Albümlerine uzun isimler vermeyi tercih eden İngiliz grup The 1975, geçtiğimiz hafta merakla beklenen üçüncü stüdyo albümü 'A Brief Inquiry Into Online Relationships'i yayınladı.
Time dergisinin yılın en iyi 10 albümünden biri olarak onurlandırdığı yeni albüm, soğuk kış aylarına girdiğimiz şu günlerde enerjik altyapısıyla dinleyicisinin içini ısıtan, adı gibi süre olarak da uzun bir seçki sunuyor. Dikkat çeken synth temeli üzerine kurulu modern rock/pop inşasıyla, alternatif sahneye farklı bir bakış açısı getiren Manchester'li topluluk, önceki iki albümde olduğu gibi yine dinamik parçalara yer vermeye özen göstermiş.
SANAL İLİŞKİLER
15 parçadan oluşan albümde yer alan Give Yourself a Try, Love It If We Made It, Sincerity Is Scary parçalarının yanı sıra, ilginç ismiyle dikkat çeken TooTimeTooTimeTooTime'ı yıl içinde tekli olarak yayınlayan The 1975, son yılların kabul gören "önce tekliler sonra albüm" satış politikasını benimseyen ekiplerden biri olduğunu gösteriyor.
Albüm adıyla, sanal ilişkiler üzerine kısa bir sorgulama yaptıklarını ima eden İngiliz dörtlü, yüksek tempoyu çok fazla düşürmeden duygusal baladlara da yer vermeyi ihmal etmemiş. Klasik pop anlayışından uzak duran Matt Healy'nin, başarılı vokalinin yanı sıra besteci kimliğiyle de albüme ağırlığını koyduğunu söylemeliyim.
2 yıl önce verdiği röportajda "Her albüm, ayrı bir hikayeyi anlatacak" vaadinde bulunan başarılı müzisyen, dinleyicisine verdiği sözü tutmuş görünüyor.
ELEŞTİREL SÖZLER
Her ne kadar ilk albümlerini 2013 yılında çıkarmış olsalar da müzikal birlikteliklerinin 2002'de başladığını bildiğimiz grubun, uzun yılların sonunda olgunlaşan müziği, son albümle birlikte rahatlıkla fark edilebilir bir seviyeye ulaşmış durumda.
Günümüz dünyasının politik sorunları ve insanlığın teknolojiyle olan ilişkisini mercek altına alan The 1975, derinlikli, eleştirel ve sorgulayıcı şarkı sözleriyle de nitelikli bir anlatıma imza atıyor. 'A Brief Inquiry Into Online Relationships'in öne çıkan parçaları özellikle yıl içinde yayınlanan teklilerden oluşsa da, albümün geri kalan şarkılarıyla birlikte daha da değer kazanıyor.
COŞKU VE HUZUR
Modern pop/rock çatısı altında elektronik etkileşimlerin ağır bastığı işlere ağırlık veren grup, ilk 10 parça sonrası kademeli bir şekilde tempoyu düşürerek dinleyene soluklanması için rahat bir alan sağlıyor. Bu bağlamda şarkı dizilimi ve albüm kurgusu üzerine kafa yorulduğunu görüyoruz.
Albümün akustik baladı 'Be My Mistake' ile yavaşlayan tempo, 'Surrounded by Heads and Bodies' ve 'Mine' parçalarıyla rayına oturuyor. Özellikle 'Mine' grubun diğer türlere de hakimiyetini kanıtlayan özel bir parça. Adını ABIIOR olarak kısaltacağım son albüm, dinleyiciyi coşkuyla içeri buyur ettikten sonra huzur verici bir dinginlikle uğurluyor.
Bu sıralar ne dinlesem diye düşünenler için iyi bir alternatif olacağından şüphem yok.
2018'İN KAZANANLARI
Stream müzik platformlarının son yıllarda gösterdiği sıçrama, fiziksel albüm satışlarını neredeyse bitirme noktasına geldi. Dijitalleşmenin getirdiği avantajlardan memnunuz fakat müzik dinleme ritüellerimiz de doğrudan etkinlenmiş durumda.
Dijital format ve servisler öncesi aldığımız albümlerin tamamını dinlerken, artık bir albümü satın almamıza gerek kalmadan içindeki şarkılara 'next, next' diyerek göz atabiliyoruz. Bu avantaj gibi gözükse de hızlı tüketimin bir parçası aslında. Günümüzde kullanıcı verilerinin şirketlerin gözünde her şeyden önemli olduğunu belirtmeme gerek yok. Bu da bizi hangi albümün daha çok sattığından ziyade hangi şarkıların daha çok dinlendiğine dair hazırlanan mikro istatistiklere kadar götürüyor. Stream müzik piyasasının devlerinden Spotify da 2018'de en çok dinlenen şarkıcıları sıralamış. Türkiye'de zirvede Ezhel, globalde ise Drake bulunuyor. 7,9 milyar defa dinlenen Drake, albüm satışlarında da yıla damgasını vurmuştu.