• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Anadolu’nun lezzet seyahatnamesi

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 13.06.2016, 00:00
Ekmek, peynir, zeytin, domates ve biber.
İşte Anadolu'nun her yerinde görmeye alışkın olduğumuz bir sofranın olmazsa olmazları. İster kahvaltıda, ister öğle vakti, isterse akşam yemeğinde, karın doyurmak için hazırlanan her öğünde yer alan muhteşem birliktelik. İftarda da geçerli, sahurda da...
Bu satırlara yazmama Veysel Kaya'nın fotoğrafı neden oldu. O fotoğrafı görmeme de Ömür Akkor. Ömür, sayıları son yıllarda giderek artan yeni nesil yemek şeflerinden.
Sadece şef olarak tanıtmak da yanlış. Enteresan biri. Uludağ Üniversitesi İktisat mezunu.
Halen eğitimini sürdürüyor ama. Anadolu Üniversitesi Kültürel Miras ve Turizm Bölümü'nde okuyor. Doğu Akdeniz Üniversitesi Gastronomi Bölümü'nde de "Mutfak tarihi, Osmanlı Mutfağı ve Türk Mutfak tarihi" dersleri veriyor.
Son 14 yıldır Türkiye mutfağı üzerine çalışmalar yapan biri Ömür Akkor. Bu amaç için 80 ili gezmiş ve "Türk mutfağı için 250.000 km" projesini tamamlamış. Ama halen devam ediyor.
Bitmedi. Alacahöyük'te 105 yıldır devam eden ve Türkiye'nin en eski kazısı olan Alacahöyük kazı çalışmalarına da katılıyor. Bu ekipte şef olarak bulunuyor ve 4000 yıllık yemekleri hayata geçiriyor.

BÜYÜK BİR KÜLTÜR

Pek çok kitabı bulunuyor. Bursa Mutfağı, Selçuklu Mutfağı, Osmanlı Mutfağı, Osmanlı'dan Günümüze Yumurtalı Tarifler, Mutfaktan Güzel Kokular Geliyor bunlardan bazıları.
Ben geçen yıl kendisiyle "Komili ile Ramazan Lezzetleri" adlı kitap nedeniyle tanışmış ve bu köşede söz etmiştim.
Yine Ramazan nedeniyle ve yine Komili ile hazırladığı yeni bir kitap nedeniyle buluştuk. Kitabın adı: "Komili ile Lezzet Seyahatnamesi".
Önsözünde şunları yazmış: "Büyük bir hayal, uzun bir yoldu. Seyahatname için çıktığım yolda 15 seneyi ve yaklaşık 250 bin kilometreyi geride bıraktım. 7 bölge, 80 il ve yüzlerce ilçe. Her seyahatten sonra Anadolu'nun, insanının ve memleketin kıymetini daha iyi anladım." "Kitabı anlatmak için tek bir cümle söyle" dediğimde ise tek bir kelimeyle yetindi:
Anadolu...
"Anadolu bitmez bir yol, büyük bir kültür ve bence dünyanın en büyük öğretisi" diyor ve şöyle devam ediyor:
"Yolculuk boyunca ortadan yemek yemenin adabını da öğrendim, çorbamı bölüşebilmeyi, acıyı içine atmayı, acıyla yaşamayı ve bir bardak çayla mutlu olmayı, aza kanaat edip şükretmeyi de..."

EGE PİDELERİ VE TİRE PAZARI

Gelelim kitapta yer alanlara. İlgimi çeken bölümlerden biri "Ege Pidecileri Rehberi".
"Pide benim en sevdiğim yemeklerden biri" diyor ve "pideciye de gittiğini" söylüyor. Yani Türkiye'de iyi pide nerede varsa oraya gittiğini. Karadeniz, Konya, Akdeniz ve Ege. "Şimdiye kadar gezdiğim yerler sonunda Ege'de pidenin biraz daha lezzetli olduğuna karar verdim." diyor ve Ege'deki önemli pidecilerin adreslerini veriyor. Peki, neden Ege pideleri daha lezzetli? Bu soruya da şu cevabı veriyor:
"Bir kere çok çeşitli. Otlusu, zeytinyağlısı, iki peynirlisi, manda kaymaklısı, tatlısı, tuzlusu, sadesi vs...
Peynirin sadece kaşar olmaması pideyi çok lezzetli yapıyor ve neredeyse her ilçe kendine has peynirlerle pidesini harmanlıyor ki bu bence çok önemli bir husus. Otların çeşitliliği lezzete ve çeşide direkt yansıyor." Otlardan söz edince otlarının zenginliğiyle ün salmış "Dualı Tire Pazarı"ndan söz etmemek olmaz. 200 yılı aşkın zamandır her Salı sabahı saat 8.30'da hem esnaf, hem de tüm Tire ahalisi beraberce dua ederek açar bu pazarı" diye yazıyor kitapta ve "Bereketi, çokluğu, güzelliği, samimiyeti, içtenliği bu karşılıksız duadadır" diye devam ederek pazardaki otları tek tek tanıtıyor.
Bu güzel seyahatname kitabı için Ömür'e ve Komili'ye teşekkürler...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI