Bir başkası için kendinden vazgeçmek. Kadınlardan bunu yapması isteniyor. Özellikle bizim gibi toplumlarda. Kentli şehirli, okumuş okumamışı herkes tarafından. Bunu yapan kadın takdir ediliyor. Bunu yapan kadın kazanmış oluyor.
Diyelim ki kadın, askılı elbise, mini etek giymeyi seviyor, yani moda neyse, onu giymek, modaya uyan, şık ve modern görünümlü bir kadın olmak istiyor. Platform topuklu ayakkabı giymek veya o günkü ruh haline uygun oje sürmek...
Ama ilgilendiği, sevdiği, beğendiği erkek "Böyle giyinme!" diyor. Ve bunu sert bir dille, buyurarak, nedeni-niçinini sorgulamaya fırsat bırakmadan kesin bir tavırla söylüyor. Ve tek seçenek sunuyor ona: Ya benim istediğim gibi giyineceksin ya da benim istediğim gibi. Yani beni istiyorsan, benim şekillendirdiğim kadın olacaksın, diyor.
DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞMAK
Ve kendisi olmaktan vazgeçen kadın takdir kazanıyor. Bunu yapan kadın kazanmış oluyor. Kimi kazanıyor? Erkeği. O erkek, evlenmeye ya da nikahına almaya uygun/ layık buluyor o kadını. Kadının kazancı da nikah olmuş oluyor.
Diyelim ki kadın, sosyal ve samimi biri. Herkesle hemen samimi olan, konuşkan ve neşeli biri. Görüşlerini ve duygularını belirtmekten çekinmeyen biri. Kendi kendisiyle dalga geçebilen, yani kendisiyle barışık biri. Ama ilgilendiği, sevdiği, beğendiği erkek "Böyle davranma!" diyor. Ve bunu sert bir dille, bağırarak-çağırarak, tartışmaya fırsat bırakmayacak şekilde söylüyor. Ya benim istediğim gibi davranacaksın ya da benim istediğim gibi. Yani beni istiyorsan, benim şekillendirdiğim kadın olacaksın, diyor.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Erkekler kadınlardan sürekli taviz ve fedakarlık istiyor. Ve kadınları ikiye ayırıyor: evlenilecek ve eğlenilecek kadın.
Aslında erkek, kendisi gibi olduğu için sevdiği kadının, kendisi gibi olmaktan vazgeçmesini istiyor. Niye?
BÜYÜK İKİLEM
Sorun bu cevapta saklı aslında. Niye erkek, beğendiği kadının beğendiği gibi olmasını istemiyor? Ya da o kadını kendi hayatına kattığı zaman kendisi gibi olmasından vazgeçmesini istiyor?
Burada büyük bir ikilem var: erkek kadını kendisi gibi olduğu için beğeniyor ama evlenebilmek için ve evlendiğinde kendisi gibi olmasını istemiyor. Ve başka birine, yani beğenmediği kadın tipine bürünen kadını beğenmediği için gözü dışarıdaki kadınlarda oluyor. Yani o erkek, kendisinden vazgeçen kadını terk edip, o kadının vazgeçmesini istediği kadın tipine yöneliyor. Sonra o kadınların da kendisinden vazgeçmesini istiyor. Böyle bir kısır döngü yaşanıyor.
Biz, biz olduğumuz için varız. Biri bizi beğenirse biz olduğumuz için beğeniyor. Öyleyse niye kendimizden vazgeçelim ki! Kendimizden vazgeçince mutlu olabilir miyiz?