14 Mayıs seçimlerinde muhalefet açısından yaşanan büyük yenilgi sonrasında CHP'de başlayan değişim rüzgarı İYİ Parti ile devam etti.
2017'de yeni bir merkez sağ parti arayışı ile Meral Akşener liderliğinde kurulan İYİ Parti, 31 Mart yerel seçimleri sürecinde eski ortaklarına koyduğu tavrın karşılığı olarak aldığı oy oranı ile tabiri caizse dibe çakıldı. Akşener'in bu sürede sergilediği uzlaşmaz tutum, sandığa tepki olarak yansıdı ve daha bundan 1 yıl önce yüzde 15'lerde gösterilen İYİ Parti oyları 31 Mart'ta yüzde 3.7'ye düştü. Tabi bu oran aldığı belediye sayısını da olumsuz etkiledi. 2019'da elinde 1 il, 24 ilçe belediyesi bulunduran İYİ Parti, 31 Mart'ta 20 ilçe belediyesini anlaşılamayan siyasi hesaplaşmaya kurban verdi. Yani Millet İttifakı'nın kurucu unsurlarından biri olmayı reddettiği gün İYİ Parti'nin siyasi misyonu da esasında düşüşe geçti.
YENİLGİYİ KABUL ETMEK ZOR
Ancak yenilgi pek de kolay sindirilebilen bir olgu değil insanoğlu için. Sıradan bir vatandaş için bile kolay kabullenilemeyen yenilgi, kitlelere hitap eden bir siyasi oluşum için de lideri için de belli bir süreç gerektiriyor. Üzerinde düşünülmesi, yeni bir strateji belirlenmesi için hem liderin kendi içinde hem de parti içinde yeni bir pozisyon alınabilmesi için zamana ihtiyaç var. CHP'de bu süreç 31 Mart öncesinde gerçekleşti. Öyle kolay da olmadı açıkçası bolca kavga gürültülü oldu değişim süreci.
Ancak İYİ Parti'de yenilgi üzerine bir yenilgi daha yaşandı. Meral Akşener'in parti içinden gelen itirazlara, eleştirilere rağmen seçime tek başına girme iradesi ortaya koyması belki bir kesim tarafından cesaret gibi görülebilir. Ancak bakıldığında aldığı büyük riskin sonuçları da ortada.
YANLIŞ KARARLARIN AĞIRLIĞI
31 Mart'ta oluşan tablo, öncesinde doğru şekilde yapılamayan özeleştirinin vaktinin geç de olsa gelmesiyle sonuçlandı.
Önceki gün Akşener'in sıfırdan bir siyasi parti kuran bir lider, üstelik bir kadın siyasetçi olarak verdigi yanlış kararların itirafı niteliğinde bir kurultay gerçekleşti İYİ Parti'de. Akşener kendince partisi için son kez bedel ödedi. Kurultay salonunda yaptığı duygu yüklü konuşmanın her kelimesi itiraf niteliğindeydi. Kurduğu cümlelerde hem özeleştiri hem de verdiği tüm aldığı tüm yanlış kararların üzüntüsü vardı. Bir kadın lider olarak cesaretle çıktığı yolda kırgınlıklarını da anlattı, kendince özeleştiri de yaptı. Ama benim dikkatimi çeken en önemli şey suçlayıcı siyasi söylemini yine kendisi ya da partisi dışında olanlara yönelik dillendirdi. Ve yapılan oylama sonunda yeniden aday olmadığı koltuğunu İzmir'in de yıllardır yakından tanıdığı yol arkadaşı Müsavat Dervişoğlu'na bıraktı.
HEPSİNİ ZAMAN GÖSTERECEK
Dervişoğlu'nun üçüncü tur oylamasının sonuçları açıklandığında yaptığı teşekkür konuşmasını baştan sona dinledim. Partililerine minnetini ifade ederken geleceğe dönük de yola devam etme umudu vermeye çalıştı. Bu temennisinde ne kadar başarılı olacak zaman gösterecek elbette.
Kendisi Akşener'le en başta aynı yola baş koymuş bir isim. Yani verilen yanlış kararlara da koyulan yanlış tavra da Akşener'le birlikte ortak. O nedenle seçmene bunu unutturacak icraatlar ortaya koyması şart.
