Bir köşe yazarı şunları söylüyor: "Acilen birçok temel gıda ürününe ve sebze-meyve ihracatına sınırlama getirilmelidir. Bütün dünyada gıda krizi konuşulurken, herkes kendi kendine yetme derdine düşmüşken, biz semeriyle seksene mal olan ihracat için tüketiciyi mağdur etmemeliyiz. Rakamlara bakın... Geçen bir yılda 5.2 milyar kilogram yaş sebze-meyve ihracatından 3 milyar dolar kazanmışız... Tonlarca malı konteynerlere yüklemişiz, gitmiş oraya 'içinde kalıntı var' diye geri göndermişler, yarısı yolda çürümüş... 'İhracat yapacağız' diyerek içeride tüketiciyi yüksek fiyatla boğmuşuz...
Tüm bu badirelerin sonunda yaş meyvesebze ihracatından cebimize kilo başına 60 cent kalmış... Anlayacağınız, attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya dememiş...
Aynı değerde savunma sanayii ihracatı yapmışız... Kilosundan 51 dolara yakın para kazanmışız..."
ÇİFTÇİ TEPKİLİ - Şimdi tut kelin perçeminden! Hani deveye sormuşlar ya, neden boynun eğri diye, o da nerem doğru ki demiş! Bu da aynen öyle. Bir paragraf yazının içinde kaç tane yanlış var... Ben de sözü uzatmadan, konuyu bilenlere sorayım dedim. Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, "Gıda fiyatlarındaki artışı engellemek için gıda ürünü ihracatına sınırlama getirilmesi önerisinin mantığını anlamak mümkün değil. Çözüm belli. Her zaman ifade ettiğimiz gibi fiyatları düşürmenin tek yolu çiftçimizin girdi maliyetlerini azaltmak" diyor.
Mutlu ekliyor: "Bir karış ekilmedik toprak bırakmama mücadelesi yapan çiftçimiz, ulusal basındaki bir gazetecimizin gıda ürünü ihracatının yasaklanması önerisini tepkiyle karşılamıştır."
NET İHRACATÇI SEKTÖR - İstanbul Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu, bir yandan üreticinin girdi maliyetlerine dikkat çekerken, diğer yandan da bu sektörde net ihracatçı olduklarının altını çiziyor. Peki net ihracatçı olmak ne demek? Bir ülkenin yaptığı 100 dolarlık ihracatın içinden o malın üretiminde doğrudan veya dolaylı olarak kullanılan enerji dâhil tüm ithal girdilerin dolar cinsinden maliyeti düşülürse, geriye kalan rakama net ihracat deniliyor. Açıkça ifade edelim, Türkiye'nin tarım, gıda ve orman ürünleri ihracatında kullandığı ithal girdi, ihraç kaleminin çok altındadır.
YANLIŞ YAKLAŞIM - Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, medyada yer alan bu görüş için, "Hiçbir mantığı yok," derken, Ege Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, "Tamamen yanlış bir yaklaşım," tespitinden sonra şu değerlendirmeyi yapıyor: "Türkiye'nin yaş meyve ve sebze üretimi 56 milyon tonu geçti. Biz sadece bu rakamın yüzde 10'unu ihraç edebiliyoruz.
Başka bir ifade ile zaten yüzde 90'ı iç tüketim için kalan bir ürün grubundaki fiyat artışlarını ihracata bağlıyor olmak kesinlikle akıl dışılık." Son söz; gıda ürünleri ihracatını savunma sanayii ile karşılaştırmak eskiden de yapılırdı. Ancak elma ile armutları toplamak anlamına gelen bu söylemin hâlâ dillendiriliyor olması üzüntü verici.