Neden kolonya?
"Dünya İzmir ve İmbat kokacak" sloganı ile yıla çıkan eczacı Enver Olgunsoy İzmir'in çiçekleri selluka, jakaranda, yasemin, nergis, anemon ve şeftali çiçeği ve mimozadan yaklaşık bir yılı bulan çalışma sonucu bir kolonya üretti ve adını "imbat kokusu" koydu.
İzmir çiçek kokularının tüm dünyaya yayılmasını hedefleyen Enver Olgunsoy diyor ki:
"İzmir, Türkiye'de kolonyanın ilk öğretildiği şehir. Yaşadığımız şehrin hemşehrisi olmak adına vefa borcumuzu kentimizin yıllarca tanıtılmasına ve adının kullanılmasında katkı sağlayan kolonya ile yapabileceğimizi düşündüm. Şimdi biz, bu mirasa sahip çıkmaya çalışıyoruz. İzmir kolonyalarını bu amaçla eski ustalara ve (Kolonya Şehri İzmir) kavramına saygı anlamında ürettik."
İlk defa 18. yüzyılda Almanya'nın Köln şehrinde üretildiği için "Köln suyu"diye isimlendirilen kolonyanın 19. yüzyılın başlarında Fransa'da üretilmeye başlandığını hatırlatan Olgunsoy, "Dünya kamu oyunda ismi (Eau de Cologne) olarak yer ediyor. Ancak, kolonya ülkemizde Almanya'dan da, Fransa'dan da çok tutuyor.
Türkiye halen dünyanın en çok kolonya kullanan ülkesidir." Kolonya 1911 yılında Beyler Sokağı'nda Türk eczacısı Süleyman Ferit Eczacıbaşı tarafından üretildi, bunu bacanağı Kemal Kamil Aktaş'ın ürettiği Aktaş kolonyaları izledi. Çok daha sonralarında ise, İzmir'i ziyaret edenler, Fuar için bu kent gelenler hatıra olarak kolonya almadan gitmez oldular.
İzmir'i anlatan belgesel kitap
Geçtiğimiz günlerde 12. belgesel çalışması; "Smyrna'dan İzmir'e" kitabını yayınlayan araştırmacı- yazar Tufan Atakişi 23.
TÜYAP İzmir Kitap Fuarı'nda okurlarıyla buluşacak ve kitaplarını imzalayacak.
112 Sayfa, kaliteli kuşe kağıda basılan; "Osmanlı'da İlk Fotoğraf Smyrna'da Çekildi.", " Orientalist Suluboya Ressamı: Amadeo Preziosi", " Smyrna'dan Geçen Galilee'nin Ayak İzleri", "Smyrna Avrupa Bilimleri Enstitüsü", " Smyrna Cadıları "Katina'nın Deste'si", "Mesajeri Maritim Kumpanyası ve Ermeniler", "İzmir, Küçük Asya'nın Kıyısında Bir Marsilya'dır", "15 Mayıs 1919'da İzmir'i Bir İzmirli İşgal Etti", " Bugüne Kadar Başdurak Diye Bilirdik Halbuki", "Altay'ın Kuruluşu ve Ankara Seyahatı" ve "Dünyaca Tanınmış Pierre de Gigord'un Koleksiyonundan" gibi birbirinden ilginç konu ve görsellerle dolu kitap ilgi çekiyor.
Tufan Atakişi; "Smyrna'dan İzmir'e "İzmir üzerine yazdığım 12. belgesel kitabım. Bu benim ve ailem için büyük bir onur kaynağı.
Gelecek kuşaklar için kentimizin bilinmeyenlerini, geçmişi bugüne, bu günü geleceğe taşımak ilkesiyle araştırmaya devam edeceğim.
Çocuklar ve gençler İzmir'i, İzmirli yazarlardan öğrensin" dedi.