Öyle zamanlar, öyle olaylar vardır ki; ne uykunuz gelir, ne acıkır ne susar ne de yorulursunuz. İşte Cuma gecesi sabaha kadar devam eden FETÖ'cülerin darbe girişimi ile birlikte o bitmek bilmeyen gecede ve hala daha böyle hissetmediniz mi siz de? Yeni Asır'da tüm arkadaşlarımla birlikte başladığımız Demokrasi Nöbeti, görevimizi yapmanın huzuru yanında son darbeci alçaklar da yakalanıp yargı önünde hakettiği hesabı verene kadar da bu enerjimiz bitmeyecek.
78 milyon milletiyle, siyasetçisi, yargısı, askeri, polisi, sivil toplum örgütleri ve yazılı ve görsel basınıyla adeta bir Demokrasi Tarihi yazan bu millet, bundan önceki kahramanlıkları gibi bundan sonra da bütün dünya tarafından da hep gıptayla ve hayranlıkla anılacaktır.
Türk milletinin bundan önceki kahramanlıkları ile 15 Temmuz Demokrasi Bayramı'nda gösterdiği kahramanlık arasında çok belirgin bir fark var; O da, bundan önceki direnme ve mücadelesini hep dış düşmanlara karşı kazanmıştı.
Ama, önceki gece ilk kez kendi içinden çıkmış bir ihanet çetesine karşı bu kahramanlığı gösterdi ve kazandı. Ben iradesi böylesine şahlanmış bir başka dünya milleti bilmiyorum...
DEMOKRASİNİN MABEDİ GAZİ MECLİS DÜN BİR TARİH YAZDI
Bu milletin İstiklal Marşı bile "KORKMA" ile başlarken, üniformaları sırtına geçirmiş 3-5 çapulcu hain çeteden mi korkacaktı ey aklı evveller. Kendi içinden çıktığı milletine namlu çeviren alçak ve hainler hiçbir şekilde bu devletin, bu milletin evladı değil; apaçık TERÖRİSTTİR... Daha bıyıkları bile anca terlemiş askerlerimizi, evlatlarımızı "Eğitim var, Tatbikat var" diyerek kandıran, yataklarından kaldıran hain rütbelilerdir bizlerin asıl hedefi.
Ve, hak ettikleri ihanet çukurundan bir daha asla çıkamayacak şekilde boğulacaklar.
Millet, 15 Temmuz gecesi itibarıyla; YÖNETİME EL KOYMUŞTUR.
Demokrasinin mabedi, kendi iradesinin temsilcilerinin bulunduğu Gazi Meclis, Demokrasi Bayramı'nın ertesi günü yani dün, seçip gönderdiği tüm partilerin eksiksiz katılımıyla İstiklal Marşı'yla işbaşı yapmış; ortak bir bildiri ile darbe girişimini lanetlemiş, HAKKIDIR HAK'KA
TAPAN İSTİKLAL demiştir...
ESKİ TÜRKİYE'DE DARBELER EZANI DURDURURKEN, YENİ TÜRKİYE'DE EZANLAR DARBELERİ DURDURDU..
Bu ülkenin yüzde 52 oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanına, yüzde 50 oyla seçilmiş görev başındaki hükümetine, Gazi Meclis'ine, devletine, milletine karşı bir avuç FETÖ'cü tarafından yapılmak istenilen darbe girişimi, hiçbir ülkede ve tarihte görülmemiş bir biçimde püskürtülmüştür.
Yunanlı İzmir'den çıkartılırken de, düşman donanması Çanakkale'ye dayandığında da tabyalardan okunan sala ile milletimiz "birlik olmaya" çağırılmış; bu çağrı bir çığ gibi büyüyerek karşılık bulmuş ve bir tokat gibi darbecilere vurmuştur. Eski Türkiye'de darbeler ezanları sustururken, bugünkü Yeni Türkiye'de ezanlar darbeleri susturmuştur...
Demokrasi bayramı yaşandı ama bundan sonra asla rehavete yer yok. Askeri darbenin ürünü Anayasa'yı değiştirmek artık bugün dünden daha da şart olmuştur. Bayrağımıza, vatanımıza, milletimize, birliğimize, dirliğimize, özgürlüğümüze ve bağımsızlığa kalkan elleri dünden çok daha kararlı şekilde kırmak artık farz değil, hak olmuştur. Nitekim; ordu içindeki, yargıdaki ve devlet içindeki tüm FETÖ'cü alçaklar dün itibarıyla bir bir temizlenmek üzere ayıklanmaya başlandı.
Ve; vatana ve millete ihanet suçunu en derininden işleyen bu alçakların cezalarını sadece zindanlarda çürüyerek çekmesini değil, idam edilmesini tartışmalıyız. Nitekim; dün Başbakan Binali Yıldırım'ın "idam isteriz" diye slogan atanlara verdiği "Mesajınız alınmıştır" sözünü, hainler tarafından, bahçesine, tam kalbine bombalar atılan milli iradenin temsilcisi Meclis'te bulunan tüm partilerin gruplarının da dikkate almasını bekliyor bu millet.