Yeni bir ev yeni bir hayat demektir... Çünkü günden güne gelişen teknoloji, fırsat doğuran olanaklar, yeni kullanım kolaylıkları, farklı bir bakış, daha rahat, daha etkili bir yaşam stili herkesin hayali...
Hele birikimler, inandığınız, güvendiğiniz, beğendiğiniz bir yaşam kaynağına akarsa...
Yani içinizin gittiği, hayalinize kavuştuğunuz eviniz, size sorun yaşatmazsa...
Belki sorunsuz yapılar da vardır ama kimileri insanı çileden çıkaracak cinsten insanı huzursuz ediyor, yaralıyor, hayatı zehir ediyor.
***
Yakın bir dostum, eşi ve çocuklarıyla İstanbul'dan geldi üç yıl önce... Bugün İzmir'de önemli bir devlet görevinde; eşi de öyle...
Hayatları işleri ve evleri arasında geçiyor. Amaçları iyi yaşayıp çocuklarına iyi bir gelecek hazırlamak...
Hepimiz gibi...
İzmir'i çok seviyorlar özellikle; dinginliğini ve büyük şehir olmasına karşın rahatlığını, özgürlüğünü... "İstanbul'da yaşadığımız kaos, burada yok. Burada hayat var, hele Narlıdere'de" diyorlar (dı).
Ne zamana kadar.... Bir ev alıp İzmir'e temelli yerleşme kararı alana kadar...
Bu uğurda, İstanbul'un en güzel yerinde olan evlerini bile satışa çıkardılar.
Ve geçen sene, Narlıdere'nin yeni yaşam alanı olan yamaçlarında, Dağdelen Sokak'da, Eti Yapı Kooperatifi'nden, şimdi Çağdaş diyorlarmış, körfez manzaralı bir ev aldılar.
Tamamını da peşin ödediler.
***
Oturdukları sitenin elektriği var, suyu da... Buraya kadar sorun yok. Ama ısınamadılar.
O bol rüzgar alan, satın aldıkları emlakçının "Merak etmeyin, en kısa zamanda merkezi kalorifer sistemi de bağlanacak" diye söz verdikleri ev, bugün buz damı gibi...
Dahası, eylül ayından beri, "Doğalgaz" bekliyorlar. Geçen akşam konuk olduk, yuvalarına...
İnanın çocuk çocuk, elektrik sobasının başında ısınmaya çalışıyor.
Bunun nedeni, daire satın aldıkları sitenin oturma raporunun olmayışı...
Arkadaşım aylarca uğraştığı halde bir sonuç alamamış... Duyduğumca kooperatif yönetimiyle, müteahhit kavgalı... Bir alacak-verecek davası var. Bu yüzden binalara oturma raporu alınamıyor, bu yüzden de doğalgaz bağlanamıyor.
Yaklaşık 100 aile de, onlar gibi yaşıyor.
Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, "Bizim için sorun yok. Site yönetimi başvursun oturma raporu için denetime gelelim" demesine karşın, yönetimden ses seda yok.
Elinde evrak taşımaktan yorulmuş arkadaşım, "Ben böyle bir şey görmedim. İzmir'de yaşamayı çok sevmiştim. Galiba hatalı karar vermişim" diyor artık sık sık...
Bunaltmışlar adamı, öyle ki artık dava açmaya hazırlanıyor.
***
Olayın bir başka boyutu daha var; arkadaşıma daireyi satan emlakçı, yeni müşterilerine yine aynı vaatlerle ev satmaya devam ediyormuş...
Adama kimse dur demiyor. Yani yine mağdur aileler...
***
Oysa benim bildiğim bazı belediyeler oturma raporu konusunda kırı kırk yarıyor, özellikle Karşıyaka Belediyesi...
Karşıyaka'da oturma raporu almadan, ne elektrik ne su bağlanabiliyor, doğalgaz ise bir hayal...
Burada da hem müteahhitler hem de ev sahipleri sıkıntılı...
Ben birçok dürüst müteahhit tanıyorum, aylarca oturma raporu için bekliyor. Gelen ekip de, ufak bir eksikte, 15 gün sonraya atıyor.
Bekleyiş hiç bitmiyor. Bunu bizzat yaşadım.
Çoğu müteahhit, bu yüzden Karşıyaka'dan kaçmayı düşünüyor.
İşte bu da olayın bir başka boyutu... İkisininin ortası yok.
Sonuçta, oturma raporu almadan huzur yok yeni bir ev alan için... Burada önemli olan, orta noktada buluşabilmek...
Yani uygulamada adalet...
Oturma raporu, bir nevi denetim. Bir evde sağlıklı, huzurlu ve güvenli yaşamak için olmazsa olmaz bir koşul...
Bundan hiç kuşkum yok.
Ama ne gevşetin ne bıktırın.
Türk insanı bunu hak etmiyor.
GÜNÜN SÖZÜ
Yüreğin kadını ve erkeği yoktur. Bir mert olanı vardır, bir de namert olanı...
Nazım Hikmet