Türk müziği gerçek divasını kaybetti 8 Şubat'ta. Müzeyyen Senar'ın aramızdan ayrıldığı gün, Anadolu pop müziğinin öncülerinden Cem Karaca'nın da ölümünün 11'inci yıldönümüydü... Artık 8 Şubat'larda iki büyük ustayı birlikte anacağız...
Müzeyyen ablamızla ilgili güzel bir anım vardır. Kitabımda da yazmıştım:
"Bizden Size" programının çekimleri için gittik Müzeyyen Senar'ın Beylerbeyi'ndeki evine. Tarih: 22 Mart 1987. O dönemde TRT televizyonunda Erşan Başbuğ'un hazırladığı "Bizden Size" programının sunuculuğunu yapıyorum... Girdiğimiz apartman dairesinde Müzeyyen Abla'nın kapısının önü ayakkabı dolu. Eve ayakkabıyla girilmiyor. Biz de kapı önünde çıkardık ayakkabılarımızı. Bir şey dikkatimi çekti. Ayakkabıların çoğu eski, boyasız ve yamuk yumuk... Bazılarının arkasına basılmış, berbat vaziyetteler. Senar'a eşlik etmek için gelen esmer müzisyenlerimizin siyah ayakkabıları... Benimkiler ise bir kaç ay önce Milano'dan aldığım gıcır gıcır son model bir çift kahverengi ayakkabı... Onlarınkinin yanına koydum...
İçeri girdik, televizyocular da geldiler. Konuklarımız arasında rahmetli şarkıcı Taner Şener, yine rahmetli besteci Teoman Alpay da var... "Bizden Size"nin çekimleri yaklaşık üç saat sürdü... Şarkılar söylendi, sohbet edildi. Program içinde sanatçıların evlerine giderek ropörtaj yaptığımız, evlerinde canlı şarkılar söylettiğimiz böyle bölümlerimiz var...
Çekimler bitince müzisyenler enstrümanlarını alıp gittiler. Ardından Müzeyyen Abla, "Hadi çocuklar gidip balık yiyelim, rakı içelim" dedi. O gün yanımda Aysun da var. Biz hemen "tamam" dedik. Erşan rakı deyince dünden razı... Taner Şener ve Teoman Alpay'la eşi de "Ne güzel olur" deyince Haldun Restoran'a gitmeye karar verdik...
Kapı önünde herkes ayakkabısını giyerken baktım benimkiler yok. Arkasına basılmış, yumurta topuk, sivri burunlu çamurlu bir çift ayakkabı sahibini bekliyor. Ama benimkiler yok. Çingenelerden biri belli ki benimkileri giyip gitmiş.
"N'apıcaz şimdi?" dedim Müzeyyen Abla'ya. "Bari terliklerle arabamıza binip evimize gidelim, terliklerle restorana gidecek değiliz ya!"
"Olmaz eve gidemezsin" dedi. "Gel benimle!"
Tekrar içeri girdik. Ayakkabı dolabını açtı. Gıcır gıcır cilalı deri ayakkabılar dolapta sıra sıra dizilmişler... "Seç, birini al" dedi. Ben 42 giyiyorum. Dolaptaki ayakkabılar 40 ve 41... Hiçbiri ayağıma olmuyor. "İdare edeceksin" dedi. Emir büyük yerden. "Pekala Müzeyyen Abla" dedim. Seçtiğim 41 numara ayakkabıya baktım İspanyol malı. Pek de şık. Zar zor ayağıma geçirdim. Arabayı ayakkabısız kullandım. Restoran'da masanın altından kimse görmez diye ayakkabısız oturdum. O gece eve varınca "Müzeyyen Abla'nın hatırası" diyerek ayakkabıları anılar müzeme kaldırdım...
Vallahi ne yalan söyleyeyim, uzun yıllar da sakladım...
Sonra uygun birine verdim. Makosenler gitti, öyküsü kaldı yadigar...
ÇAMLIK SENAR
Adına gazino açılan ilk müzik sanatçısının Perihan Altındağ Sözeri olduğunu okumuştum bir zamanlar. 1948 yılında Ankara'dan İstanbul'a transfer olduğunda şarkı söylemesi için adına gazino açılmış, adını da "Perihan Gazinosu" koymuşlar...
Bir de Müzeyyen Senar'ı bilirim soyadı bir gazinoya verilen sanatçı olarak.. İzmir'in yıllarca sürüp giden, ülkenin tüm ünlü ve önemli şarkıcılarının buluşma yeri olan Fuar dönemlerinde, Çamlık Gazinosu'nun sahibi, Müzeyyen abla hep kendisiyle çalışsın diye gazinosunun adını Çamlık Senar yapmıştı... Müzeyyen Senar yıllar yılı 20 Ağustos- 20 Eylül tarihleri arasında Zeki Müren'in, Behiye Aksoy'un, Emel Sayın'ın, Muazzez Abacı'nın karşısında hep Çamlık Senar'da sahne aldı...
***
İlk evliliğini 17 yaşındayken 1935'te Ali Senar'la yapmış ve Ergun adında bir oğlu olmuş. 1941'de ikinci eşi Ercüment Işıl'la evlenmiş. Ömer ve Feraye dünyaya gelmişler... Üçüncü evliliği ise Suudi Arabistan'ın Ankara Büyükelçisi Tevfik Hamza Bey'le. Son evliliği üç yıl sürmüş.
Musikimizin ekol yaratan şarkıcısıydı ve ardından gelenler hep onun izini sürdüler. Yeri dolmayacaktır...