• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Hayat devam ediyor FİLİZ ÖZKOL

Hayat devam ediyor

filizozkol@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 18.05.2020, 00:00

1993 yıllarının başıydı. Orhan Gencebay ve Sibel Can'ın ortak söyledikleri bir şarkı gümbür gümbür müzik listelerini sallamaya başlamıştı:
Hayat Devam Ediyor. Sözlerinde hayata dair bin bir anlam gizliydi. İnsana coşku veren, üzüntülerini dağıtan aynı zamanda düşündüren bu şarkı hepimizi sarıvermişti.
O zaman TV kanalları çok fazla değildi ve tüm müzik programlarının vazgeçilmez bir şarkısı olarak gönüllerimize yerleşmişti.
Biz; sevmeyi, aşık olmayı seven bir toplumuz. Yüksek bir enerji potansiyeline sahibiz. Başımıza ne gelirse gelsin ezelden beri bize güçlü olmayı öğretmiş atalarımız. Dünyanın küresel salgını karşısında birçok ülkenin panik durumlarında bile başımızı dik tutmayı başarabilen tuhaf bir yapımız var. Hayatla dalga geçmek de diyebiliriz.

GÜCÜMÜZ KIRILABİLİYOR
Hiç birimizin hayatı "güllük gülüstanlık" değil. Yaşamanın birinci kuralı, acılarla boğuşmak ve onları yenebilme becerisini kazanabilmek. Son günlerin (OLAY VİRÜSÜ) yenilir yutulur cinsten değil.
Hani ne kadar "Boş verelim, hayat dediğimiz kısacık bir zaman nasıl olsa öleceğiz" diyebilsek te, bir anda gücümüz kırılabiliyor ve korku dağları bekliyor.
Hayatın en temel gerçeklerinden biri acı... Ne yaparsak yapalım, acı çekmekten kaçış yok. Peki nasıl oluyor da; kimi acılar karşısında yenik düşerken, kimi acılardan güçlenip çıkıyoruz.
Victor Hugo, "Öğrendikten, sevdikten sonra daha çok acı çekeceksiniz." demiş. Bilmek ve bilgi acı verir mi? Bilgiye ulaştıkça acı çekiyorsak niye öğrenmeye bu kadar meraklıyız ya da çabalıyoruz? Bilgi alma ihtiyacı sosyal bir varlık olan insanın, acıkınca yemek zorunda olması gibi bir zorunluluk mu?
Bildikçe, öğrendikçe aydınlanıyor ve daha çok yaralanıyoruz.
Son dönemde yaşadığımız kaos, "bizden öncekiler tarafından yaşanmamış mı?" sorusunu beraberinde getirirken, tarih kitapları daha da önem kazanıyor. Toplumların tarihlerinde görüyoruz ki, birçok dönemde zulümler yaşanmış ve toplumların tüm zamanlar boyunca yaşamak zorunda kaldığı acılara tanıklık eden diğer topluluklar olmuş.

BİR MUCİZE OLSUN İSTİYORUZ
Acıyla kurulan ilişki, insani yolculuğumuzun önemli bir göstergesi. Önemli olan acıya nasıl tepki verdiğimizdir. Duygularımızı anlamak, ifade etmek, paylaşmak, içimize yolculuk yapmak, sevdiklerimizin ve yakınımızdakilerin tekrar farkına varmak, hayatın anlamını yeniden fark etmek yani sağlıklı bir yas süreci yaşamak.
İnsanlık tarihinde "Olamaz" dediğimiz şeyler ardı ardına ve çok kısa sürede olmuş ve olmaya devam ediyor.
Çocukluğumda en çok sevdiğim masallardan biriydi. İçinde gizliliklerin saklı olduğu hazineler "Açıl susam açıl" dediğimiz anda tüm güzellikler önümüze serilirdi. Çok sık dinlediğimiz, çocukken hiç de yadırgamadığımız, yaş ilerleyince "ne alaka" dediğimiz masallar aslında çok önemliymiş. Keşke tüm istediklerimiz iki dudağımızın arasında olsaydı ve sihirli kelimeleri kullandığımız anda her şey anında düzelseydi. Masalların cazip bir tarafı vardır. Kötüler hep cezalanırken, iyiler kazanır.
Gerçeklerle ters düşen bu düşsel yolculukları eminim hepimiz seviyoruz. Son dönemde yaşadığımız dünya olaylarının karşısında nefesimizi tutarken bir mucize olsun diye bekliyoruz. Kolay gerçekleşmeyeceğini de biliyoruz. İyi niyetin cımbızla arandığı bu dönemde beklentilerimize kavuşmanın hayal olduğu da bir gerçek.
Sevmenin bir sanat olduğunu, herkesin icra edemeyeceğini görüyoruz. Her şeye rağmen, yazımın başındaki şarkımızın adı HAYAT DEVAM EDİYOR yaşamı bize kısaca özetleyiveriyor. Sevgiyle kalın.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA