Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2017 yılının üçüncü çeyrek dönemine ilişkin büyüme rakamlarını açıklamıştır. 2017 yılı Temmuz, Ağustos ve Eylül ayı ortalamalarını ifade eden büyüme verilerine göre; Türkiye ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 11,1 oranında büyüyerek oldukça yüksek bir performans göstermiştir. Piyasaları morallendiren, dış yatırımlar için cazip bir ortam oluşturacağı düşünülen rekor büyüme ile Türkiye dünya lideri olmuştur. Beklentilerin üzerinde son altı yılın en yüksek çeyreklik büyümesini gerçekleştiren Türkiye; Çin, Hindistan, AB, G20 ve OECD ülkelerini geride bırakmıştır.
SEKTÖRLER VE YATIRIMLAR
Büyüme oranları sektörel bazda incelendiğinde;
-Tarım sektörünün üçüncü çeyrekte yüzde 2,8 oranında büyüdüğü, bu oranın ikinci çeyrek performansına göre düşük kaldığı, -Sanayi sektörünün yüzde 14,8 oranında, -İnşaat sektörünün ise yüzde 18,7 oranında büyüdüğü görülmektedir.
-Hizmetler sektöründe ise yüzde 20,7 oranında büyüme saptanmıştır. Hizmetler sektöründeki büyümeye esnaf ve sanatkarların bir katkısı bulunmaktadır.
Yatırımlar açısından büyüme kalemleri incelendiğinde;
-İnşaat yatırımlarında ikinci çeyreğe göre bir ölçüde düşüş görülmesine karşın, üçüncü çeyrekte yüzde 12 oranında büyüme gerçekleştiği, -Son dört çeyrektir düşüş gösteren makine ve teçhizat yatırımlarının üçüncü çeyrekte yüzde 15,3 oranında arttığı dikkat çekmektedir.
Ötzel tüketim harcamaları bu dönemde yüzde 11,9 büyümüş, ikinci çeyrekte azalış gösteren kamu tüketim harcamaları da yüzde 2,8 oranında artmıştır.
İSTİHDAMDA ARTIŞ
Yüksek oranlı büyüme ekonominin bir çok alanında yansıma bulmuştur.
-İstihdam edilenlerin sayısının geçen yılın üçüncü çeyrek dönemine göre yüzde 4,9 oranında artmış olması önemlidir. İstihdam konusunda alınan tedbir ve önlemlerle birlikte istihdam seferberliğinin olumlu yansımaları görülmeye başlanmıştır.
-İhracat yüzde 15,7 oranında artarken, ithalatın yüzde 30,1 oranında artması sonucu dış ticaret dengesi yüzde 63,52 oranında artmıştır.
- Ekonominin kilit sektörü olan imalat sanayi kapasite kullanım oranının yüzde 1,8 düzeyinde artması ve Sanayi Üretim Endeksinin yüzde 13,7 oranında yükselmesi de, sanayi sektöründeki yüzde 14,8'lik büyüme oranını desteklemektedir.
ENFLASYONA DİKKAT
Tüketici enflasyonunun yüzde 31,3, üretici enflasyonunun yüzde 48,6 oranındaki artışı dikkatlerden kaçmamalıdır. Ekonomi büyürken enflasyonun çift hanelerde adeta kalıcı hale gelmesi, enflasyonun kontrolden çıkma riskini düşündürmektedir. Burada, Dolar'ın yüzde 19, Euro'nun yüzde 25 oranında değerlenmesinin de etkisi bulunmaktadır.
Borsa'nın geçen yılın üçüncü çeyreğine göre yüzde 38 oranında yükselişe geçmesi, hazine faizi oranının yüzde 18,1, mevduat faizinin yüzde 21,1, ticari kredi faizinin yüzde 14,9 oranına ulaşması da, Türkiye'de enflasyon ve kur sıkıntılarının yanında ciddi bir faiz sorununun da yaşandığını ortaya koymaktadır.
UMUTLAR ARTTI
15 Temmuz ve sonrasında yaşanan gelişmeler ile 2016 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 0,8 oranında küçülen Türkiye ekonomisi, bu yılın üçüncü çeyreğinde oldukça iyi bir büyüme performansı yakalayarak son bir yılda yaşanan negatif olayları pozitife çevirmiştir. Büyümeye en fazla katkı tüketim ve ihracattan gelmiştir. İç ve dış talep birlikte büyümüş, Rusya ile ilişkilerin düzelmeye başlamasıyla tarım ve turizm sektörlerinde ılımlı gelişmeler yaşanmıştır.
Netice itibarıyla, yüksek büyüme oranı oldukça sevindiricidir. Orta ve kısa vadede rekor büyüme oranının reel sektöre ve piyasalara moral aşılayacağı, dış yatırımcının ilgisini Türkiye'ye çekeceği tahmin edilmektedir. Bu olumlu gelişmelerin yanı sıra, gelecek dönemlerde aynı düzeylerde sürdürülebilir büyümenin önemli olduğu da unutulmamalı, ekonomi yönetimi şimdi bu hedefe odaklanmalıdır.