• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Ölüm acısını ilaçla bitiremezsiniz! FİLİZ İÇKE ÖNAL

"Ölüm acısını ilaçla bitiremezsiniz!"

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 23.11.2010, 00:00
Yas sürecini ilaçla atlatmaya çalışmanın doğru olmadığını belirten Prof. Dr. Vamık Volkan, "İlaçlar sadece duyguları körelterek, duyguların açığa çıkmasını engelliyor ve yasın gidişatını bozuyor. Yası olan bireylerde ilaç kullanılması çok hatalı bir tutum" diyor

Psikanaliz ve politik psikoloji alanında yaptığı başarılı çalışmalarla tüm dünyada adından övgü ile bahsedilen Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Vamık Volkan, "Gidenin Ardından" adlı kitabında, okuyucularıyla ölümün ardından yaşanan yas süreci hakkında çok önemli bilgiler paylaşıyor.
Kitabında çözümlenmemiş yaslarımızın yaşamımızı ne derece olumsuz yönde etkilediğini dile getiren Prof. Dr. Volkan, yas sürecinde ilaç kullanımını da doğru bulmadığını belirterek, "Gözlemlediğim kadarıyla günümüz psikiyatrisinde hastaya ya da danışana ilaç yazmak adeta moda haline geldi. İlaçlar kalıcı psikoterapinin yerini tutamaz. Ancak ne yazık ki bu moda aldı başını gidiyor ve hiç kimse de sesini çıkarmıyor. Herhangi bir denetim mekanizması da yok. İlaçlara bilinçsizce duyulan bu anlamsız güven, ekonomik baskılar ve sigorta şirketlerinin suiistimalleriyle de destekleniyor. Bu yanlış tutumun bedelini zavallı hastalar ödüyorlar. Bana göre bu tamamıyla insanlık dışı bir yaklaşım. Çok net söylüyorum: İlaçlar sadece duyguları körelterek, duyguların açığa çıkmasını engelliyor ve yasın gidişatını bozuyor! Yası olan bireylerde ilaç kullanılması çok hatalı bir tutum" diyor.

KAYIPLARIN EN ACISI
"Ölüm, kayıpların en somut ve en acı olanıdır. Ölüme karşı verdiğimiz tepkilerimizde farkında olmaksızın, geçmişimizdeki yarım kalmış, dayatılmış ya da aceleye gelmiş ayrılıklarımızın bilinçaltımızdaki kalıntılarını da bir arada yaşarız" diyen Prof. Dr. Vamık Volkan,
kitabın bölümlerinde yitimlerimiz karşısında nasıl başarılı yas tutacağımızı örnek olgular aracılığıyla aktarıyor. Volkan, yas olgusunu doğru biçimde anlayabilmemiz için 3 önemli unsura dikkatimizi çekiyor: Birincisi, her yitim bizi kaçınılmaz bir keder içine sürüklüyor. İkincisi, her yitim tüm geçmiş yitimlerimizi de yeniden canlandırıyor ve son olarak, eğer yitimimizin yasını tam olarak tutabilirsek, yitim, büyüme ve yenilenmemiz için önemli bir araç olabiliyor.

CAN YAKICI BİR ARMAĞAN

"Yitim can yakıcı bir armağandır!" diyen Prof. Dr. Vamık Volkan "Gidenin Ardından" adlı kitabında bu soruya hem teorik hem de pratik yanıtlar veriyor. Yitimin bizleri zenginleştirdiğini savunan Prof. Dr. Vamık Volkan, eğer tam olarak yas tutabilirsek, kendimiz ve insan olmak hakkında çok şey öğreneceğimizi belirtiyor. Yası doğru olarak tutabilmeyi başarabildiğimizde, sadece daha fazla psikolojik olgunluk kazanmakla kalmayacağımızı ve aynı zamanda yitimimiz ile barış içinde olma kapasitemizin de artacağını savunuyor.

Öfkelenmek önemli bir işaret
Prof. Dr. Volkan'a göre; bilinçdışımız zaman kavramı tanımıyor. Bu nedenle bir dakika önce ölümle yüzleştiğimizi ve kabullendiğimizi düşünürken, bir dakika sonra ölen kişiyi aramak için elimiz telefona uzanabiliyor. Yas sürecinin en acı verici olan bölümlerinden birinin bu gidiş gelişler olduğunu belirten Volkan, Ayrılıktan önceki son saatlerimizi, son günlerimizi ya da haftalarımızı zihinsel tasarımımız aracılığıyla geri getirmeye çalışır ve aynı duyguları yeniden yaşarız. Yitimin gerçekliği içimize işledikçe iç sıkıntımız da şiddetlenir ve ardından öfke nöbetlerine dönüşür. Öfkelenmemiz ise son derece sağlıklı bir duygudur çünkü gerçekleri kabul etmeye başladığımızı gösteren önemli bir işarettir" diyor.

Düzensiz kanamanın tedavisi doğurganlığı etkilemiyor

Eskiden rahmin sebepsiz kanamaları ancak rahmin alınmasıyla durdurulabilirken, günümüzde problemin rahmin korunarak çözülebiliyor olması, özellikle genç kadınlar için doğurganlığın devam etmesi anlamına geliyor. Histereskopi ile tek seansta hem teşhis konuyor, hem de tedavi yapılıyor. Karından kesi yapılmasına gerek kalmadan bu konforlu ameliyatlarla kadınlar, ameliyat oldukları gün taburcu olabiliyor. Kadına zarar vermeden, özellikle de üreme fonksiyonlarını bozmadan, "rahmi almak zorundayız" demeden sorununu çözebilmek, yaşam kalitesini bozmadan yardımcı olmak, histereskopi ile mümkün. Düzensiz kanamalar, adetlerin sık ve fazla miktarlarda olması, ara kanamalar, ilişki sonrası kanama kadınları kuşkulandırdığı gibi, tam tersine, kanamaların doğurganlık çağında kesilmiş olması da doktora gitme sebebi olarak ortaya çıkıyor.

ÖNCE SEBEP BULUNUYOR
Histereskopi ile, kanamaların sebeplerini tespit edip aynı seasta tedavi etmenin mümkün olduğunu dile getiren Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Ayşe Duman "Histereskopi, rahimdeki patolojileri inceleme, tanı koyma ve doğru tedaviyi uygulayabilme anlamında elimizdeki en konforlu yöntem. Bu yöntem sayesinde özellikle genç yaşta, durdurulamayan kanamalar sebebiyle rahmi alınması gereken kadınlara büyük bir imkan anlamına geliyor. Böylece rahimleri korunan kadınların anne olma şansları ellerinden alınmamış oluyor" dedi. Hastada yapılan histereskopik muayene sonucu bozukluğun sebebinin, rahim iç dokusunda rahim içine doğru büyüyen myomlar, polipler veya rahim içi zarının iltihabına (endometrit) bağlı olarak geliştiği kolaylıkla ayırt edilebiliyor. Bu teknikle "histereskop" denilen özel bir kamera ile rahim ağzından rahim içine giriliyor. Rahim içine özel sıvılar verilerek duvarların birbirinden ayrılması sağlandıktan sonra tüm rahim içi duvarı incelenerek kanamaya neyin yol açmış olabileceğine bakılıyor. Kanamaya yol açan myom, polip gibi oluşumlar ise varsa aynı seansta yakılarak alınıyor.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA