Türkiye çok önemli bir sınavını daha başarıyla verdi. Pazar günü yüzde 85'i aşan bir katılım ile kavgasız, dövüşsüz adeta bir demokrasi şöleni halinde gerçekleşen referandumda halkın yarısından çoğu Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçişe onay verdiğini beyan etti. YSK nezdinde yaşanan tartışmalar bana göre siyasidir ama elbette yapılan her itirazın hukuksal bir karşılığı olmalı ve nitekim YSK, yapılan tüm itirazlara hukuksal zeminde bir cevap verdi. Bunun dışında her kim ne diyor veya itiraz ediyorsa bilin ki tamamen siyasidir. Siyaseti de siyasetçiler yaptığına göre; istediği yönde karar çıkmayan siyasetçinin bu tepkisi bir yere kadar anlamlıdır. Unutulmasın ki; siyasi tartışmalar, meşru siyaset zemininde yapılmalıdır.
Ama eğer, son birkaç gündür özellikle sosyal medya üzerinden insanları sokağa davet eden, eylem yapmaya hem de şiddet içeren ifadelerle bir politika güdülüyor ve bilinsin ki bu kötü politikanın altında herkesten ve her şeyden önce, buna zemin hazırlayanlar kalır.
Kimsenin ve hiçbir kurumun, 50 milyona yakın seçmenin keyifle ve büyük bir olgunlukla sandığa giderek bir demokrasi şölenine çevirdiği referandum sonuçlarını gölgelemeye hakkı yoktur. Sonuçlara gölge düşürmek, her şeyden önce bu millete ayıptır...
EVET'ÇİLER YAN GELİP YATANLAR MI!
Siyaset zemininde söylenecek söz ve adres belli iken bir de çuvaldızı kendimize batıralım. Dün, Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök'ün köşe yazısında değindiği ve bana göre apaçık haksızlık ve ayrımcılığın ta kendisi ifadelerin olduğu yazıya gelelim. Özetle demiş ki Ertuğrul Bey yazısında; "Hayır diyen kentler, ülke ekonomisinin yüzde 85'ini sırtlanan şehirlerdir. Evet diyenler de; yüzde 15'ini üretenler, yani yan gelip yatanlar." Şöyle örneklemiş;
"Gelir Vergisi: Yüzde 80'i Hayır diyen şehirlerden toplanmış. Yüzde 20'si Evet oyu çıkmış illerden Kurumlar Vergisi: Yüzde 85'i Hayır diyen şehirlerden toplanmış. Yüzde 15'i Evet oyu veren illerden.
Toplam Vergi: Yüzde 84'ü Hayır diyen illerden toplanmış. Yüzde 16'sı Evet diyen illerden.
Devlet bugün 14 milyon aileye çeşitli isimler altında sosyal yardım yapıyor. Bu demektir ki; bu sosyal yardımlar, o illerde üretilen gelirler sayesinde dağıtılıyor.
Elbette kimsenin buna itirazı yok ama bilelim ki;
Kalbi kırılmış şehirlerin gönül almasıdır bu!!'
EHİTLER KANLARIYLA ÖDEMİŞ BORCUNU
Neredeyse benim yaşım kadar gazetecilik hayatı olan Ertuğrul beye gazetecilik öğretmek bana düşmez ama hatırlatmadan geçemeyeceğim;
Türkiye'de toplanan verginin Hayır diyen kentlerden geldiği, Evet diyenlerin de yan gelip yattığını söylemek her şeyden önce ayıptır, haksızlıktır, ayrımcılık değil de nedir?
Bu ülke, Cumhuriyet kurulduğundan bu yana en büyük yatırımlarını hep büyük kentlere yapmadı mı?
Bu ülkede banka kredilerini en çok kullanan iller hangileridir? Yani bankaların kaynaklarının en çok gittiği iller Evet'çiler midir, Hayır'cılar mıdır?
Devlet yatırımlarının en çok yapıldığı iller hangileridir?
Yatırımların daha fazla tercih edilmesinden dolayı cazibe merkezi haline gelen, iş ve istihdamın yoğunlaştığı ve o yatırımlardan daha az payını aldığı için göç yapmak zorunda kalan kişiler, sizin yan gelip yatıyorlar dediğiniz Evet'çi illerden gelenler değil midir?
Yani üretim ve istihdamı sağlayanlar, sizin yan gelip yatıyorlar dediğiniz yerlerden gelen insanlar değil midir?
Evet'çi ve Hayır'cı kentleri ve insanlarını kıyaslarken işi sadece vergi rakamlarıyla yani para ile kıyaslarsanız bu ne sosyolojik olarak doğru olur ne de rasyonel analiz olmaz. Kaldı ki Ertuğrul Beyin akademisyen yönü de var, yani bir sosyolog. Bu tür analizleri en bilimsel yapabilecek altyapısı da mevcut ama sanırım işin kolayı yani tribünlere yazmak daha cazip gelmiş. Söz istatistiklerden açılınca ben de terörle mücadelede destan yazan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en çok şehit veren, gazi veren illerini inceleyeyim dedim. Kıbrıs Barış Harekatı dahil bugünkü sınırlarımız içindeki şehitlerimizin hangi illerden olduklarına bakınca; Ertuğrul beyin yan gelip yatıyorlar dediği Evet'çi illerin bu ülke toprakları ve Türk milleti için ne çok şehit verdiklerini gördüm. Ülkemin her karış toprağında yatan her kahraman gibi Evet'çi illerdeki evlatlarımız da paralarıyla değil belki ama bu vatana borcunu kanlarıyla, canlarıyla ödemişler.