İzmir Devlet Opera ve Balesi (İZDOB) 3 Şubat Cumartesi günü saat 20.00'de Wolfgang Amadeus Mozart'ın Don Giovanni adlı iki perdelik operasını sahneledi. Orkestra şefliğini Naci Özgüç, koro şefliğini Costantino Petridis'in,yaptığı dekorları Tayfun Çebi, kostümleri Gülay Korkut Dinç tarafından tasarlanan eser M. Can El'in rejisi ile sahneye kondu. Işık tasarımcılığını Müfit Özbek'in üstlendiği operanın koreografisi Şebnem Şenel, video tasarımları ise Ahmet Şeren'e ait. Buraya kadar teknik konular... Benim asıl bahsetmek istediğim o gece beni büyüleyen sanatçı performansları oldu. Bu nasıl bir performanstır. Orkestra, koro, solistlerin hepsi muhteşemdi o akşam. Orkestra ve koroyu ayrıca tebrik ediyorum. Eser öyle titizlikle, öyle güzel çalışılmış ki rolü ne olursa olsun sahnedeki herkes tamamen kendinden sıyrılmış ve Don Giovanni Operası'nda yaşayan bir karaktere bürünmüş. Ben çok uzun zamandır operada rolleriyle bu kadar bütünleşmiş (sadece solistler, koristler demeyeceğim) "oyuncular" izlemedim.
Övmeye nereden başlasam bilemiyorum.
Öncelikle solistlerin her birinin sadece oyunculukları değil ses performansları da o gece doruktaydı. Don Giovanni Cengiz Sayın, İl Commendatore Alparslan Mater, Donna Anna Birgül Su Ariç, Don Ottavio Barış Yanç, Zerlina Şeniz Çimen, Masetto Gökhan Varkan ve Leporello Murat Duyan... Hepinizi ayakta alkışlıyorum.
Söylediğiniz her notanın, her pasajın, her aryanın hakkını sonuna kadar verdiniz. Sesleriniz bizi bu temsili tekrar tekrar izlemek için oraya davet etti o gece. Gece sonundaki mütevaziliğiniz de ayrı övülesi. Temsili izlerken öyle gerçek bir şey izledik ki bir ara kızım Duru, "Zerlina'ya Don Giovanni'ye inanmamasını söyleyeceğim" dedi. Her bir karakteri ayrı ayrı yazmak istiyorum ancak buna gazetedeki yerim müsaade etmiyor.
MODERN VE YENİLİKÇİ
Gelelim rejiye... Rejisör Can El, eserin özüne zarar vermeden, günümüz toplumunda klişeleşmiş tiplerini esas almış ve rejiyi bunun üzerine kurgulamış El, sadece kostüm ve dekoru değil, oyunu tümüyle yenileştirmiş. Leporello'yu ana karakter seçip diğer rolleri onun kişilik bölünmeleri olarak tasarlamış, dekoru 17. yüzyıl yerine günümüz alışveriş merkezinde sunmayı tercih etmiş. Açıkçası ben de dekoru görünce oldukça şaşırdım. Alışageldiğimiz bir sahne yoktu. Modern ve yenilikçi bir dekor anlayışı vardı. Hatta o gece konuşamadım kendisiyle ama dekor ile ilgili olarak Tayfun Çebi ile mutlaka görüşmek isterim.
ÇAPKINLIK KATİL EDİYOR
Don Giovanni neyi anlatıyor derseniz?
Son derece halktan biri olarak anlatayım.
Öncelikle öyle üç-beş opera izleyip yüksek sanatlar konusunda en birikimliymiş gibi ahkam kesenlere sinir oluyorum.
Önemli olan halkı sanatla ve sanatçıyla buluşturmak. Elitist bir çevre içine sanatçıyı mahkum edip onun sanat haresini daraltmak değil.
O yüzden Don Giovanni'yi çok yalın anlatacağım. Etrafımızda pek çok benzeri var Don Giovanni'nin. Parasını, makamını veya temsilde olduğu gibi asaletini kullanarak çapkınlık yapan bir adam Don Giovanni...
Bu duygu yoksunu adam için kadınlar, sadece ağına düşüreceği avlar. Uşağı Leporello'nun istemeyerek de alet olduğu oyunlarıyla pek çok kadının canını yakan Don Giovanni son çapkınlıklarından birinde elde etmek istediği kızın babasını öldürüyor.
Sonra ne mi oluyor?
Kalkıyorsunuz, bir opera bileti alıyorsunuz ve devamını sahnede izliyorsunuz.
Benden bu kadar... Dünyada ilk kez 29 Ekim 1787 Prag'da, ülkemizde ilk kez 1955-56 sezonunda Ankara'da sahnelenen Don Giovanni, İzmir'de ilk kez 26 Aralık 1998'de sahnelenmiş.
Don Giovanni, 3 Şubat'taki prömiyerden sonra; bu sezon 5, 24, 27 Şubat ve 10,13 Mart tarihlerinde İzmirli operaseverlere sunulacak bunu da buradan duyurmuş olayım.İnsanlık tarihinin en büyük dehalarından biri olan Mozart'ın, 'komik motiflerle süslü ciddi operası' Don Giovanni'sini İzmir Devlet Opera ve Balesi sanatçılarının yorumu ile izleyin derim. Sanatla kalın...