Öykü bu ya...
Yine tekrarlamakta fayda var.
Öykümüz cehennemde geçiyor.
Yüzlerce kuyu var orada ve ortalıkta da beş-on zebani.
Bunların görevleri de, kuyudan çıkmak isteyenleri tepeleyip, dibe geri göndermek.
Kuyulardan birinin başındaki zebani de işsizlikten neredeyse uyumak üzere...
Sol köşedeki bu kuyunun başında hiç nöbetçi yok.
Baş zebani çağırdı.
Yahu!.. O kuyunun başında hiç nöbetçi yok. Çalışma da görülmüyor. Bunun sebebi ne?..." Esnemeye başlayan zebani cevaplar:
"Beyim, o kuyunun başına zebani dikmeye gerek yok. İçindekilerin hepsi İzmirli... Kim kurtulmak için çıkmaya, kalkışsa, ötekiler ayaklarından tutup çekerler."
***
İzmirlinin iç çekişmesi hayat yolculuğunun her adımında var.
Siyasette de ticarette de sosyal çalışmalar da...
Şu günlerde Ticaret Odası seçimleri için yoğun kulis faaliyetlerini izliyoruz.
Ticaret Odası Başkanlığı için adaylığa soyunan dostlarımızın sakinliğini, olgunluğunu bazı destekçilerde göremiyoruz.
Adamlar, kraldan fazla kral taraftarlığını sahneliyor.
Haydi, hayırlısı...
BİR ZEBANİ HİKAYESİ
Adam, psikiyatra gitmiş. "Hep dışarıda kalıp, içeriye bakmaktan yoruldum" diye...
"Kendini toplumdan soyutlama sendromu" demiş doktor.
"Öz benliğini tamir etmemiz gerek. Şuradan başlayalım... Ne iş yapıyorsun?..."
Adam cevaplamış:
"Pencere camı silicisiyim."