Gerimiz asrın felaketi, berimiz Ramazan iken, Kur'an'ın inmeye başladığı bu mübarek ayı hakkıyla ihya etmek için Kur'an okumak ve oruç tutmak gerektiğini biliyoruz da yine de bu ayın anlamını tam olarak idrak edebildiğimizden emin değilim. Öyle olsaydı, "ne yesem orucum bozulur/ bozulmaz soruları çığ olup üzerimize yağmazdı diye düşünüyorum.
Öncelikle, bu 'Ramazan soruları ' kısmında birkaç şey söylemek isterim.
Sevgili kardeşim, 'yemenin' orucu bozduğu konusunda herhangi bir şüphen olmadığını görüyoruz. Ancak 'kul hakkı'nı yemenin de sadece Ramazan ayı boyunca değil, 12 ay boyu hem orucu hem de mümini bozduğunu söylememe izin ver.
Ayrıca, zamansız şekilde ağzından girenler kadar, ağzından çıkanlar da bozar o orucu... Yani öfkene hakim, kem sözüne engel olmalısın.
OTONOM SÜRÜŞTEN ÇIKIŞ
İnsan alışkan bir varlık. Alışarak hayatta kalıyor, hayatı kolaylaştırıyor.
Yani günün büyük bir kısmında otomatik pilotta yaşıyoruz. Dediğim gibi bunun hayatta kalmak, öğrenmeyi kolaylaştırmak gibi pek çok yararı var ama azı karar, çoğu zarar. Otomatik davranışlarda düşünme hali bulunmadığından bu sırada 'düşünmediğimizi' de itiraf etmeliyiz. Oysa düşünmeden yaptığımız her şey iyiliğe hizmet etmiyor. Düşünmeden çok yiyip vücudumuza zarar veriyor, düşünmeden fevri davranıp yakınlarımızı kırabiliyoruz. O halde otomatik davranmayı otonom sürüşe benzetebiliriz. Manuel sürüşte ise siz direksiyonun başındasınız. Buna da irade diyelim. Ramazan, iradenin sürücü koltuğuna oturduğu, zararlı otomatik davranışlardan kurtulunması gereken bir ay. Nefis denen hızlı otomobilin başında irade denen usta pilota ihtiyaç var.
VİCDAN DETOKSU
Nasıl ki detoks yaparak vücudumuzu toksinlerden arındırıyoruz, bu ay da bir detoks ayı. Ancak bu detoks, beslenmede bahsettiğimiz bedensel detokstan ibaret değil. Allah rızası için hem bedeni toksinlerden, ağırlıklardan arındırmalı hem de vicdanımız ağırlıktan arındırmalıyız. Kem göz ve kem sözden uzak durmalı, kavga edip uzak durduğumuz yakınlarımızla barışmalı. Böylece vicdanımızda bir detoks faaliyeti gerçekleştirmeli.
Kader ve kadar aynı kökten gelir.
Ne kadarlık yaşarsan o kadere sahip olursun. Hayatta her şey ölçüler üzerine olmalı. Tüm gün oruç tutup ardından ziyafet sofrasına tek başına oturmak da nedir? O zaman boşuna aç kaldın. Sade bir sofrada, ihtiyaç sahipleriyle ekmeğini bölüşmek bu ayı doğru değerlendirmektir. Aksi sadece aç kalmak olur.
VERDİKÇE ARTIYOR
Bölüşmekten bahsetmişken, konuyu biraz daha açalım. Kan verdiğinizde vücudunuzun taze kan ürettiğini biliyor olmalısınız. Ne muhteşem bir şeydir ki hem bir hayat kurtardınız hem de kendinize sağlık kazandırdınız. Yani sol elinizle verdiğinizi sağ elinizle geri aldınız bir nevi. Hayat aslında her konuda böyledir. Verdiğiniz yerden bollaştırılırsınız. Kan mı verdiniz, kan alırsınız. Bilgi mi verdiniz? İlminiz artar.
Ekmeğinizi mi bölüştünüz? Sofranızın bereketi artar. Para mı verdiniz, paranız bollaşır. Bu kadim bilginin bu mübarek ayda verimli kullanılması dileğiyle sofranız dostlarınızla dolup taşsın. Hayırlı Ramazanlar.