Bakın ben kıskanç biriyim...
Baştan anlaşalım...
Sev beni seveyim seni!
Sevmezsen çeker giderim arkama bakmam!
Bugünlerde de kıskançlığımın dozu artıyor bilin istedim...
Kime diyorum, kimeee?
Turizmcilere tabii ki!
Şimdi bu Ruslar, çimende biten sarı papatyalar gibi ortaya çıkmaya başladılar ya!
Hah, bu turizmcileri aldı bir telaş...
Sanki gelenler Oscar kazanmış Hollywood yıldızı!
Türkiye topraklarına adım attıkları anda yollarına kırmızı halı seriyorlar!
Şaka değil yahu...
Haberleri okuyor veya görüyorsunuzdur...
Bize bir bardak su, yanında kuru ekmek vermeyen turizmciler, Rus turistlerin geldiği uçakları, "su takları" ile karşılıyor...
Uçak piste iniyor, etrafını saran arabalardaki su fıskiyeleri çalışıyor...
Aman Tanrım, girişteki ihtişama bak!
Sonra havalimanında falan, açık büfeler hazırlanıyor, yiyecek içecek ikramları...
Durun daha bitmedi...
Bir de girdikleri kapılarda çiçeklerle bekleniyorlar!
O çiçek verilmese, gece 12'de Külkedisi'ne dönüşen Sindirella misali, Türkiye sınırlarına geçince Zambiyalı kadınlara benzeyecekler sanki!
Bu ne be!
Ben bu tesislere gittiğimde para ödüyorum, peki siz gazoz kapağı falan mı veriyorsunuz!
Ne bileyim, Türkiye'de TL geçmiyor mu!
Biz, ödemeyi Türk Lirası üzerinden yapıyoruz diye konaklama tesislerine verdiğimiz paramızın kadir kıymeti mi yok!
Bu değilse nedir?
Her şey o saçlar için mi?
Onlar doğal sarışın tamam...
Peki kumral saçlarımızdan biz mi suçluyuz!
Hadi kadınlar, röfle, balyaj, ombre falan ile sarışın olduk diyelim, yahu bu esmer Türk erkeklerine ne yapacağız?
Oksijenle saçlarını mı açtıracağız!
Bizden tam olarak ne talep ediyorsunuz yaa!
Bizim de yollarımıza güller sermeniz için ne yapmamız gerek!
İnsanın içinden İbo'ya bağlayıp, "Ben insan degillmiyeeemmm" diye bağırası geliyor!
(Lütfen bu bölümü İbrahim Tatlıses Türkçesi ile okumaya çalışın!)
Hadi şimdi bir de tersten gidelim...
Türkiye'de yerli turistin bir kıymeti yok, anladık diyelim...
Peki yurt dışında niye kimse bize hoş geldin töreni düzenlemiyor!
"Su takını" falan geçtim, su tabancasıyla karşılayan yok be!
Ya bizi kimse istemiyor mu arkadaş!
Hayır nerede yanlış yapıyoruz!
Paraysa para...
Pulsa pul...
Bu adamların da Türkiye'ye tatile geldiğinde neler yaptığını görüyoruz...
Plajlarımızda gezinip, evrenin sırlarını mı keşfediyorlar;
CERN ile mi bağlantı kuruyorlar, Hawking ile whatsapp'ta mı yazışıyorlar!
Yüzüp güneşleniyorlar işte...
Biz de aynısını yapıyoruz...
İbo devam et canım: "Ben insan degillmiyeeemmm"...
Şimdi bir toparlayalım...
Bakın şunun şurasında yaz için geri sayımdayız...
Bir araya gelip düşünelim...
İki taraf da yollarımıza gül sermiyorsa, "kötü"nün iyisini tercih etmemiz gerek!
Ya yerli ya yabancı turizmci!
Kime gideceğiz?
Evet tarafınızı seçin!
VE NOT: Subliminal mesaj verdim yerli turizmciler, bilmem anlatabildim mi! Ruslara var da bize niye yok diyorum!
BU ŞARKI KILIÇDAROĞLU İÇİN GELSİN
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, "Parti içi kavgaya asla izin vermeyeceğim.
Kavga edenleri gerekirse kapının önüne koyacağım" demiş.
Valla süper karar...
Bir partide zaten kol kırılır, yen içinde kalır...
Ne o öyle kavga dövüş...
Kılıçdaroğlu'nu kutluyorum ve şarkılarla başlayan yazımda, kendisi için Türk Sanat Müziği'nin şu güzide eserini çalmak istiyorum...
"Ak düştü saçlarına.
Dert girdi yıllarına....
Biraz geç kalmadın mı!"