Geçen haftaki teknik direktör demeçlerine bakarsanız genelde benzer kelimelerin cümle içinde kullanıldığını görürsünüz. Milyon eurolar harcayan da bütçesini dengeli kullanan da zaman istiyor. Fakat futbol denen oyun buna pek müsaade etmiyor
"Bugün için yaşa, yarın için hayal kur, dünden öğren" der bir Japon atasözü. Zamanı iyi analiz etmek gerekir yani. Ne Messi, ne Ronaldo... En pahalısı da geçip giden zamandır. Bonservisine gücünüz yetmez. Zamanı satın alamazsın çünkü. Her yeni teknik adam, istediği tüm oyuncuları alsa da yanında muhakkak zaman da ister. Yeni bir takımsanız her galibiyet kredinizi artırır. Fakat her kayıpta teknik adamın istediği zaman cebinden azar azar alınır. Geçen haftaki maç sonrası demeçlerine bakalım.
Pereira (F.Bahçe) "Daha yolun başındayız" dedi. Yani zaman istedi. Haklı. Harıyor. Her mevkide sürekli değişime gitmesi bu yüzden. Cihat Arslan da (Akhisar) "Biz kabuk değiştiren bir takımız. Birçok oyuncumuz takıma yeni katıldı. Organizasyon eksikliğini hissediyoruz" dedi. Yani zamanı işaret etti. Rıza Çalımbay (Kasımpaşa) ikide iki yapmalarına rağmen "Yeni bir takımız. Tabii ki zaman gerekiyor" diyerek net bir şekilde istekte bulundu. Abdullah Avcı milli maç arasını beklediklerini kaydetti. Aç parantez "Bu aralık iyi gelebilir" diyerek sıkıntıyı zamanla çözebileceklerini söyledi. Sadece onlar da değil 1. Lig ve 3.Lig'den birçok takımın teknik sorumlusu aynı istekle kapattı haftayı.
Aslında bunu söylemeseler de meselenin kısa sürede çözülemeyeceği o kadar açık ki. Sadece bizde de değil, her yerde durum aynı. Alın işte geçen yılın Premier Lig şampiyonu Chelsea. İlk iki haftayı bir puanla kapattılar. Pazar günü de West Bromwich'i güç bela 3-2 yendiler. Geçen yılın İtalya şampiyonu Juventus sezona yenilgiyle başladı mesela. Real Madrid ise daha baştan kazanamadı. Bale, Modric, Ronaldo, Kroos da olsa gol atamayabiliyorsunuz bazen. Her takımın Manchester City gibi gümbür gümbür devam etmesini bekleyemezsiniz. Onlar hakikaken ışıl ışıl bir takım görüntüsünde. Üç maçını da izledikten sonra onlar hakkında bizim takımlardan daha fazla fikir sahibi olduğumu söyleyebilirim.
Tabii bu zaman konusuna geçen hafta da değindik. Benim söylemeye çalıştığım taktiksel zaman. Bir de transfer problemini çözemeyip zamanı harcayanlar var. Onların durumu en fenası. Bu takımların bir hafta 5 atıp diğer hafta 4 yeme potansiyelleri bulunuyor. Çünkü alternatifsizlik yabancı sınırlamasının kalktığı bu sezonda en feci mazeret olarak duruyor.
Tagore'nin o sözü gibi yani: "Boş zaman yoktur, boşa geçen zaman vardır"