Hani Avrupa'da, Amerika'da, bizde havuz gereçleri taşınır, havlular serilir, etrafa bir bakış atılır var ya, buralarda o sıkıntı yok. Yeni yapılan evlerde çoğu mimarilerde yatak odandan, oturmasına her yerden suya girebiliyorsunuz
O pek sevdiğim Phuket'e her gittiğimde, oraları da pek iyi bildiğim için pek rahatımdır.
Alandan bit Vito araba tutup bu beldenin en iyi semtlerinden 'Laguna'ya doğru yola çıktık. Akşamüzeri olduğundan, güneşin batışı ile akşam arası manzaralarla canım arkadaşım Manolya'nın ( Onur) Can ile evimizi ayırttığı 'Allamanda'ya geçtik. Buralardaki otel ve evler o kadar mükemmel ki... Bu arada fiyatları da diğer ülkelerdeki tatil beldelerine göre o kadar da düşük ki tarif edemem.
Odalarımıza şöyle bir yerleşip çok özlediğim 'Lotus'a geçtik. 'Lotus' alabildiğine uzun kumsalın üzerinde, okyanusun üzerinde (Bangkok'daki gibi) yemek istediğiniz deniz canlısını havuzlardan seçtiğiniz pırıl pırıl bir restoran. Servis ve lezzetlerin güzelliği yanında müzik sizi büyülüyor. CD çalıyor, 'ne de iyi çalıyor' diyorsunuz, bir de yan tarafa bakınca canlı müzik olduğunu görüyorsunuz. Bu ülkede başta orkide inanılmaz güzellikte çiçeklerden yapılmış o kadar inanılmaz güzellikte aranjmanlar yapılıyor ki, her gittiğiniz restoran, otel, mağazalarda hayretler içinde kalıyorsunuz.
KRAL SOFRALARI
İlk sabah 'Allamanda'nın kahvaltısı ettik. Ama ertesi gün marketlerden aldığımız ve bitiremediğimiz kahvaltılıklarla kral sofraları hazırladık. Ayşe'nin tüm 'çok alıyoruz' ısrarlarına rağmen. Çok eğlendiğimiz, dinlendiğimiz, yorulduğumuz minik tatile 'Banyan Tree' turu ile başladık. Dünyanın en ileri ve tanınan 'spa' krallıklarından biri burası. Hele Phuket'te çok İngiliz ve Avustralyalı olduğu için pek popüler olan Pazar Brunch'ı burada ve 'Twin Palms'da inanılmaz dolu geçiyor. Ama bulunmak, görmek ve de tatmak lazım o inanılmaz zengin büfeleri. İnanın sayamayacağım kadar lezzet var bu büfelerde. Olmazsa olmaz dedik ve tattık tabii ki... Hanım arkadaşlarım önce buradaki butik ziyaretlerini yaptılar, sonra da 4 saat sürecek (masaj demek az olur) spa randevularını aldılar. Spa'dan döndüklerinde mutluluktan hafif şehla bakıyorlardı!
MEYVE CENNETİ Laguna otellerine oturduğumuz yerin bahçesindeki iskeleden kalkan teknelerle geçebiliyorsunuz. Biz de bir tur atıp yan otelkere geçtik. Oralarda dolaşıp, alışveriş yapıp, çay içip, yemek yiyip, birçok bakkalı, lokantası olan kumsaldan yürüyerek dönebiliyorsunuz. Denizi, kumu, havuzu, yeşilliği bu kadar tadıp doyamayacağınız bir yer burası. Hele hele o meyveler... Meyve cenneti buralar. Sadece kumsallarda değil, şehirde, köyde... her yerde o rengarenk doğal meyveler (belki ben çok seviyorum) çıldırtıyor sizi.
RAHATLIK ÖN PLANDA
Bu arada hani aranızdan birinin bir iki dakika telefonla, i-pad ile bir meşguliyeti varsa hiç vakit kaybetmeden hemen önünüzde emrinize amade havuza girip çıkabiliyorsunuz. Öyle rahatlık ve mutluluk için ayarlanmış ki herşey buralarda. Hani Avrupa'da, Amerika'da, bizde havuz gereçleri taşınır, havlular serilir, etrafa bir bakış atılır var ya, buralarda o sıkıntı yok. Yeni yapılan evlerde çoğu mimarilerde yatak odandan, oturmasına her yerden suya girebiliyorsunuz. Otel şeklinde olmayan, ayrı villalardan oluşan 'Banyan Tree'de olan suitler de böyle. Söylemesi ayıp kendimize ait değildi ama havuzumuzla, bahçemizle biz de öyle idik.
DİREKSİYON SAĞDA
Gezmelerde birden boşalan yağmura öyle alışmıştık ki, tüm gün güneşli geçince 'aaa bugün yağmadı farkında mısınız?" diyorduk. Alışıyor insan... Yılbaşı zamanı gittiğinizde o kadar sıcak oluyor ki bu yağmurları özlüyorsunuz.
Dünya efendisi Can, ilk sabah arabasının anahtarlarını verdi bize. Direksiyon sağda olduğu için birbirimize bakıverdik. Ayşe anahtarları aldı ve tıkır tıkır sabahtan akşama, akşamdan sabaha her yere götürdü bizi. Yolları bildiğim için tarif ediyordum, öyle bir öğrendi ki bilmediğimizi de öğretti. (son gece heyecanıyla yakalandığımız selde bizim olduğumuz yeri unutup Phuket turu atıp dönmesi hariç). İnanın BURADA süper geçiyor tatiller, gittiklerinizle huzurunuz da varsa...
ARABALARI DOLDURDUK
Şehir turunun ilki Phuket'in ünlü AVM'si 'Central'la başladı. Giriş katının dışı, ortası ve de üst katı İtalyan, thai, Fransız, Japon, İngiliz, vs restoranlar, kafeler, dondurmacılarla dopdolu, ev eşyaları, butikler, hediyelikler, bankalar, sinemalar, elektronikler, aklınıza gelenlerin çoğu olan süper modern bir AVM burası. Bir de dev marketi var ki... Üçümüz bir ara kaybettik birbirimizi. Birimiz meyve, birimiz yoğurt, birimiz cookies reyonunda... Üçümüz de birer market arabası doldurmuş, buluşunca aynı alınanlar yerlerine konmak üzere...
KREMALI PONÇİKLER
İtalyan'da acele bir öğlen yemeği yemeye karar verdik. Siparişi verdik verdik ama birimiz yandaki suşi restosundan bir şeyler aldı, birimiz yakınlarına alışveriş ediyor... Son Phuket'e gittiğimden beri hasretini çektiğim kremalı ponçiklerime koştum. Arkadaşlarıma tattırdım, bayıldılar. Sadece bir fikir edinmeniz için 6 adedi 60 baht yani 4 TL. Bizde 1 tanesinin fiyatı. Bir de çok şaşırdığım bir soru. Bana çok kişi sorar 'Yaa oralarda ne yer ne içersin?' Alkolden pek anlamam ama alkollü alkolsüz içeceklerin bizim çeyrek fiyatı ve de aynı ve daha çok markanın olduğu. Yiyeceklerin ise harika thai (ki çok severim ) dışında dünya mutfağının hepsi mevcut. Oralarda asıl gezen ve yemeklere gidenler yabancılar. Evimizin önündeki havuz ani girişler için olduğundan ve de deniz deniz diye denize girmek arzulandığından ver elini kumsal yapıverdik.
YARIN: CATCH BEACH VE PHUKET'TE GECELER