Sayısını unuttum, gittiğim Play-Off finallerinin... Hafızamda kalanların İlki; Konya... Son karşılaşmasına çıkan ve sonrasında MHK başkanlığına getirilen zat-ı muhteremin, Aydınspor'un canına nasıl ot tıkadığının, en baş tanıklarından biriydim o gün...
Diğer kez; Antalya... Yine belleğimden zor silinecek, şimdilerinin ulusal gözlemcilerinden olan zatı-şahanenin(!) yönettiği ve yardımcısının 7 metre ofsaytı görmemezlikten gelen ve Altay'ın katledilmesi olayı var ki, hala tedavi edemediğim, içimde derin bir yara... Kafa uçmuş, arkadaşlar söylüyor... O gün etiğim küfürler, buradan köye yol olurmuş(!)
TIRNAKLARIMI YEDİM
Anlayacağınız, pazar geldi-çattı Göztepeee!
Haftanın ilk günü, şirkettekiler başladı markaja...
Oğlum ayrı bir mesele, haylamak epey zor... TSYD'dekiler kendinden gayet eminler ki, akreditasyon tamammış mesela... Fark edemedikleri, onlar ısrar ettikçe, içimdeki sayaçtan bir kontör daha geriye atıyor mübarek!
İşin gerçeğine gelince; kaç haftalardır izlediğim Eskişehirspor, özgül ağırlık olarak Göztepe'den daha yoğun olması ve oyuncu kalitesinin fazlalığıydı. Ne yalan! Yan gözle kuruldum, televizyonun çaprazına... Umut'un direkten dönen topunu, uğursuzluk olarak nitelendirdim aniden... Ne karamsarım? diye o an, kızdım kendime... Ofoedu'dan gelen beleş golün neticesinde, yine karalara bürünmüş, tırnaklarımı yiyiyordum iyi mi?
YIKILMADI SEPİL BAŞKAN
Yılmaz Hoca'nın son şansını da riske atarak oyuncu değişiklikleri, Jahoviç'in ayağıyla karşılaşmaya 'adaleti!' getirken, penaltı atışları ve Günay'ın müthiş performansı zaferi getirdi.
Ve Göztepe, artık ait olduğu yerde... Gelen bu şampiyonlukta birine, evet tek birine ayrı bir sayfa açılmalı bence... Futbol işletmeciliğini çok bildiğini söyleyemem ama, 'pörsümüş!' bir takımı ele aldı, kulüp sevgisinin verdiği heyecanla... Yetersiz oyuncular, önüne sürülen kifayetsiz teknik adamlar, zaman zamanda, işin ehli olmayan veya sektörün ne olduğunu bilmeyen kişilerle yola çıktı, döktüğü paraların bir çoğu, gitti hebaya! Ancak; o kadar tekme... O kadar, sendeleme ve bi o kadar tökezlemeyle yıkılmadı Mehmet Başkan (Sepil)... Gemisini, iki gün önce salimen bağladı Göztepe İskelesi'ne...
Hey, Kaptan ve tayfaları! Hoşgeldiniz, ne iyi ettiniz de, geldiniz..