Çeşme, Taviloğlu'nu heyecanla bekliyor

Ufukta yaz göründü. Havalar ısındı. Bu sıcaklık deniz suyunu da etkiledi.

Çeşme'de de deniz hareketlendi.

Yatlar indirildi.

Yelkenler fora...

Mayıs'la birlikte, Yarımada'ya her zamankinden de kesif bir hareket geleceği şimdiden belli.

Sadri İşçimenler yatçıların en hızlısı çıktı. Herkesin gıpta ile baktığı teknesini suya indirdi.

Denizi parselleyenler arasında Futbol Federasyonu eski Başkanı Mahmut Özgener de var.

Kayınpeder Kemal Çolakoğlu da denize açılmaya hazır.

Yarımada'nın bu kesiminde gözler Mustafa Taviloğlu'nu arıyor.

Ve, bir İstanbul notu...

"Taviloğlu 51 yıl önce kurduğu Mudo'yu oğlu Ömer'e devretti."

***

Bu popüler işadamı, "Gözüm arkada değil. Çeşme'ye rahat rahat gelebilirim" diyor ve son zamanlarda ortaya çıkan ekonomik krizle ilgili şunları söylüyor:

"Bu bir pusu, sisi geçti. Son üç ayda herkesi rahatsız etti. Temel sorunların üzerine ilaveler de oldu. Temel sorunlar, Türkiye'de rekabet çok ve fazla sert. Biz hep yeni alanlara girerek bunu aşmaya çalıştık. Ev dekorasyonu alanına girme nedenimiz de bu... Şimdi Türkiye'de boş alan yok. Doların yükselmesi hem tüketiciyi durdurdu hem de dolar ile olan kiralardan sektörün canı yanmaya başladı."

hayattan

Tiyatronun iki ustasına saygı

Toplumcu tiyatronun savunucularından Sabri Günay Akarsu ile şair-yazar ve tiyatrocu Suat Taşer 33 yıl sonra Karşıyaka Karşı Sanat Merkezi'nde anıldı.

1978 yılında İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü'ne getirilen Suat Taşer'in, İzmir'in kültür yaşamına apayrı bir renk kattığı İzmirlilerin malumudur. Yıllar da geçse O'nun bu görevi sırasında konser, film gösterisi, edebiyat toplantıları yaptığı unutulmuş değil. Ege Üniversitesi'nde tiyatro dersleri verdiğini, tiyatro incelemeleri ve eleştirileri yazdığını unutmuş değiliz. 1982'de kaybetmiş olsak da hala yüreğimizde...

***

Toplumcu tiyatronun gelişmesine emek veren S. Günay Akarsu'yu da 1982'de yitirmiştik.

Öykü Tiyatro ve Merhaba Toplulukları adına, Karşı Sanat Merkezi'nde geçtiğimiz günlerde bir anma toplantısı yapıldı. Belgesel gösterimde Taşer ve Akarsu kendi seslerinden dinlendi.

Bilgehan Oğuz'un sunumunu yaptığı etkinliğe İzmir Devlet Tiyatrosu'nun emekçilerinden Tomris Çetinel ve Jale Birsel de katıldı.

Bilindiği gibi İzmirliler, M.Suat Taşer ve S.Günay Akarsu'nun bitmez tükenmez çabaları sonucu toplumcu tiyatro ile tanışmıştı.

Epik tiyatronun mimarı Bertolt Brecht'in Türkiye'de tanınmasına da bu iki isim ön ayak olmuşlardı.

Ne mutlu ki, 33 yıl geçse de aradan, ne Akarsu ne de Taşer unutuldu İzmir'de..

Emeği geçenlere bizden selam olsun!

Karşı Sanat Merkezi'ni de bu değerbilir tutumu nedeniyle kutluyoruz.

küpe

Güzellik kudrettir, kılıcı da tebessümdür.

Washington'da bir dedektif, kalpazan çtesini takip ediyordu. Bir gün şefini telefonla aradı:

"Hepsini yakaladım şef. 100 dolarlık tam 1000 banknot ele geçirdim."

"Tebrik ederim."

"Şef... Banknotları getireyim mi?"

"Yooo, sakın ha! İnsan yanında 100.000 dolarla dolaşır mı hiç? Söyle bakayım, paraları iyi taklit etmişler mi?"

"Aslından farkı yok şef...."

"İyi öyleyse, posta havalesi ile gönder."

laflama

* Can Baba, "Hava değişti, işçiden işçiden esiyor yel" diyordu. Ahhh Can baba ah! Şimdi kanalizasyondan geliyor yel. Burnumuzu tıkıyoruz!

* Şairin GAM MADDE'si hüzündür!

* Bu sistemin bir ALINTERİ-NATİF'i yok mu abilerim, ablalarım!

* Çevrede bu DENLİ, DENSİZ varken biz ne yapalım usta!

* Kör olur badem gözlü olur, kel olur sırma saçlı olur. Gerisini ben getireyim isterseniz, kral ölür ali kıran baş kesen olur!

* Bu sabah yağmur var İstanbul'da. Yayalara çok saygılı şoförlerimiz var ya... Üstümden başımdan yağmur yağdığı belli olmuyor mu acaba?

* Sen sosyal devletin resmini çizebilir misin Abidin?

* İkimiz bir fidandık. Sen ne zaman kaktüs oldun kadın?

İbrahim Ormancı'dan