Y arım asırı geçen futbol yaşamımda, tribünlerden gelen küfürleri, bir müddet sonra, çerez olarak algıladım!
Tribünleri yakanları ve de sahaya inerek futbolcu dövmeye çalışanlara, çok kez tanık oldum! Hatta; atılan bir avuç maytap yüzünden, yaralandığım bile olmuştur! Anti parantez; Takım arkadaşımın, maçın hemen bitiminde başlattığı kavgaya karışmam saniyeler sürmemekle beraber, itiraf edeyim, çok ciddi cenk etmişliğim vardır bir defasında!
Yaptım, yaptım! Isparta'da, Türkiye Üniversiteler Şampiyonası'nda, koca bir kayanın ayağıma denk gelmesine, hakemin göz yumması bi yana, arkamızdan arabayla takip eden bir gruptan korkumuzdan, kramponlarımı Denizli'de çözdüğüm, dün gibi aklımda hala.
EŞİ BENZERİ YOK!
Altay maçı... Deplasman... Naklen yayınlayacak olan ana kamerayı taşlayarak, üstünü bir bezle örttüler, hemen dibimde! Bunu da gördüm... Duydum ki aynı maçta, soyunma odasını egzoz gazıyla doldurmuşlar! Rakibinin rengi 'Siyah-Beyaz' diye, deplasman dönüşü otobüsden inerek, zavallı ineği bıçaklayanı da okuduk, ertesi gün kü gazetelerde! Ammaa!
Maç oynanırken, parmak arasına 'jileti' sıkıştırıp, göz göre göre, inceden inceye rakiplerini doğrayanını da, ilk kez izledim, nasıl bir hayretler hayretler içinde hem de(!) 'Futbol Federsyonu, ne ceza verecek?' diye beklerken, fazla uzatmayayım, ömür boyu hak mahrumiyeti kararı aldı almasına da, önceki gün müthiş bir 'U' dönüşüyle, 'yirmi' karşılaşmaya indirdi kararı(!) Şok oldum, resmen şok! Belki de, dünyada bir eşi benzeri bir olay yaşanıyor...
Belki de, en doğru karar veriliyor... Ama ne oldu ki bir an da Tahkim Kurulu, aniden değiştiriyor? Derdim, ne Ahmet, ne Mehmet, ne de olayın kahramanı, delişmen ruhlu genç Mansur... Ancak; o jileti yiyen çocuklar, o Tahkim Kurulu'nun birisinin yakını olsaydı, sorarım, bu cezayı ucuzlatırlar mıydı? Şimdi, tersinden bakalım olaya... Bir 'Altınordu Projesi' var, Mehmet Özkan moderatörlünde, dünyanın hayranlıkla izlediği... 'Fair-Play' dir, yazdığı anayasasının ilk amacı... Sayın Spor Bakanı'nında hayranlıkla takipcisi olduğu bu oluşumun çocuklarına, hangi vicdana dayanarak verdiğiniz en son kararıın gerekçesini, gelin bi anlatın, dinlesinler bakalım (!)