• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Altın ve siyanür! ZEKİ HOZER

Altın ve siyanür!

zeki.hozer@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03.03.2024, 00:00

Altın, değerli bir maden. Amerika 8133 ton altın rezervi ile dünyada birinci. Onu Almanya, İtalya, Fransa ve Rusya izliyor. Çin ise 2235 ton ile daha alt sıralarda yer alıyor. Ülkemiz, 540 tonluk rezerv ile Dünya on birincisi. Altın rezervleri önemli çünkü, merkez bankaları para politikaları ve stratejilerini uygulamak için para basmak ya da dış kaynak olarak borç almak zorunda ve bu manipülasyonları yaparken en önemli uluslararası referanslarından birisi sahip oldukları altın rezervleri.
Nadir bulunan, kolay işlenebilir ve dayanıklı özellikleri ile altın, sadece bireysel bir yatırım aracı değil, başta uzay ve havacılık, kaplama, bilişim sektörü, elektrik ve elektronik sanayi olmak üzere birçok sektörde de yaygın olarak kullanılıyor.
Dünyada 100 milyar doları aşan mücevher ihracatının önemli parçasını altın orijinli ürünler oluşturuyor. Ülkemizin küresel ölçekteki payının yüzde beşler civarında olduğu hesaplanıyor.
Yine ülkemiz Çin, Hindistan ve İtalya ile birlikte en büyük dört altın üreticisinden birisi.
Türkiye, dünya kara kitlesinin yüzde 0.5'ini oluşturuyor ama küresel altın rezervinin yüzde 2'sine sahip. Yani göreceli olarak bu konuda zengin ülkeler sınıfına giriyor. Dünyanın genel altın rezervinin 60.000 ton olduğu hesaplanıyor.

İNSANIN VAZGEÇİLMEZİ
İsmini latince parlayan, ışıldayan anlamında 'aurum' sözcüğünden alan altın, doğada serbest halde bulunabildiği, paslanmadığı, hava ve su temasından etkilenmediği için, ilk çağlardan günümüze kadar insanın ilgisini çekmiş, kültürünün ve ekonomisinin vazgeçilmezi olmuştur.
Anadolu toprakları, Bronz çağından günümüze altın işlemeye devam etmekte. Arkeolojik çalışmalarda, Hititler ve Lidyalıların sanatsal forma soktuğu pek çok altın takı ve süs eşyaları bulunmuştur. Her değdiği nesneyi altına çevirme laneti anlatılan Kral Midas ya da günümüze 'Karun kadar zengin' deyimini getiren Lidya Kralı Creseus isminde altına dair efsaneleri görmekteyiz.
Ülkemizde bu madene dair arama ve işletme çabaları 1930'lu yıllara kadar gider, 1935 yılında 2804 sayılı yasa ile Maden Tetkik Araştırma Kurumu kurulmuş. 1985 yılında ise yabancı sermayeli şirketler için ruhsat verilmesine imkan sağlayan yasal düzenlemeler sonrası özel sektör bu alana girmiş. Ülkemiz altın cevherleşmesi açısından uygun koşullar taşıdığı için yaklaşık 6500 tonluk doğal rezervi ile dikkat çeken bir ülke. Altın çıkaran maden işetmecileri ve firmalar gravimetrik, flotasyon, amalgamasyon ve siyanür liçli cevher zenginleştirilmesi yöntemlerini kullanarak altın üretmekte.
Özellikle son iki yöntemde kullanılan civa ve siyanür, insan organizmasına ve çevreye son derece zarar veren toksik kimyasal maddelerdir.

1 TON TOPRAK 1 GRAM ALTIN
Altın, madendeki kayaçlarda gözle görülebilecek ebatlarda ise siyanür kullanmadan ayrıştırılabilir, değilse toprak ya da kayaç küçük bölümlere ayrılarak siyanür ile liç edilir (leaching:süzme) ve altın açığa çıkar. Bir ton topraktan böylece bir gram ya da üzerinde altın çıkarılabilir. Avrupa'da Çernobil sonrası en büyük çevre katliamı ve endüstriel kaza olarak kabul edilen Baia Mare (Romanya) altın madenindeki siyanür sızması ile Macaristan ve Sırbistan'da aynı nedenli felaketler neticesi bugün Almanya ve Çekya başta olmak üzere birçok ülkede siyanürlü madenciliğe yönelik ruhsat lisansı verilmiyor. UNEP (Birleşmiş Milletler Çevre Programı), her yıl büyük boyutlu çevresel hasar yaratan dördün üzerinde maden kazasını raporluyor. Maden Mühendisleri Odası ve Altın madencileri Derneği gibi kuruluşların raporları, dünyadaki altın üretiminin yüzde doksanında etkili ve ekonomik olması nedeni ile siyanür kullanıldığını ortaya koyuyor. Ancak, hiç kimse, siyanürün insan sağlığına zararı ve çevre kirliliğine etkisi konusunda bir kuşku taşımıyor. Görünen o ki, ülkemiz, küresel iklim değişiklikleri, habitat daralması ve biyolojik çeşitlilik kaybı gibi çevre orijinli tehlikelere odaklanarak, madencilik politikalarını radikal bir şekilde revize etmeli.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA