İşte bu haksızlık ESHOT Eski Genel Müdürü Mehmet Erdül'ün dikkatinden kaçmamış. Erdül'ün sosyal paylaşım sitesinde takipçileriyle paylaştığı o yazı: Emeğe saygısı olamayan adam... Süreli midir, süresiz mi, ne zaman ne kadar aralıklarla yayınlanır belli değil. Künye falan yok. Künyenin olduğu yerde "Sahibi Aziz Kocaoğlu" yazıyor. Bir de Sorumlu Müdür adı yazmışlar "Belgin Yöyen..."
"İZMİR BÜYÜKŞEHİR" isimli bu dergiyi hazırlayan, katkı veren, fotoğrafları çeken, metinleri yazanlar yok. Sanırsınız, dergiyi Aziz Bey hazırlamış. Yazılanların sorumluluğunu üstlenecek bir isim de var ya... Yeter. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir yayın organında böyle saygısızlık yapılmamıştır. Çalışanına saygı duymayan, emeğe saygı duymayan bir belediye başkanı ile karşı karşıyadır İzmir. Saygı göstermek tek taraflı değildir. Çalışanlardan saygı bekleyenin çalışana saygı duyması zorunludur. Saygıyı insanlar arası bir yükümlülük olarak kabul edebiliriz. İlişkilerin ilerlemesi ve toplumun huzurlu ve rahat olması için insanoğlunun saygı kavramını içselleştirmesi gerektiğini ve yaşamının bir felsefi otokontrolü haline getirmesi gerektiğini Aziz Efendi'ye birisinin söylemesi, öğretmesi zorunludur. Kimse toplu olarak insanları sevmek zorunda değildir. Ama saygı göstermek zorunda olduğunu kabul etmelidir. Aziz Efendi, saygı kavramını duygularından soyutlayarak; sevdiği ve sevmediği varlıklara karşı da gösterebilmelidir. Saygı, ciddiye alarak değer vermektir. Kişi öncelikle kendisine saygılı olmak zorundadır. Sonra en yakınından en uzağına doğru insandan hayvana kadar uzanan bir yelpazeye bu tavrı sergilemelidir. Saygı; herhangi bir ilişki türü içinde olunan bir kurum, birey ve benzerine, söz konusu varlık veya oluşumun ilgi ve duygularının farkında tutum sergilemek, buna göre uygun bir davranış tarzını, tutumu benimsemektir. Özellikle emekten yana en çok yakınan basın mensubu arkadaşlarımızın bu konuda haddinden fazla emeğe saygı göstermesi ve gösterilmesini istemesi gereklidir. Emek.
Adı üstünde fikren, bedenen yapılan iştir. Emeğe saygı gösterilmesi için çalışanların kimler olduğunu, emekçilerin kimler olduğunu bilmeyen ve çalışmalardan haberdar olamayan okur, izleyici, dinleyici, seçmen İzmirlilerin de emekleri, hakları çalınmış olmaktadır. Emek harcayarak, çok güzel bir iş çıkartacak, topluma, millete faydalı olacak, gerçekten de kendini değil kentini ve milletini düşünerek seçilmesi gerekirken, hak-emek gaspından, sadece iktidarın nimetlerinden biraz daha faydalanmak zehabına kapılarak hak etmeyenin seçilmesi bu tür sonuçları doğurmuştur. Derginin basıldığı yer Ankara. İzmir'deki matbaacılara yapılan saygısızlıktan söz etmiyorum. Vah İzmir vah...
"İZMİR BÜYÜKŞEHİR" isimli bu dergiyi hazırlayan, katkı veren, fotoğrafları çeken, metinleri yazanlar yok. Sanırsınız, dergiyi Aziz Bey hazırlamış. Yazılanların sorumluluğunu üstlenecek bir isim de var ya... Yeter. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir yayın organında böyle saygısızlık yapılmamıştır. Çalışanına saygı duymayan, emeğe saygı duymayan bir belediye başkanı ile karşı karşıyadır İzmir. Saygı göstermek tek taraflı değildir. Çalışanlardan saygı bekleyenin çalışana saygı duyması zorunludur. Saygıyı insanlar arası bir yükümlülük olarak kabul edebiliriz. İlişkilerin ilerlemesi ve toplumun huzurlu ve rahat olması için insanoğlunun saygı kavramını içselleştirmesi gerektiğini ve yaşamının bir felsefi otokontrolü haline getirmesi gerektiğini Aziz Efendi'ye birisinin söylemesi, öğretmesi zorunludur. Kimse toplu olarak insanları sevmek zorunda değildir. Ama saygı göstermek zorunda olduğunu kabul etmelidir. Aziz Efendi, saygı kavramını duygularından soyutlayarak; sevdiği ve sevmediği varlıklara karşı da gösterebilmelidir. Saygı, ciddiye alarak değer vermektir. Kişi öncelikle kendisine saygılı olmak zorundadır. Sonra en yakınından en uzağına doğru insandan hayvana kadar uzanan bir yelpazeye bu tavrı sergilemelidir. Saygı; herhangi bir ilişki türü içinde olunan bir kurum, birey ve benzerine, söz konusu varlık veya oluşumun ilgi ve duygularının farkında tutum sergilemek, buna göre uygun bir davranış tarzını, tutumu benimsemektir. Özellikle emekten yana en çok yakınan basın mensubu arkadaşlarımızın bu konuda haddinden fazla emeğe saygı göstermesi ve gösterilmesini istemesi gereklidir. Emek.
Adı üstünde fikren, bedenen yapılan iştir. Emeğe saygı gösterilmesi için çalışanların kimler olduğunu, emekçilerin kimler olduğunu bilmeyen ve çalışmalardan haberdar olamayan okur, izleyici, dinleyici, seçmen İzmirlilerin de emekleri, hakları çalınmış olmaktadır. Emek harcayarak, çok güzel bir iş çıkartacak, topluma, millete faydalı olacak, gerçekten de kendini değil kentini ve milletini düşünerek seçilmesi gerekirken, hak-emek gaspından, sadece iktidarın nimetlerinden biraz daha faydalanmak zehabına kapılarak hak etmeyenin seçilmesi bu tür sonuçları doğurmuştur. Derginin basıldığı yer Ankara. İzmir'deki matbaacılara yapılan saygısızlıktan söz etmiyorum. Vah İzmir vah...