• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ABDURRAHİM ŞENOCAK

Hedef: Türkiye'nin istikrarı

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 04.04.2015, 00:00
Türkiye zenginleştikçe, bölgemizde ve dünyada sesini yükselttikçe, milletin talepleri yerine getirildikçe, terörü bitirip çözüm sürecinde ilerledikçe üst akıl, tüm bu gelişmelerden rahatsız olmaya başladı. PKK'nın silaha veda edeceği takvimin açıklanacağı bir dönemde, Türkiye kendi haline bırakılmamalı, yeni örgütler devreye sokulmalıydı. Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimine iki ay kala karar verildi: Türkiye mutlaka durdurulmalı, en azından istikrarsızlaştırılmalıydı. Yerli işbirlikçileri de kendilerine verilecek biçilen rolleri yerine getirmek için talimatları bekliyordu.
Gezi olayları, 17-25 Aralık darbe girişimleri, Kobani saldırıları bahanesiyle sokakların terörize edilmesi ve son olarak bir savcımızın şehadeti, ülkemizin istikrarını bozup kaosa sürüklemek için organize edilmiş eylem planlarıdır. Aktörleri farklı olsa da hepsinde amaç aynıdır: Türkiye'nin istikrarı. Bu menfur saldırı da Berkin Elvan'ın ölümü üzerinden iktidarı devirme rüyaları gören sığ siyasetçilerin ve "Berkin için hayatı durdurma" çağrısı yapan sanatçı müsveddelerinin gayretlerinin sonucudur. Ne yazık ki istedikleri oldu ve teröristler mesajı alıp görevini yapan bir savcımızın hayatını durdurdular.

MUHALEFET TERÖRE TESLİM OLDU
Gezi olaylarından bugüne gelen süreçte kullanılan örgütlerin isimleri farklı olsa da bunların değişmez bir destekçisi var. O da CHP ve okyanus medyasıdır. Hatırlayalım, o dönemde Gezi ruhundan bahseden ve Meclisi boykot eden, sokaklara inip polisle çatışan ve barikatlarda fotoğraf veren CHP'li politikacılar gençlerimizi sokağa davet ettiler. Sonrasını hepimiz biliyoruz: Polis araçlarının, ambulansların yakılıp bankaların yağmalanması. O dönemde muhalefet milletvekillerinden bazıları, bir kısım sanatçı ve okyanus medyası şiddeti meşrulaştırıp katillere davetiye çıkardılar. Pek çok CHP'li vekilin hatta Genel Başkan'ın "iyi çocuklar" olarak niteleyip savunduğu isimlerin, şimdi terör eylemlerinde karşımıza çıkması hiç de şaşırtıcı olmamıştır.
O dönemlerde ekranlarda ve gazete köşelerinde Gezi eylemlerinden övgüyle bahseden ve yeni bir kuşağın doğuşunu müjdeleyen sosyal bilimcilere ne demeli. Aslında yeni doğan bir şey yoktu. Sandıkta mağlup edilemeyen bir iktidarın sokak olaylarıyla devrilmesi planlanıyordu. Bu gençler de sadece birer piyon olarak kullanılıyordu.

CHP TERÖRÜN YENİ ADRESİ OLMAMALIDIR
CHP, ülkemizi kaosa sürüklemek amacıyla yapılan her türlü eyleme destek veriyor. Sürece şöyle bir göz atalım. AK Parti, milletin taleplerini yerine getirip iktidarını güçlendirdikçe, CHP hızla laikçi, vesayetçi ve darbeci bir çizgiye sürüklendi. Ancak bu siyaset anlayışının Türkiye'de iktidar olamayacağını anlayan üst akıl, kitleleri harekete geçirebilmek için CHP'de lider ve söylemin değişmesi gerektiğine karar verdi. Kaset operasyonuyla Deniz Baykal Genel Başkanlıktan indirildi ve yerine Kılıçdaroğlu getirildi. Sonuç: Sosyal demokrat Yeni CHP. CHP'yi Baykal döneminin laikçi uygulamalarından kurtarıp sosyal demokrat çizgiye taşıyacağı vaadiyle Genel Başkanlık koltuğuna oturan Kılıçdaroğlu, nasıl oldu da partisini bu kadar marjinal hale getirdi.
Her seçim geçtikçe iktidar olmayı başaramayan, parti içerisindeki farklı hizipleri ve dünya görüşlerini yönetmekte sıkıntı yaşayan Kılıçdaroğlu, sokak olaylarından iktidar yolu aramaya yöneldi. Sokağı hareketlendirerek siyasal süreci etkileyebileceğini düşünmeye başladı. Bu da CHP'yi yıllarca marjinal sol olarak adlandırılan gruplarla ilişki kurmaya yöneltti. Bu geçmişten gelen veya bu gruplarla ilişki kurabilecek isimler, partide zaten etkin yerlerdeydi. "Her yer Taksim, her yer direniş", sloganlarına kendini teslim eden parti, böylece illegal örgütlerin etkisi altına girdi.
Bu süreci anlamadan, CHP'nin İç Güvenlik Yasası'na karşı çıkışının gerekçesini de anlayamayız. Bu eylemleriyle CHP ve okyanus medyası, açıkça devletin şiddete ve şiddet gruplarına tolerans tanımasını ve şiddetin suç olmaktan çıkarılmasını istiyor.

MİLLETİMİZ ÜST AKILIN OYUNLARINI BOŞA ÇIKARACAK
Anlaşılıyor ki üst akıl, ülkemizin Haziran seçimlerine rahat bir ortamda girmesine müsaade etmeyecek. Küresel üst akıl, ülkemizdeki siyasal kutuplaşmayı derinleştirme ihtimali olan her türlü aracı kullanacak. Ancak milletimizin feraseti, diğer operasyonlarda olduğu gibi, bu operasyonda da üst aklın oyununu bozacaktır.
Görevi başında şehit edilen Savcımız Mehmet Selim Kiraz'a Allah'tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyorum.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA