• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Kızma birader FİLİZ ÖZKOL

Kızma birader

filizozkol@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 22.06.2020, 00:00

Kağıt oyunlarından hiç anlamam.
Hatta hiç öğrenmek gibi bir hevesim de olmadı. Bazen hayatın bir eksikliği mi diye düşünmüş bile olabilirim. Hani filmlerde olur, yuvarlak bir masa etrafında bir grup insan toplanır, birbirlerinin gözüne bakarak bazen kavga edercesine bazen de gizemli bir şekilde rest çekerek oynarlar. Merak duygumuzu besleyen, hırslandıran ve yanlış duygulara sürükleyen tehlikeli takıntılar diye çevresel gözlemlerimde de hoşgörüyle karşılamamışımdır. Fakat çocukluk yıllarımın yılbaşı akşamlarının " tombalası " bana daha masum gelirdi.
Şimdilerde hafızamda bile kalmamış bir oyun olsa da, ne zaman düşünsem dudaklarıma bir gülümseme yayılır.
Galiba "Kızma Birader " bu oyunlardan biriydi. Nasıl oynandığı umurumda olmasa da, kelimelerin birleşmesindeki anlam komik gibiydi. Hala aynı şeyi düşünürüm. Halk arasında biraz argo tarzını çağrıştırıyor olsa bile, içinde garip bir sevgi, hoşgörü, özür dileme saklı sanki bu oyunun. Konuyu fazla dolaştırmadan asıl söylemek istediğime getirmek istiyorum. Bitmeyen öfkelerimize, kavgalarımıza "Dur " demenin zamanı geldi artık. Biz ne zaman kibar ve anlayışlı olmayı unuttuk? Ne zaman saldırganlaşıp saygımızı kaybettik? En son kime sevgiyle yaklaştık? Peki kimi gerçekten affettik?

NEDEN ÖFKELİYİZ?
Bu soruları çoğaltabildiğimiz kadar arttıralım.
Geldiğimiz nokta şuursuz davranış biçimlerimiz. Günlük hayatımızda çok sık dile getirdiğimiz, çok sık yaşadığımız ama yönetme konusunda oldukça başarısız olduğumuz bir konu; öfke... Peki, neden bu kadar öfkeliyiz? Öfkemizi kontrol altına almak için neler yapabiliriz? Bazen gününüzün olumsuz geçmesi, moralinizin bozulması ve kendinizi iyi hissetmediğiniz anlara sebep olabiliyor. O hiç istemediğimiz "Hayal kırıklıkları ".. Bizi bizden alan ve kendimize yabancılaştıran huzursuz taraflarımızı ortaya çıkaran duygular maalesef yaşantımızın her alanında karşımıza çıkabiliyor. Pamuklara sardığımız sevgilerimizin eriyip tükenmesine yol açıyor. Sema'nın en büyük sorunu eşinin bitmeyen öfkeli ve yüksek sesle konuşmalarıydı. "Bir türlü uzlaşamıyoruz.
Artık hiçbir şey söylemek istemiyorum.
İçimdeki sohbet zevkini yok etti. Onunla konuşurken ben de huy değiştirdim ve artık kendimi tanıyamaz oldum " derken bir çok çiftin aynı konudan muzdarip olmasını da dile getiriyordu. Daha sağlıklı bir düşünme şekli geliştirelim ve sorgulayalım. Öfke bir problem çözme aracı değildir. Öç alma ve intikam yolu, başkalarını suçlama biçimi değildir. Şiddet gösterme ve suç işleme mekanizması değildir. Başkalarını kontrol etme, haklı olma yolu hiç değildir.

ACI VEREN DUYGULAR
Ayrıca öfke beraberinde depresyon, travma, anksiyate, bağımlılık oluşturabilmekteymiş. Uzmanlarımızın görüşlerinin ne kadar önemli olduğunu bildiğimiz için yine onlara yönelttiğimiz sorunun cevaplarında; Öfkeyi oluşturan temel sebepler arasında reddedilme, kırılma, alınma, gücenme, anlaşılamama, engellenme, korku, kaygı, hayal kırıklığı, yalnızlık gibi acı verici duygular temel sebepler olarak gelmekteymiş.
Böyle bireylerin çoğalması toplum psikolojisinin bozulmasıyla sağlıksız kişiler haline gelebiliyormuşuz. Madem ki kaçamadığımız duyguların içindeyiz. Daha asgari yaşamak için çaba sarf etmek çok mu zor? Ne güzel bir söz eski oyunlarda kalan. Basit iki kelime ama anlamı çok büyük; KIZMA BİRADER. Hiçbir şey sonsuza dek sürmüyor nasıl olsa...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA