Hukuk diplomasını mahalle bakkalından almayan her avukat bilir ki; Türkiye'de Cumhurbaşkanları aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil hiçbir yargı merciine başvurulamaz...
CHP'nin değişmemesi için masadan kalktığı 1982 Anayasası'nın 105/3. Maddesine göre, Cumhurbaşkanı sadece vatana ihanetten dolayı, TBMM üye tamsayısının en az üçte birinin (183) teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün (412) vereceği kararla suçlandırılır...
Ne acıdır ki; Hukuk Fakültesi 1. Sınıf öğrencilerinin dahi bildiği bu gerçekten CHP'nin Hukuk İşleri'nden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan'ın haberi yok...
Eğer haberi olsaydı terör örgütüne yardım suçlamasıyla, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, eski bakanlardan Beşir Atalay, MİT Müsteşarı, bazı Valiler ve kamu görevlileri hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmazdı.
En azından suç duyurusunu yine yapar, bu isimlerin arasına Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eklemezdi.
Tezcan'ın Cumhurbaşkanı hakkında yaptığı suç duyurusunun hiçbir hükmü yok...
Ya bilmediğinden ya da tamamen şov amacıyla böyle bir girişimde bulunduğu çok açık...
Ana muhalefet partisinin genel başkan yardımcısı böylesine acemice bir hata yapma lüksüne sahip olmamalı...
CHP lideri Kılıçdaroğlu, bir türlü vazgeçemediği Bülent Tezcan'a bu hatasının hesabını soracak mı, çok merak ediyorum...
Biliyorum anlamsız bir merak bu, çünkü böyle bir şey olmayacak...
Tezcan, o suç duyurusunda bulunmadan önce muhakkak Kılıçdaroğlu'nu bilgilendirmiştir...
Ondan onay almadan bu işe kalkışması düşünülemez...
Hukuk işleri böyle yürütülen bir partinin genel durumunu varın siz tahayyül edin...
Ne diyelim...
CHP'yi bu ehil ellere teslim eden delegenin, onca başarısızlığa rağmen Kılıçdaroğlu ve ekibi orada kalsın diye kendini parçalayan bir kısım medyanın ve okyanus ötesinin canı sağ olsun...