bu Club'da DJ dahil çalışan hiç Türk olmadığını duyunca 'Nazan Şoray'ı tebrik etmek borcum oldu.
BORNOZLAR TÜRKİYE'DEN
Yine ayrı bir kanaldan arabalı vapurla 'Sag Harbour'a geçtik. Nefis bir belde. O kaliteli şipşirin evler, bahçelerde dükkanlar arasında tesadüfen girdiğimiz güzel bir butikte altın, boncuk, gümüş objeler dikkatimi çekti. Sahibi Stella Flame ile sohbet ederken 'iyi akşamlar' diye söze başlayınca Flame tüm bu sanat eserlerini İstanbul'da yaptırdığını Türkiye'ye hayran olduğunu vurgulayınca sohbet roportaja döndü. Mağazadaki diğer şık bornoz (Türkiye'den) organik bölüm, giyim bölümü... 4 ayrı hanım tarafından meydana geldiğini belirtti.
Nefis turumuz NY'un vazgeçilmez en kaliteli tatil beldesi Hampton'da gün batımına yetiştiğimiz deniz üstündeki restoranda akşam yemeği ile devam etti. Bahsedilenden de uçsuz bucaksız nefis bir yermiş Long Island.
Size geçen pazarımı kısaca anlatmaya çalıştım. Bu pazar da bir dahaki köşeme.
Sizlere tekrar iyi bayramlar sağlıkla, başarı ve güzelliklerle...