2003'te geldi memlekete. Sapsarı saçları vardı, hiç sevmemiştim. Koyu renk tenlilerin ve özellikle erkeklerin (eğer bir Brad Pitt değillerse) sarı saç boyatmaları çok itici gelir bana, umursamadım çünkü Trabzonspor'da oynuyordu.
Ben zaten Fenerbahçe dışında hiçbir takımın hiçbir oyuncusunu sevmem. Futboldan anlamam ama takımıma bağlıyım bir şekilde. Trabzonspor'un (oksijenli suyla rengi açılmış gibi duran) sarı saçlı çalım ustası futbolcusu bir anda kendini Karadenizli ilan etmiş, gönülleri fethetmişti. Haşmet Babaoğlu'nun bir yorumunda 1980 doğumlu Yattara'dan ve attığı çalımdan bahsederken "İnsan insana bunu yapar mı" dediğini hatırlıyorum. İyi oynuyordu, sevimliydi, Türk olmak istiyordu (nitekim oldu da uzun bir bekleyişten sonra), ne yazık ki benim hafızamda pek "şeker bir adam" imajıyla yer almadı hiçbir zaman... Az sonra açıklayacağım sebebini.
4 EŞLİ 14 KARDEŞLİ
2000'lerin başından 2016'ya geldik. Türk adıyla İbrahim Üçüncü, yani Yattara; bu yıl Survivor'da yarışıyor. Artık futbol oynamıyor ama asıl memleketinde iki futbol takımı olduğunu duymuştum. Bir şekilde işiyle ilgili yani.
Çok iyi yarışmacı, kuvvetli, azimli, hırslı, becerikli.
Zaman içinde duygusal olduğu da ortaya çıktı. 4 eşli 14 kardeşli olduğu söylenen Gineli futbolcu Yattara, oyunlardan sonra daha doğrusu oyunları kazandıktan sonra "Miss Pokou" diye bağırmasıyla dikkatimi çekti.
Neydi Miss Pokou? Anlattı Yattara, meğer karısını kast ediyormuş. Pokou kendi lakabıymış, Miss Pokou derken de hanımına mesaj yolluyormuş. Derken bir iletişim ödülünü kaybetti ünlüler takımı. Sevdikleriyle konuşacak, mesajlaşacaklardı. Yattara ağlamaya başladı ama ne ağlamak! "Ailemi özledim, hiç bu kadar ayrı kalmamıştık" dedi.
Annem ve babamla izliyorduk şovu, onlar da duygulandı. Ben hiç etkilenmedim. Normalde reklam kuşaklarında bile ağlayan biri olarak, aslında gözyaşlarına eşlik etmem gerekirdi.
Yattara hanımını özledi diye ağladı, ben de bir google'layayım ve bakayım dedim kimmiş bu Miss Pokou? Arama motoruna Yattara ve karısı yazınca, onlarca başlık çıktı karşıma.
KARISINI DÖVEN FUTBOLCU!
Çoğu da "Yattara karısını dövdü" şeklindeydi!
Haberleri okuyunca gayet net hatırladım, üstelik birkaç ayrı 'dövme' olayından bahsediliyordu o yıllarda. Yattara çapkındı bir de, eşinden başka kadınlarla da haberi çıkıyordu.
Bir haber hatırlıyorum, aynı restorana birkaç saat arayla hem sevgilisi olduğu iddia edilen bir kadınla, sonra da karısıyla gelmişti.
İşte ada hayatında karısını dilinden düşürmeyen ve "ailemi özledim" diye ağlayan çalım ustası, bir dönem pata küte kadın döven bir adamdı! Belki adada olmak insanı olgunlaştıran bir süreçtir. Keşke adada bir de psikolog olsa ve yarışmacılarla sohbet etse! Daha da güzel olmaz mıydı? Yarışmada kaldıkları sürece ciddi miktarda maaş alan ve sonrasında da bir takım iş imkanlarına sahip olan yarışmacılar; canla başla kuvvetlerini yarıştırırken, bir yandan da kişiliklerini çarpıştırıyorlar.
Yattara bana hiç inandırıcı gelmiyor, yaşanan açlık ve güç oyunlarını en sağlam sinir sistemine sahip olan kazanacak. Görünen o ki, kara fırtına Yattara, gözyaşı kozuyla oylarını bir miktar artıracak. Ancak oy veren seyirci, inşallah benim gibi "Şu adam neyin nesiydi" diye araştırmaya başlamaz. Zira karısını döven adama tahammülümüz yok, olmayacak, olmamalı. Timsah gözyaşları o haber başlıklarını silemez ki Yattara kardeş. Horon da bir yere kadar idare eder.